Close translate Turkish
68,490 parallel translation
We need to let that play out before we do anything rash. I know you two are close.
Acele hamle yapmadan bitirmelerine izin vermeliyiz.
I bet you are. You're so close.
Eminim düşünüyorsun.
Aka Plunder, comes to a close.
-... halka açık duruşması son buldu.
You're still a close second.
Sen de onun hemen ardındasın.
I got to see Kid Flash in action, right up close.
- Şaka mı yapıyorsun? Kid Flash'ı eylem halindeyken yakından gördüm.
We're close, guys.
Yaklaştık millet.
But I'm also afraid of my powers... and not what they could do to me, but what they could do to anyone who gets close to me.
Aynı zamanda da güçlerimden korkuyorum. Bana yapabileceklerinden değil, bana yaklaşanlara yapabileceklerinden.
I like you, Julian, but I'm also afraid of my powers and what they could do to anyone who gets close to me.
- Seni seviyorum Julian ama aynı zamanda da güçlerimden ve bana yaklaşanlara yapabileceklerinden korkuyorum.
No matter what I do, you're gonna abandon the ones close to you.
Ne yaparsam yapayım yakınlarını yüzüstü bırakacaksın.
Because we are getting pretty close to your big becoming, and if we don't take them down, neither one of us gets what we want.
Çünkü büyük dönüşümüne az kaldı ve onlardan kurtulmazsak ikimiz de istediğini alamayacak.
- Cutting it real close, guys..
- Ucu ucuna yetiştiniz.
News announcer : In other legal news, the highly publicized trial of Jared Morillo, AKA Plunder, comes to a close.
Diğer haberlere gelirsek, Jared Morillo, namı diğer Plunder'ın halka açık duruşması son buldu.
But if she's still in town, it means she must've hidden the bell close by.
Ama eğer hala kasabadaysa, çanı yakınlarda bir yere saklamış olmalı.
I'm so close to the life I've always wanted.
Her zaman istediğim hayatı elde etmeme çok az kaldı.
We're so close to everything we wanted.
İstediğimiz her şeye o kadar yaklaşmıştık.
Every time I close my eyes, I see it play out over and over again in my head.
Her gözlerimi kapadığımda, kafamda tekrar tekrar canlanıyor.
I'll call you when I'm close.
Yaklaştığımda ararım.
I want you to close your eyes and relax.
Gözlerini kapatmanı ve sakinleşmeni istiyorum.
I don't know, but we need to close that door.
Bilmiyorum ama o kapıyı kapatmamız gerekiyor.
Cutting it pretty close.
Oldukça az kalmıştı.
We'll be close by, but technically, yeah.
Yakında olacağız fakat teknik olarak, yapabilirsin.
Why are you sitting so close?
Niye bu kadar yanıma sokuldun?
Because being close to her makes you vulnerable.
Çünkü ona yakın olmak seni savunmasız kılıyor.
Never even got close.
Yaklaşamadım bile.
So close.
Yaklaşmıştım.
We were supposed to meet up after close-up, but you never showed.
Güya kapattıktan sonra buluşacaktık. Ama sen gelmedin.
He'll close the door, Timothy.
Kapıyı kapat Timothy.
Look, I know... I know that you and jarrod, you were close.
Jarrod ile yakın olduğunu biliyorum.
They're close.
Yakındalar.
I like to keep it close.
Yakınımda olmasını seviyorum.
Wow! You two got so close!
Çok yakınlaşmışsınız!
Not even close.
Yakından bile geçmiyor.
He'll close it.
O kapatacaktır.
Kara and I used to stand here and close our eyes, and let go of every worry, every fear.
Kara ve ben burada durup gözlerimizi kapatırdık Korkularımızı ve endişelerimizi geride bırakırdık.
They want to close the paper.
- Gazeteyi kapatıyorlar.
She's a close friend.
Yakın arkadaşın sonuçta.
Will... Will you stay close to me?
Bana yakın şekilde durur musun?
I don't know how close it is.
Mesafe konusunda hiçbir fikrim yok.
We were always so close.
Aramızdan su sızmadı.
We're not that close.
Düşündüğünüz gibi yakın bir ilişkimiz yok.
The best liars stick close to the truth.
En iyiler gerçeğe olabildiğince sadık kalırlar.
Father Beocca, I... I had heard that you were close.
İkinizin yakın olduğunu duymuştum Peder Beocca.
I'd not realised how close.
Bu kadar yakın olduğunu fark etmedim.
I'm going to ask you to close your eyes.
Gözlerini kapamanı isteyeceğim.
The Baudelaires will be sent to a suitable guardian and this series of unfortunate events has come to a close.
Baudelairelar, uygun bir vasiye emanet edilecek ve bu talihsiz olaylar dizisi de artık son bulacak.
I know you two were close.
Biliyorum, yakındınız.
- Not even close.
- Hiç hem de. - Biliyorum.
Close it!
Kapat!
Pretty close.
- Tabii.
Stay close!
Yakın durun!
Don't get too close.
Çok yaklaşma.
closet 47
closed 242
closer 395
closes 126
closets 45
closely 21
close the window 34
close your mouth 50
close your eyes 1096
close one 17
closed 242
closer 395
closes 126
closets 45
closely 21
close the window 34
close your mouth 50
close your eyes 1096
close one 17