English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Don't come

Don't come translate Turkish

28,021 parallel translation
Caroline's about to sign the movie contract, which means I don't have to come home UPS Ground.
Caroline film anlaşmasını imzalamak üzere bu da demek oluyor ki eve kargoyla dönmek zorunda kalmayacağım.
Rule number two, don't come if you ain't willing to fight.
İkinci kural, savaşmaya niyetin yoksa gelme.
I don't remember anything else, except that our daddy let those bad men come into our house tear us apart.
Babamın o adamları evimize alıp bizi parçalamalarına izin vermesi dışında hiçbir şey hatırlamıyorum.
I just don't want to come in too close together.
Bu kadar yakın aralıklarla girmek istemiyorum.
Come on, we don't have that much time before the portal closes.
Hadi, geçit kapanmasına az kaldı.
Why don't you just come in and... Cabe could work something out for you?
Neden çıkıp buraya gelmiyorsun, Cabe belki sana bir çıkış yolu bulur?
And if you don't want to be charged as an accessory, then you better come clean right now.
Eğer suç ortağı olarak suçlanmak istemiyorsan hemen ötmeye başlasan iyi olur.
Don't lie... you must have come last.
Yalan söyleme... Sonuncu gelmişsindir.
Come quietly and don't make a fuss.
Sessiz ol ve zorluk çıkartma.
Don't come out...
Dışarı çıkma...
Come on, don't waste time with her...
Hadi, onunla zaman kaybetme...
How come I don't get to go to the ball?
Ben neden hiç balolara gidemiyorum?
I normally don't come to these kind of things, but when Riley asked me to be her date...
- Normalde böyle şeylere gelmem ama Riley onunla gelmemi...
Come on, Harry, don't be like that.
Haydi ama Harry, yapma böyle.
I don't own this dump. Don't make me come around there, Billy.
Beni oraya getirme, Billy.
- I warned you! Don't you come around here.
Buraya gelme.
Come on, don't be shy.
Utanma.
Why don't I spend some time with the research this evening, try to come up with the potential protocol for multiple orgasms and then we can start with Miss Jackson tomorrow?
Ben bu akşamı bu araştırmayla geçireyim çoklu orgazm için potansiyel protokolü bulayım sonra da yarın Bayan Jackson ile başlayalım, olur mu?
I don't think anything will come of it.
Bundan bir şey olacağını zannetmiyorum, tamam mı?
If you don't come to me tonight, who knows?
Eğer bu gece bana gelmezsen kim bilir?
You want to talk to him so badly, why don't you hop on a plane and come see him?
Konuşmayı o kadar istiyorsan uçağa atlayıp onu görmeye gelirsin.
I have been thinking a lot about what you said to me, and I would like to, you know, continue our little chat, so why don't you come over?
Bana söylediklerini bayağıdır düşünüyorum, ve muhabbetimize devam etmek istiyorum, neden buraya gelmiyorsun?
Jake, don't come!
Jake, sakın gelme!
Jake, don't come!
Jake, gelme!
Don't come back.
Bir daha gelme.
People don't come from the future.
- İnsanlar öylece gelecekten gelmez.
You walk up to Uncle Pete and say, "Don't come tonight because you're an asshole?"
Pete amcaya gidip "Bu akşam gelme çünkü puştsun." diyorsun.
- Don't come in here, then.
O zaman buraya gelme.
Okay. Even if I come downstairs in the middle of the night and put a gun to your head, don't tell me.
Gecenin bir yarısında aşağı inip kafana silah dayasam bile bana söyleme.
Hey, I don't know how it would come up, but if you ever need me to do that for you, I'm there.
Nasıl ortaya çıkacağını bilmiyorum ama benden aynını yapmamı istersen yaparım.
Don't come back here anymore.
Bir daha buraya gelme.
If you don't come out, I'm going to report you to the police.
Çıkmazsan polise ihbar edeceğim.
Don't come any closer and talk from there.
- Yaklaşma. Oradan konuş.
If you don't come now I'll have him thrown in jail!
Şimdi benimle gelmezsen hapse tıktırırım onu!
Don't ever come see me again.
Bir daha beni görmeye gelme.
- Don't come near me.
- Yaklaşma.
I don't know why we come here.
Niye buraya geliyoruz, bilmiyorum.
Oh, come on, don't cancel on me now.
Benimle planını bozma şimdi.
Hey, if you're such a big fan, why don't you come to the premiere with my mom?
Büyük bir hayranıysan annemle yarınki galaya gelmeye ne dersin?
Look, prep all you want, train all you want, but until you've gone through the Change and come out the other side, you don't know anything.
İstediğin kadar hazırlan, istediğin kadar çalış dönüşüm geçirip diğer tarafa geçmeden hiçbir şey bilemezsin.
- I'm on my way. - Wait, don't come.
- Geliyorum oraya.
Don't come.
- Bekle, gelme.
The professional cats don't need it to come out of the box.
Profesyonel kedilerin sepetinden çıkmalarına gerek yoktur.
Candidates don't come into your life like newborn babies.
Adaylar yeni doğmuş bir bebek gibi hayatınıza birden girmezler.
It's not that I don't want him to come home. I'm... I...
Eve gelmesini istemiyor değilim.
The repairman can't come out till tomorrow, so I'm gonna have to go out and buy a few space heaters so we don't die.
Tamirci yarına kadar gelemezmiş. Çıkıp birkaç elektrikli soba alayım da soğuktan ölüp gitmeyelim.
And I don't want to do this, but it might come down to us having to have him committed.
Bu raddeye gelmesini istemiyorum ama hastaneye yatırmak zorunda kalabiliriz.
Art made quite a point of insisting that I don't come alone.
Art yalnız gelmemem konusunda epey ısrar etti zaten.
Come on. Don't be shy.
Hadi, utanma.
Come on. Don't be shy.
Hadi ama utanma.
Look, why... why don't I come down?
Ben oraya geleyim o zaman, tamam mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]