English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Coming in hot

Coming in hot translate Turkish

193 parallel translation
Medics are coming in hot with two cirque performers who just fell 20 feet.
İlk yardım ekibi altı metreden düşen iki sirk cambazı getirdi.
I'm coming in hot.
Çok ateşli geliyorum.
I'm coming in hot.
Ben içeri geliyorum tehlikeli bir şekilde!
- We could be coming in hot.
- Ortalık kızışabilir.
We're coming in, and we're coming in hot.
Yaklaşıyoruz ve hızlı geliyoruz.
I'm coming in hot with a side of bacon!
Yaklaşıyorum!
We're coming in hot.
Bu işi yakıt almadan yapacağız.
Coming in hot.
Hala uzaktayım.
I'm coming in hot with a side of bacon!
Peşimde polislerle geliyorum!
I'm coming in hot.
Sıcak çatışmayla geliyorum.
Coming in hot.
Saldırıyorum.
Coming in hot.
Ateşe geçiyorum.
We're coming in hot, Kingdom.
Adam ateşler içerisinde, Krallık.
There could be a team coming in hot any second now.
Her an zor durumda kalmış bir takım geriye dönebilir.
Coming in hot.
Tehlikeli geliyoruz.
Atlantis, this is Sheppard we're coming in hot.
Atlantis, ben Sheppard, aceleyle geliyoruz.
- Private, coming in hot!
- Komutanım, şahinler çok yaklaştı!
My second engine is flamed out. i'm coming in hot.
İkinci motorum alev aldı çok hızlı geliyorum.
If I come in, I'm coming in hot!
İçeri girecek olursam ateş ederek gireceğim.
We're coming in hot.
Acil bir durum.
We're under attack and coming in hot!
Saldırı altındayız ve çarpışarak geliyoruz!
Major Sheppard is coming in hot.
Binbaşı Sheppard çarpışarak geliyor...
Coming in hot.
Dikkat geliyor.
- What if there are more teams coming in hot, Sir?
- Ya başka takımlar tehlike içinde gelirse, efendim?
We're coming in hot.
Çarpışarak geliyoruz.
We may be freezing cold, but we're coming in hot.
Soğuktan donuyor olabiliriz ama sıcak sıcak geliyoruz.
Coming down Shoe Lane with a firm look on his jaw and a hot gun in his pocket, with the Evening Standard safely suppressed under 2D, and its proprietors safely looked affer under 18B.
Çenesinde sert bir duruş ve cebinde sıcak bir silah ile, Shoe Lane'e geliyordu. Evening Standard başarılı bir biçimde 2D kapsamında bastırılımş, ve sahipleriyle 18B doğrultusunda ilgilenilmişti.
Coming in too hot.
Tehlikeli geliyorsun.
Eagle One, coming in hot!
Kartal Bir hızlıca yaklaşıyor!
You know, Kelly, I have a birthday party coming up and I bet you look pretty hot in a swimsuit.
Biliyor musun Kelly, Yakında doğum günü partim var ve iddiaya girerim bikininin içinde çok ateşli görünüyorsundur.
Ramstein Tower, we are at ten miles northwest to final, coming in red hot.
Ramstein kule, son 10 mildeyiz. Yaklaşıyoruz.
Coming in too hot.
Çok hızlı gidiyoruz.
Delta Two, you're coming in too hot.
Delta İki, çok hızlı geliyorsun. İniş iptal.
You're telling me, the one that you hot-housed in the movie is coming here tonight? - Are you two going out now?
Yani şimdi sen bana filmdeki kızın buraya geleceğini mi söylüyorsun?
Now, he remembers coming in... seeing his son covered in blood, and then the next thing you know, he felt a hot pain in his back.
- Hayır. İçeri girdiğini hatırlıyor. Oğlunun kana bulandığını görüyor, sonra hissettiği tek şey sırtında sıcak bir acı.
But if you go in too hot with a guy like Goran... he'll see it coming a mile away.
Eğer bu kadar kızgın bir şekilde Goran gibi bir adamı gidersen bunu hemen anlar.
We're coming in a little hot, don't you think?
Biraz tehlikeli geliyoruz, ne dersin?
Tim, I'm coming in a little hot. Give me some drag, will you?
Hızımız artıyor, düşürmeme yardım et.
We can make it if you can bring us straight in. We're coming in high and hot.
Düz iniş yapabilirsek başarabiliriz.
We're coming in too hot.
Yanmaya başladık.
We're coming in a little hot, don't you think?
Sence de burası fazla ısınmadı mı?
Now, one of you has been coming in a little hot lately.
Şimdi, birimiz biraz ısınacak.
- We're coming in too hot.
- Sıcaklığımız çok arttı.
We're coming live from the Key Biscayne causeway where at least ten police cars are in hot pursuit of a stolen red pick-up truck.
Key Biscayne geçidinden canlı yayındayız en az on polis arabası, çalıntı bir kırmızı pikapın peşindeler.
He says they've got this hot two guard coming in from New York. And, you know, we want to help Kristen and Shane with their place.
New York'tan gelen yakışıklı bir yetkili varmış ve ayrıca Kristin ve Shane'in evine yardımcı olmak istiyoruz.
But the way we've been coming along, it's more like kissing a really hot stepsister, or something like that, you know, that you don't have so much tied up in.
Ama bizim durumumuzda bu daha çok çekici bir üvey kardeşi öpmek gibi, akraba olmayan birini.
There is nothing better than coming home... after a long, hard day at work... and sticking your feet in the hot sand... and...
Uzun, zorlu bir iş gününden sonra... eve gelip... ayaklarını sıcak kuma sokmaktan daha iyisi yoktur. Bir de...
Gas station, Striker's coming in way too hot.
Yakıt İstasyonundan Striker'a, çok hızlı geliyorsunuz.
We're coming in too hot.
Çok fazla ısınıyoruz.
We're coming in hot!
Çarpışarak geliyoruz!
These crystals form when sea water trickling down from above met hot waters coming up from below, and it was in this mineral-rich mixing zone that these fingers of gypsum grew.
Bu kristaller yukarıdan damlayan deniz suyuyla aşağıdan gelen sıcak suların karşılaşmasıyla oluşmuşlar ve bu mineral zengini bölgede bu alçıtaşı kalıtları gelişmiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]