English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / For my sake

For my sake translate Turkish

1,256 parallel translation
Please, for my sake, don't ask anyone.
Lütfen, hatırım için, kimseye sorma.
You came here for my sake?
- Buraya benim iyiliğim için mi geldin?
I know you didn't like him, but, for my sake, you must be friends now.
Ondan hoşlanmadığını biliyorum, ama hatırım için arkadaş olmalısınız.
Please, Anjali, for my sake.
Anjali, lütfen hatırım için..
For my sake.
Askim benim.
You will have to marry ; for my sake!
Seninle evlenmek zorunda kalacak ; benim yüzümden!
For my sake.
Beni hatrıma.
On that day, you lost the race for my sake though you could've won.
O gün, sen, kazanabilirdin ama benim hatırım için yarışı kaybettin.
If you spite it for my sake, I will spite it for yours... for I will never love that which my friend hates.
Ah zavallı yürekçik. Eğer hatırım için yüreğine ceza verirsen, ben de benimkine veririm.
Don't do anything for my sake.
Benim için bir şey yapmana gerek yok.
.. you have to go abroad for my sake.
Benim hatırım için gidiyorsun.
If not for my sake, for the babe's.
Benim hatırıma değilse bile, bebeğin hatırına.
I wanted to kill him, not for my sake... but for the sake of the Tang family!
Onu öldürmek istedim, ama kendimin değil, Tang Ailesi'nin çıkarı içindi.
... for my sake, run away!
Yemin bağla... Koş! - Hayır anne.
"Choose properly," she said. "Choose a gentlewoman for my sake,"
"Eşinizi iyi seçin." dedi "Benim hatırım için kibar bir hanım seçin."
That's why, every day, I gotta do something rotten for my parents'sake and I cry for what I have to do.
İşte bu yüzden, annemin ve babamın hatırı için kötülük yapıyorum. Yaptığım şey için ağlıyorum.
Why you are spoiling all my plans? For god's sake keep quiet
Aklını başına topla planları bozuyorsun?
Leave me for God's sake He forcefully entered my room and tried to rape me, sir
Allah aşkına bırak beni.
- I am doing this for my sake
Hiç acımam bunları onurum için yapıyorum.
Darth Vader living in my back house, for Christ's sake.
Darth Vader evimin arkasında yaşıyor, İsa aşkına.
I want to get out of this miserable mess my life is in to be my own woman, for God's sake, to fulfill just a portion of my life.
Bu sefil pisliğin içinden çıkmak istiyorum. İçimdeki kadın olmak istiyorum, Tanrı aşkına, bunu yerine getirmek hayatımın bir parçası.
Get him off my back for a couple weeks... for his sake and yours, not for mine.
Onu birkaç haftalığına kıçımdan çekmen... senin ve onun yararına olur, benim değil.
Make some room for my friend, for Christ's sake!
Arkadaşıma bir oda hazırlayın tanrı aşkına.
You sound like my ex, for heaven's sake. Mr. Cynicism.
Allah aşkına, eski eşim gibi konuşuyorsun.
For God's sake, tell him I'm on my way.
Tanrı aşkına, Ona yolda olduğumu söyleyin.
For God's sake, he is my kid.
Tanrı aşkına, O benim çocuğum.
How much trouble you are going through for my sake.
Bu benim kartım, sakla onu! Kart?
For the sake of my motherhood.
benim annelik ugruna.
For God's sake, help me get my wife!
Karımı çıkarmama yardım edin!
For I will show him how many things he must suffer for my name's sake.
"... zira, İsa aşkına ne kadar çekmesi gerektiğini göstereceğim ona. "
For old time's sake, please, help me find my daughter.
Eski günlerin hatırına, Transito lütfen bana yardım et.
I ate opium, and I died for my daughter's sake.
Afyon yedim, ve öldüm... kızım için.
If I'm busy watching my mouth and being afraid of the consequences... then I wouldn't be working for the sake of justice, but for paying my damn bills.
Eğer dilime hakim olmakla ve olası sonuçlardan korkmakla meşgul olsaydım, o vakit adalet için değil, sadece lanet olası faturaları ödemek için çalışıyor olurdum.
Forgive the correction, as I would have done at your age for the sake of my education.
Düzeltme için kusura bakma. Senin yaşında ben de eğitimim için yapardım.
- Forgive me, madame, but for Paul's sake, I couldn't live with my doubts.
Beni affedin Madame fakat Paul adına şüphelerimden vazgeçemedim.
For the sake of my countrymen, I hope you are right.
Vatandaşlarımın iyiliği için, umarım doğru kararı vermişsindir.
I'm only here for my father's sake. Can I speak?
Babamın zoruyla geldik buraya!
But, you're not so selfish as to abandon your fellow tanuki for the sake of my daughter's love, are you?
Ama kızımın aşkı uğruna, rakun dostlarını terk edecek kadar bencil değilsin, öyle değil mi?
Brother-in-law, for your sake.. .. my sister has prayed a lot!
Enişte senin iyiliğin için, ablam çok dua etti.
Sir, she gave up her life for the sake of my tears!
O benim gözyaşlarım uğruna hayatını verdi, efendim!
For the sake of my responsibilities, I will forget everything.
Sorumluluklarım uğruna, Her şeyi unutacağım.
Anyway, my answer's no, for your sake, too.
Her neyse, cevabım hayır.
For the sake of my happiness, won't you let me have a month of my life?
Benim bu mutluluğum için, bana ömrümden bu bir ayı veremez misin baba?
What, she tell you my whole life history, for Christ sake?
Hayat hikâyemi de anlattı mı?
I got a musket tangled in my girlfriend's hair, for Christ's sake. Oh.
Kız arkadaşımın saçına tüfek takılmıştı, İsa aşkına.
I got a musket tangled in my girlfriend's hair, for Christ's sake.
Sen haberlerdeki başkanın kızını kaçıran ve onu çatıya atan herifsin. Biliyorum. Kız arkadaşımın saçına tüfek takılmıştı, Tanrı aşkına!
- He's my witness, for Christ's sake!
- Benim tanığım, İsa aşkına!
I'm persecuted for no man's sake but my own, Mary.
Ben kimse için değil, kendim için cezalandırıldım Mary.
IT WAS FOR MY SAKE...
Kendim için istedim...
That's my hospital, for God's sake!
Bu benim hastanem, Tanrı aşkına!
Mr. Douglas, first of all, for the sake of propriety I would like to present my children.
Bay Douglas birincisi adet yerini bulsun diye çocuklarımla tanışmanızı istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]