Nice shoes translate Turkish
269 parallel translation
- Nice shoes.
- Güzel ayakkabılar.
Young ladies walked pass with nice shoes.
Nişanlıları ile kol kola gezerlerdi. Bir keresinde biri bana yardım etti.
A pity you're all wearing nice shoes.
Ne yazık ki, hepiniz de şık ayakkabılar giymişsiniz.
Nice shoes... anything.
Güzel ayakkabılar, ne olursa işte...
Nice shoes you have.
- Ayakkabıların ne güzelmiş.
You'll ruin your nice shoes.
Güzel ayakkabıların çamurlanacak.
Nobody that wears nice shoes... has eight kids anymore.
Ani bir hareket yaparsa patlat, gitsin! - Evet. efendim! - Tamam, tamam.
Nice shoes?
Ayakkabılarım güzel mi?
Why did only you get such nice shoes?
Neden böyle güzel ayakkabıları sadece sen alıyorsun?
Hey. Nice shoes.
Güzel ayakkabılar.
God damn it, them's nice shoes.
- Güzelmiş.
Nice shoes.
Güzel ayakkabılar
Nice shoes, Jack.
Güzel ayakkabılar Jack.
Hey, nice shoes.
- Evet? Hey, güzel ayakkabılar.
Nice shoes!
Ayakkabıların bayağı şık!
Hey, nice shoes.
Hey, ne güzel ayakkabılar.
Nice shoes.
Ayakkabılar güzelmiş.
[Both ] Nice glasses, four eyes. [ Laugh] Yeah, nice shoes, uh, two feet.
Ayakkabıların da güzelmiş iki ayak.
- You have nice shoes.
- Ayakkabılarınızı beğenmiş.
Nice shoes, huh?
Güzel ayakkabılar, ha?
Hey, nice shoes.
Hey, güzel ayakkabı.
Hey, nice shoes.
Hey, güzel ayakkabi.
Nice shoes.
Güzel ayakkabılar.
Yeah, so order some nice shoes and have a sale.
Peki. Birkaç güzel ayakkabı sipariş ver ve onları sat.
"Hey, there, wee darling, nice shoes,"
"Selam minik güzelim, güzel ayakkabılar."
Nice shoes...
Güzel ayakkabılar.
They want the boys with the nice shoes and the clean hair... and the fathers with the steady jobs.
Güzel ayakkabıları olan, temiz saçlı ve babalarının sürekli bir işi olan çocukları istiyorlar.
Uh-huh? All right. Uh, those are nice shoes.
Tamam, ayağındakiler gerçekten de güzel.
- Nice shoes. - Oh, thank you.
- Ayakkabıların güzelmiş.
- Nice shoes.
- Güzel ayakkabı.
Such nice little shoes
Ne kadar güzel küçük pabuçlar
If he's got a nice jacket, chances are his shoes are fancy too.
Güzel bir ceket giyiyorsa, ayakkabılarının da güzel olma şansı yüksek.
That's why she was so nice to me in Dakar... giving me her old dresses... her old slips... her old shoes.
Demek Dakar'da bu yüzden bana karşı çok iyiydi... Bana eski elbiselerini, eski iç çamaşırlarını ve eski ayakkabılarını verdi.
Maybe I'II get a new pair of shoes, a nice dress, a few laughs.
BeIki yeni ayakkab veya bir eIbise aIdrtr, biraz güIerim.
That's a nice pair of shoes.
Ayakkabıların güzelmiş.
He had nice children's shoes, too!
Onda çok güzel çocuk ayakkabıları da vardı!
Oh, nice pair of shoes!
Ne güzel ayakkabılar!
I think it would be nice if you take your shoes off.
Ayakkabılarını çıkar bari.
Nice pair of golf shoes.
Ne güzel bir çift golf ayakkabısı.
Just for me to maybe buy a pair of shoes and a nice dress so that the next time he sees me...
Bir çift ayakkabı veya güzel bir elbise alabileceğim kadar.
Want you to buy a new pair of pants, nice jacket, shirt with a tie, pair of shoes with laces.
Yeni bir pantolon almanı istiyorum, bir ceket... kravat ve ceket, parlak ayakkabılar.
Nice shoes.
Güzel ayakkabı.
Now, Marcie, as a friend who's also in the business let me fix you up with a nice pair of shoes.
Şimdi, Marcie, bu işte olan bir arkadaşın olarak bırak da sana güzel bir çift ayakkabı vereyim.
They'll pay you and prepare you for a nice career driving tanks or shining shoes.
Sana para ödeyecekler ve seni, tank kullanmak veya ayakkabı boyamak gibi güzel bir kariyere hazırlayacaklar.
He was a smart guy, nice guy, but... the day it came for us to pull the sheets back from our cadavers... and, well, he just chucked all over his shoes.
Yüzün kızarıyor. Elimde değil.
And roads will be nice and flat shoes will be comfortable and socks will be soft...
Yollar çok güzel ve dümdüz ayakkabılar çok rahat çoraplar çok yumuşak olacak.
- Oh, by the way, nice shoes.
Ah.Bu arada, ayakkabıların çok güzel.
They came to school in really nice shorts... and polished tennis sneakers... and their shirts were always collared with buttons... and their hair was always slicked back... their teeth were always brushed... and their shirts and pants were always ironed... and their shoes never were scuffed up... or anything like that.
Okula, gerçekten güzel şortlarıyla cilalı tenis ayakkabılarıyla yakası ilikli gömleklerle ve her zaman geriye taralı saçlarıyla gelirlerdi. ... dişleri her zaman temizdi gömlekleri ve pantolonları her zaman ütülüydü ayakkabıları hiç bir zaman pis değildi ya da aklınıza gelebilecek her şey.
I'll wear a nice dress and put on my best dancing shoes.
Güzel bir elbise ve en iyi dans ayakkabılarımı giyeceğim.
This is a perfect chance to get you kids some nice church shoes.
Size yeni kilise ayakkabıları almak için iyi bir fırsat.
Nice to see you brought your boogie shoes, Will.
Bu akşam boogie ayakkabılarını giydiğini görmek çok güzel, Will.
shoes 424
shoes off 41
nice to meet you 4926
nice try 940
nice to meet you too 134
nice job 563
nice to see you 972
nice one 592
nice shot 303
nice guy 145
shoes off 41
nice to meet you 4926
nice try 940
nice to meet you too 134
nice job 563
nice to see you 972
nice one 592
nice shot 303
nice guy 145
nice meeting you 395
nice and easy 314
nice talking to you 103
nice hat 67
nice catch 108
nice to see you again 321
nice car 134
nice place 288
nice move 87
nice to see you too 69
nice and easy 314
nice talking to you 103
nice hat 67
nice catch 108
nice to see you again 321
nice car 134
nice place 288
nice move 87
nice to see you too 69