And blue translate Turkish
5,412 parallel translation
I remember she wore this red and yellow and blue bright clothes.
Onun kırmızı, sarı ve mavi parlak kıyafetler giydiğini hatırlıyorum.
You were asking about that older type VW... with the hearts and blue birds and...
Şu eski Volkswagen modellerinden, üzerinde kalpler ve mavi kuşlar olan.
It's the Milano, the orange and blue one over in the corner.
Milano orada, köşedeki turuncu ve mavi boyalı olan.
♪ Green leaves and blue sky and sun ♪
# Etrafta yemyeşil yapraklar, masmavi gökyüzü ve güneş #
How can my dreams coming true Leave me lonely and blue?
Hayallerim gerçekleşirken niye kederliyim böyle?
I'll beat his backside black and blue.
Onun sırtını morartacağım!
Look at them, lying down beaten up black and blue.
Bak, hepsi de dayak yemiş yerde yatıyorlar.
Caitlin Maguire is 1.67 tall weighs 48 kilos, has long brown hair and blue eyes.
Caitlin Maguire, 1.70 boylarinda 48 kilo, uzun kahverengi saçli, mavi gözlü.
Planet Earth is blue and there's nothing I can do Hey.
Hey.
We looked out the window and this blue dude was standing right there.
Pencereden baktık ve mavi eleman orada duruyordu.
You give me one shot here, On a blue chip stock like Kodak. And, believe me..
Kodak gibi değerli pay hissesi için tek hak ver bana ve inan bana Kevin yaşayacağın tek sorun daha fazla almamak olacaktır.
- And the shirt is blue.
- Gömlek mavi.
He's got a bright red hat on and a blue duffle coat.
Parlak kırmızı bir şapkası ve mavi yünlü bir kabanı var.
A blue jacket and also the injuries.
Mavi bir mont ve yaralar.
Blue razzleberry and sour apple!
Böğürtlen mavisi ve elma yeşili!
And this kid coming out of the blue with 22 grand was a... what'd he say?
Ve çocuğun 22 bin dolar için maviyi çıkarması ne demişti?
I'll be blue and I'll be cryin'too
Ben üzülürüm Ağlarım da
When they find me, my hand will be all blue and they're probably gonna have to amputate my fucking fingers!
Beni bulduklarında ellerim mosmor olacak ve parmaklarımı kesecekler!
Someplace where the sun is always shining and the sky is blue, and... and you can be free to do whatever you want to do.
Güneşin her zaman parladığı gökyüzünün mavi olduğu, ve... istediğin herşeyi yapabilecek kadar özgür olabilirsin.
And just punches hard out the blue?
Ve pat diye sert vurmaya mı başladı?
I mean, I would like take her blue creepy tail and put it on my, my dick and then all of a sudden we'd be connected and one.
Yani, onun o maviş poposunu aletimin üstüne yaklaştırır, ve sonra aniden bitiştirip yek vücut olurdum.
I dare you to look at me with those little icy, baby blue eyes of yours and tell me that you don't want her to be your girl. I just met her.
Bana o buzumsu, bebek mavisi gözlerinle bakmanı ve bana onun senin kızın olmasını istemediğini söylemen için meydan okuyorum.
Last time you did the laundry, you turned everything blue and red... -... so no.
En son çamaşır yıkadığında her şeyi mavi ve kırmızı yaptın.
"Driving a vehicle with red or blue lights is punishable... by up to 3 years imprisonment and $ 200,000 fine."
Tepe lambası olan bir araç kullanmanın cezası 3 yıl hapis ve 200,000 $ para cezasıdır.
Then out of the blue, her highness calls me in the middle of the night... and tells me to come to this royal apartment!
Sonra bir anda majesteleri gecenin bir yarısında beni arıyor ve bu lüks daireye gelmemi söylüyor.
I have, like, you know, like a little bathing suit on and whatever, and the whole rest of my body was blue.
Bilirsin üzerimde küçük mayoya benzer bir şey vardı. Geriye kalan tüm vücudum maviydi.
Don't look now but there's a young guy in a grey shirt sitting with a girl in a blue-and-white-striped dress.
Hemen bakma, şurada genç bir adam oturuyor. Gri tişörlü olan. Mavili beyazlı elbisesi olan bir kızla oturuyor.
At the time of her disappearance, Price was wearing a striped sweater, dark blue jeans and sneakers.
Kaybolduğunda üzerinde çizgili bir kazak, koyu renk bir kot ve spor ayakkabılar olduğu biliniyor.
Look, I don't know what your deal is... but you can't just dye your hair blue, dress like a slutbag... and expect to be the shit all of a sudden.
Ne ayaksın bilmiyorum, ama saçını maviye boyayıp, fahişe gibi giyinip bir anda en iyisi olmayı bekleyemezsin.
I was born and raised in Miami, the city that's known for its tropical beaches, clear blue skies- - the playground for the rich and famous.
Miami'de doğdum ve burada büyüdüm. Tropikal kumsalları, masmavi gökyüzüyle, zengin ve ünlülerin oyun alanı olarak bilinen şehirde.
Well We've got plus-minus, we've got blue-red. And we've got crying baby-smiling woman.
Arti-eksimiz var, mavi-kirmizimiz var... ve aglayan bebek-gülümseyen kadin var
He just turned up out of the blue and hijacked me.
Yine bir anda ortaya çıktı ve aklımı çelmeye çalışıyor.
I wanna tell you something else. At the start of the summer, just before I left the hospital, this woman came to cut hair, and when it was my turn, out of the blue she just started talking to me
Yaz başında hastaneyi terk etmeden hemen önce saç kesimi için bir kadın geldi.
You might have noticed him, he has a Colgate smile and beautiful blue eyes.
Onu fark etmiş olabilirsiniz, güzel mavi gözleri ve gülümsemesi var.
'Tis then the Blue Moon reappears, which comes but once each hundred years. Bring them and I guarantee a child as perfect as child can be.
Üç gün içinde mavi ay tekrar ortaya çıktığında ki her yüz yılda bir gerçekleşir, onları bana getirirsen sana olabilecek en mükemmel çocuğu garanti ederim.
I only ask because when I tell this story, I'm gonna want to know which one was the mean-ass flight attendant and which one has the kind blue eyes.
İsmini soruyorum çünkü, olanları anlatacağım zaman hanginizin cadaloz hanginizin de mavi gözlü afet olduğunda emin olmam gerekiyor.
I didn't jump up and want to know what color to paint the bedroom, you know, blue or pink.
Atlamadım ve yatal odasının renginin mavi ya da pembe olmasını öğrenmek istemedim.
We both got on green shirts and we both got blue eyes!
İkimizde yeşil t-shirt giyiyoruz ve ikimizinde gözleri mavi!
On his shield sleeps the Viking his sword in his hand and his tent is the heavenly blue
Bir Viking kalkanıyla uyuduğunda kılıcı elindedir ve çadırı sonsuz gökyüzüdür.
Is to get to the garden To pick some sage And wrap lavender with blue string
bahçeye gitmek ve adaçayı içmek... ve bir lavanta çiçeği bulup
One yellow tail, one red snapper and a blue shrimp.
- Bir sarıkuyruk, bir kızıl levrek, bir de mavi karides.
And you'd gag With your face turning blue
♪ Miden ağzına gelir ♪ Yüzün maviye döner
I have price evaluations for these items and the Kelley Blue Book on the cars.
Fiyat değerlendirmesi yaptırdım. Arabalar için 2. el rehberine baktım.
His "business associate", Little Boy Blue, and his boys Nicky Mince Pies and Freddy the Nonce.
Onun iş ortağı, Küçük Mavi Çocuk, ve Nicky Mince Pies ve Freddy the Nonce.
I asked him about one of his most controversial reviews for Blue Velvet, and his moral indignation at director David Lynch.
En tartışmalı yazılarından biri olan Mavi Kadife eleştirisini ve yönetmen David Lynch'e duyduğu öfkeyi sordum.
# With her blue eyes beaming soft and mild #
Yumuşak ve zarif ışık saçan gözleriyle,
Well, one day I had some blue splotches on my jeans that I got from my niece's birthday at ColorMe Mine, and Charlie thought I was having an affair with the Blue Man Group.
Pekala, bir gün kotuma 6 tane mavi leke bulaşmıştı yeğenimin "Beni Boya" temalı doğum günü partisinde olmuştu ve Charlie de "Mavi Adamlar" grubuyla ilişkim olduğunu düşündü.
- I'm five seven, I have blond hair, and... blue-green eyes, and...
Ben... Normal boyutlarda, sarışınım, mavi ve yeşil tonlarında gözlerim var ve...
I wanted blue and white and red - the colours of the bloody Aussie flag, you dimwit.
Ben mavi, beyaz ve kırmızı istedim. Avustralya bayrağının renkleri gibi olsun istedim salak herif.
So it's a very beautiful and very blue sea.
Çok güzel ve masmavi bir deniz.
It was like a switch flipped and then suddenly... I'm looking into these gorgeous blue eyes... and we were dancing.
Sanki bir düğmeye basıIdı ve ben aniden o güzelim mavi gözlere bakıyordum ve dans ediyorduk
blue 909
blueberry 28
blues 38
bluebell 46
blue bloods 102
blue shirt 26
blue jeans 16
blue eyes 153
blue moon 21
blue water 26
blueberry 28
blues 38
bluebell 46
blue bloods 102
blue shirt 26
blue jeans 16
blue eyes 153
blue moon 21
blue water 26
blue one 16
blue team 58
bluestone 23
blue sky 21
blue mountains 29
blue blur 16
blue skies 29
blueprints 36
and by 340
and by the way 907
blue team 58
bluestone 23
blue sky 21
blue mountains 29
blue blur 16
blue skies 29
blueprints 36
and by 340
and by the way 907
and beyond 30
and besides 937
and breathe 35
and better 23
and ben 22
and by god 23
and beyond that 27
and before you know it 100
and bang 29
and before i forget 16
and besides 937
and breathe 35
and better 23
and ben 22
and by god 23
and beyond that 27
and before you know it 100
and bang 29
and before i forget 16