English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Clean up

Clean up translate Turkish

9,122 parallel translation
I tried to clean up, but...
- Temizlemeye çalıştım ama...
Blood doesn't clean up too easy, does it?
Kan, o kadar kolay temizlenmiyor, değil mi?
You're gonna have to clean up proper. Yes.
- Üstünüzü temizlemelisiniz ama.
Hey, thanks for coming back to clean up.
Yardıma geldiğin için teşekkür ederim.
Will this get me a room long enough to clean up?
Bu bana temizlenmeye yetecek kadar uzun süre bir oda sağlar mı?
Clean up.
Temizle.
I need to clean up my act.
Yaptıklarımı temizlemeliyim.
To position Mia's body in your car, you used your steering wheel lock to break her bones and acetone to clean up, but... see, acetone doesn't mask blood.
Mia'nın cesedini arabaya oturmak için direksiyon kilidiyle kemiklerini kırdınız ve onu asetonla temizlediniz ama aseton, kanı kapatmaz.
- We have to clean up.
- Ortalığı temizlemem gerek.
All right. I'm gonna clean up.
Tamam ben temizleneyim.
I go, find the artifacts, clean up this mess.
Ben gideyim, eserleri bulayım, bu karışıklığı toparlayayım.
Well, we... got a hundred acres of Library to clean up, so let's get to it.
Temizleyecek koca bir Kütüphane'miz var. Hadi başlayalım.
Librarians clean up nice.
Kütüphaneciler bugün çok şık.
I'm the one they hired to clean up their mess.
Ortalığı temizlemek için beni tutmuşlardı.
You clean up nice, McGarrett.
Cillop gibi oldun McGarrett.
Tristan, you clean up pretty well.
Tristan, façanı iyi düzeltmişsin.
And while I'm cleaning up your mess, maybe you can clean up mine.
Ben senin pisliğini temizlerken belki sen de benimkini temizlersin.
Wyatt asks Josh to clean up the room.
Wyatt, Josh'a odayı temizlemesini söylüyor.
First, clean up your mess in Omaha.
Önce Omaha'da batırdıklarını temizle.
Then Mr. Cha has to clean up behind you again!
O zaman Bay Cha arkanı temizlemek zorunda kalacak.
He always trusts you to clean up his mess.
Neden olduğu tüm sorunlarla sizin ilgileneceğinize güveniyor.
Kind they use to clean up oil spills, eats hydrocarbons.
Petrol sızıntılarını temizlemek için kullanılanlardan. Hidrokarbonları sindiriyorlar.
I thought I was gonna clean up and be the best mom. But then it was 2 : 00 a.m. and the baby was screaming and the bottle was right there.
Temizlenip en iyi anne olacağımı sanmıştım ama saat 2 olduğunda bebek kollarımda bağırırken şişe hemen oradaydı.
In his mind, he may believe it's his duty to clean up the streets.
Sokakları temizlemenin işi olduğuna inanıyor.
I haven't had a chance to clean up since the accident.
Kazadan beri temizlik yapma şansım olmadı.
Causing an oil slick, which they're still trying to clean up.
Bu da denizde bir yağ tabakasına sebep oldu, hala temizlemeye çalışıyorlar.
I needed to clean up my own mess.
Ben kendi pisliği temizlemek gerekiyordu.
Go clean yourself up.
- Git biraz temizlen.
Go! Clean yourself up!
Git de temizlen!
We clean it up, you come out a hero.
Biz orayı temizleriz, sen de kahraman olursun.
I'm try... I'm running a clean-up with my left hand.
- Sol elimle temizlik yapmaya çalışıyorum.
Can you clean that up?
- Temizleyebilir misin?
There's evidence of blood on the floor back here, and it looks like someone tried to clean it up.
Burada kan izleri var ve biri bunları silmeye çalışmış.
We talked about David Ridges, and I came clean about the fact that Branch and I broke up.
David Ridges hakkında konuştuk ve Branch ile ayrıldığımızı söyledim.
No. Look, when Miss Ferrara came, when she showed up, that's when he came clean.
Bayan Ferrara eve geldiğinde o da itiraf etti.
Clean her up.
Kızı temizle.
Now... clean all this shit up, clean it up before supper.
Şimdi. Burayı temizleyin. Yemekten önce temizleyin burayı.
Clean it up yourself, you asshole.
Kendin temizle, göt herif.
- Who's gonna clean it up?
- Kim temizleyecek orayı?
You do a tourniquet, and I'll clean it up when we get on the ground.
Sen turnike uygula, yere indiğimizde ben icabına bakarım.
I'd see her when she'd come in to clean, and she'd ask how I was holding up.
Temizlik yapmaya geldiğinde Maria bana buna nasıl katlandığımı sorardı.
Ha ha! But seriously, though, we should probably clean this mess up.
Ama cidden, yine de bu dağınıklığı temizlememiz gerek.
Why would I trust you to clean it up correctly?
Neden senin bu sorunu düzelteceğine inanayım?
Now I just need something to clean it up.
- Temizlemek için bir şeyler bulmalıyım.
I got to clean this place up before somebody comes snooping around.
- Morty, burayı temizlemeliyim, çünkü her an biri gelip ne olup bittiğini görebilir.
Smokeheads grab them at night, clean them up.
Onu geceleyin çalar ve temizlerler.
Clean them up so that I can fetch a good price for them.
İyice temizleyin ki iyi para etsinler.
As soon as you clean this place up, of course.
Sen burayı temizler temizlemez tabii ki.
You're going to clean that up!
Onu temizleyeceksin!
Even if a criminal tried to clean it up, the iron in blood makes the chemical glow.
Suçlu temizlemeye çalışmış olsa bile kandaki demir kimyasalın parlamasını sağlar.
We'll clean you up.
- Evet, gidin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]