Didn't i say translate Turkish
12,338 parallel translation
But I didn't want to hear what he had to say...
Fakat söylemek istediklerini duymak istemedim...
Um, I'm-I'm sorry, he... he didn't say.
Üzgünüm, söylemedi.
Chili, I've been meaning to say something, and I-I didn't want to text you.
Chili, sana bir şey söylemeyi düşünüyordum ama mesajla söylemek istemedim. Pekâlâ, nedir?
Yeah, I did say I'd sub in if the stripper didn't show up but that's obviously the friendly thing to do when your body moves like this.
Gerçi striptizci gelmezse onun yerini alabileceğimi söyledim ama bu gayet arkadaşça bir şey özellikle vücudun böyle hareket ediyorsa.
I didn't say anything after checking your pulse.
Hayrola? Nabzını kontrol ettikten sonra bir şey dedim mi?
- That, I didn't say at all. - OK.
- Böyle bir şey hiç söylemedim.
Can't say I didn't offer.
Teklif etmedim zaten.
You know, when a question he didn't have an answer to, he would say "I don't know." He said nothing about being suggested answers.
Cevaplayamayacağı bir soru geldiği zaman sadece "Bilmiyorum" dedi. Cevap verirken yönlendirildiğine dair tek kelime etmedi.
I didn't say that I was negotiating, just asked what he thought.
Görüşme yaptığımı söylemedim, ne düşündüğünü sordum sadece.
I didn't have nothing to say.
Söyleyecek bir şeyim yoktu.
I just didn't have nothing to say.
Söyleyecek hiçbir şeyim yoktu.
I don't know what to say, Doug. I mean, I didn't invite you to my wedding.
- Ne diyeceğimi bilmiyorum Doug.
I didn't say it was going to rain.
Yağmur yağacak demedim ki.
If not, you can't say I didn't warn you.
Kalmayacaksan, uyarmadı deme.
- I just said I distill it, I didn't say anything about it tasting good. -
- Az önce ben damıttım dedim tadıyla ilgili iyi bir şey söylemedim. -
I didn't say "drowning." I said they had bills.
"Boğulmak" demedim. Faturaları olduğunu söyledim.
I didn't say it because I wasn't in my box,
Tabi bunu açıktan söylemedim çünkü benim kutumda yoktu...
Babe, I didn't say anything, I didn't say anything.
Bebeğim bir şey demedim ki. Bir şey demedim.
You know, I didn't even get a chance to say goodbye.
Hoşçakal bile diyemedim.
I didn't get a chance to say thanks yesterday.
Dün sana teşekkür edemedim.
... you know, in front of the girls, I didn't wanna look like a chump, so I had to say something.
... kızların önünde rezil olmak istemedim, durumu kurtarmak için yalan söyledik.
I didn't want to say it, but I do have that not-so-fresh feeling.
Tanrım. Böyle söylemek istememiştim, kendimi pek çıtır hissetmiyorum.
I didn't say that.
Ben söylemedim.
She just left, didn't say goodbye, didn't say anything, didn't leave a forwarding address. I asked the landlords. So they both moved out?
yalnızca çekip gitti bir nakliye adresi dahi bırakmadı.
I didn't say that.
Öyle bir şey demedim.
I didn't hear you right. Say that again?
Seni duyamadım, ne dedin?
- I didn't say that.
Ben söylemedim.
- I didn't say you weren't.
- Senin izinsiz olduğunu söylemedim.
I didn't say... I said, I don't know if I wanna be a father again.
Öyle değil, dedim ki, tekrar baba olmak isteyip istemediğimi bilmiyorum dedim.
So it's lucky Clara didn't get a chance to say yes because I'm incapable of making a plan, incapable of supporting her.
Yani Clara iyi ki de evet demeye fırsat bulamadı. Çünkü ben plan yapma konusunda yeteneksizim. Onu geçindirmekte de yeteneksizim.
I didn't say anything.
Ben bir şey söylemedim.
I just didn't say it at that weird, evil steel mill.
kötü çelik fabrikasında söylemedim.
- I didn't say that.
- Böyle bir şey demedim.
No, I didn't say...
Hayır, ben bir şey deme...
Mom, I didn't just call to say hi.
- Evet, yola çıkmadan babanı aramıştım.
I mean, you didn't say, "Oh, you know, I got them at the mall."
"AVM'den satın aldım" demedin.
I didn't say that.
- Ben öyle bir şey demedim.
I didn't expect you, Mr. Consul.
Sizi beklemiyordum, Sayın Konsül.
I didn't say we were friends.
Arkadaş olduğumuzu söylemedim.
I didn't say it like that.
- Öyle demedim ki.
- I didn t say that.
- Ben öyle demedim.
- No, I didn't say that.
- Hayır, söylemedim.
I didn't say that. I said "friend."
Öyle demedim. "Arkadaş" dedim.
Didn't you say Grace were planning on bringing Pete by?
Grace'in Pete'i getirmeyi planladığını söylememiş miydin?
- I didn't say it, but...
- Demedim ama...
I didn't say that word, okay?
"Uzmanlık" dememek için.
I wouldn't say it if I didn't.
İstemesem söylemezdim.
That went so fast, I didn't get a chance to mention you or say anything about how we...
O kadar hızlıydı ki ne senden bahsedebildim, ne de geçtiğimiz -
But I didn't say anything about a possibility to choose.
Ama ben seçme olasılığıyla ilgili herhangi bir şey söylemedim.
I didn't say I'd do it again.
Ben yine olsa yine yaparım demedim.
I didn't say nothing.
Ben hiçbir şey söylemedim.
didn't i say that 24
didn't i tell you 227
didn't i 1735
didn't it 714
didn't i tell you that 16
i say yes 41
i say 2187
i say go for it 17
i say no 61
i say to you 25
didn't i tell you 227
didn't i 1735
didn't it 714
didn't i tell you that 16
i say yes 41
i say 2187
i say go for it 17
i say no 61
i say to you 25
i say to myself 19
i say it 18
i say a lot of things 16
i say this 19
i says 53
i say again 124
i say that 23
i say so 31
sayonara 114
say my name 79
i say it 18
i say a lot of things 16
i say this 19
i says 53
i say again 124
i say that 23
i say so 31
sayonara 114
say my name 79
say hello to my little friend 37
saying 381
says 221
sayid 267
sayuri 58
say cheese 102
say it louder 17
say hi 185
say something 1124
say it like you mean it 26
saying 381
says 221
sayid 267
sayuri 58
say cheese 102
say it louder 17
say hi 185
say something 1124
say it like you mean it 26
say what now 22
say your prayers 56
say it again 435
say it ain't so 28
say what 525
say it out loud 26
says who 419
say something nice 28
say your name 29
say hello 271
say your prayers 56
say it again 435
say it ain't so 28
say what 525
say it out loud 26
says who 419
say something nice 28
say your name 29
say hello 271