For my mother translate Turkish
2,641 parallel translation
I feel so sorry for my mother!
Annem için çok üzülüyorum!
It was hard for everyone - for my mother, for all.
Bu hepimiz için zor. Annem için, tüm ailem için...
I am throwing a wedding for my mother And her... lesbian mistress / lover.
Annem ve onun lezbiyen metres sevgilisinin düğününü ben hazırlıyorum.
Out of respect for that, for my mother and father, will you please reconsider and not fight against it?
Annemin ve babamın hatırına lütfen tekrar düşünün ve karşı çıkmayın, olur mu?
It's for my mother.
Anneme aldım.
I am looking for my mother Gerda Johansson.
Annemi, Gerda Johansson'u arıyorum..
- Yes, they're for my mother.
- Evet. Aslında anneme almıştım.
I was trying not to panic. But when you have moved as much as I have, you kind of get attached to the idea of settling down in one place for 4 years. In this case, my mother's alma mater.
panik yapmamaya çalışıyorum ama benim kadar gezdiğiniz zaman 4 yıl için bile olsa bir yerde yuva kurma fikrine kapılırsınız bu durumda bu yer annemin mezun olduğu okul oluyor babam ve ben uzun zamandır birbirimize sahiptik annem daha ben bir yaşına gelmeden ölmüş
For the first time in my life, I am ashamed that you're my mother.
Hayatımda ilk kez annem olmandan utanıyorum.
I don't know for sure, but I... think my mother was young when something happened.
Tam olarak emin değilim, ama sanırım annem daha gençken bir şey oldu.
For as long as I can remember, my mother and I have been at war, and it's gotten to the point where, honestly... I don't even know what we're fighting about anymore, but it's not about Catherine.
Hatırladığım kadarıyla annem ve ben bir savaştaydık, dürüstçe söylemek gerekirse öyle bir noktaya geldi ki, ne hakkında kavga ettiğimizi bile bilmiyorum artık, ama bu kavga Catherine hakkında değildi.
For the death of my mother, so you could install this whore.
Annemin ölümü için, o sayede bu orospuyu yanına aldın.
Yet another reason for me to be mad at my mother.
Anneme kızgın olmam için bir neden daha.
Me and the girls were talking about my mother's death, and I said being apart from their mom felt almost as bad, and I said that I blamed Bree for that.
Ben ve kızlarım annemin ölümüyle ilgili konuşuyorduk, ve ben annelerinine kızgın olmadığımı anlatmaya başladım, annemin ölümüyle ilgili kendimi kötü hissetiğimi, ve bunun için Bree'yi suçladığımı anlattım.
We see his smile everywhere, and my mother cries for him, and there isn't a day that goes by that we don't think of Joe.
Her yerde onun gülümsemesini görüyoruz. Annem onun için devamlı ağlıyor. Joe'yu düşünmeden geçirdiğimiz tek bir gün bile yok.
I'd like to thank my mother for the kind introduction.
Bu nazik takdimi için anneme teşekkür etmek istiyorum.
He's going to kill me for this, just like he killed my mother.
Beni öldürecek, tıpkı annemi öldürdüğü gibi.
I am going to live for my brilliant mother, who sacrificed everything to bring me here and I'm going to start a new life.
Beni buraya getirmek uğruna her şeyi feda eden annem için yaşayacağım ve yeni bir hayata başlayacağım.
She's in God's hands now, same as your mother, and though my soul weeps for them, they will have eternity with him.
Artık Tanrı'nın ellerinde tıpkı annen gibi ve ruhum onlar için üzülse de.. ... sonsuza kadar Tanrı'nın yanında olacaklar.
My mother bought them for my 30th.
- Annem 30'uma kadar bana almıştı
For fucking my mother and ruining both of our families.
Annemi becerip iki aileyi de mahvettiğin için.
I got to the point of the birth mother and I was so overwhelmed I started crying over it because the story actually had been truly written for me and Jon and Andy didn't even know my back-story at all.
Öz annenin durumunu hissettim ve o kadar etkilendim ki ağlamaya başladım çünkü hikaye gerçekten benim için yazılmıştı John ve Andy geçmişimi hiçbir şekilde bilmiyorlardı.
My mother, who sacrificed so much for me.
Annem, benim için neleri feda etti.
And my own mother for Christ's sake.
Üstelik benim öz annem İsa aşkına!
What's wrong is that my mother is.. ... about to ask for your hand in marriage for him.
Yanlış olan, annemin seni ona istemesi.
Listen to my mother-in-law yammer on for the 15th time that my stuffing was too dry.
Sonra kayınvalidem 15 kez yanlış yaptığımı söyler.
That's what he deserves, not jail, and he has to pay for what he did to my mother.
İşte bunu hak ediyor, hepse girmeyi değil. Anneme yaptıklarının bedelini ödeyecek.
Hold my mother I'd be over for dinner.
Anneme akşam yemeğinde olacağımı söyledim.
I don't know what it means, but my mother said with Concordia starting, whatever she needs Tyler for, she needs him now.
Ne anlama geliyor bilmiyorum. Ama annem Concordia'nın başlamasıyla ilgili Tyler'dan istediği şey neyse ona şimdi ihtiyacı var.
Except for when she allegedly murdered her mother... a crime the state was never able to link to my client through ballistics or forensics.
Müvekkilimin annesini öldürdüğü iddia edilerek, kendisini balistik ve adli olarak böyle bir olaya bağlayan hiç bir şeyin olmaması dışında.
Mother, am I going to lie my father for all my life?
Ana, ben hayatım boyunca babama yalan mı söyleyeceğim?
My mother came from the Golden Kesani where we are headed for you wedding
annem Golden Kesani den geliyordu gittiğimiz yerde evlenmen için gittiğimiz yerde
Not so much, my mother was from around here but I was for young when I was taken away by any father to sail the ships, I remember some bits he told me to raise the sail and work the pail just like any other sailor and I was a boy of twelve, but he keep me safe Like a Chinese say
çok fazla değil, annem buralara yakın bir yerlerde yaşıyordu ama ben daha çocukken babam tarafından götürüldüm buralardan gemilerle, bir kaç şey hatırlıyorum tıpkı diğer denizciler gibi ve 12 yaşında bir çocukken, beni güvende tutuyordu bir çinlinin dediği gibi
They said when my mother first laid eyes on me, she didn't stop screaming for two days.
Dediler ki, annem beni ilk gördüğünde iki gün boyunca çığlıkları dinmemiş.
My mother's not a person who takes no for an answer.
Annem hayırı kabul etmeyen birisidir.
My mother made it for me to celebrate my first day at work.
Annem iş yerindeki ilk günümü kutlama amacıyla yaptı.
I stand before you here today, to accept on behalf of my mother, Aung San Suu Kyi, this greatest of prizes, the Nobel Prize for Peace.
Bugün sizin önünüzde, annem Aung San Suu Kyi adına, ödüllerin en büyüğü olan Nobel Barış Ödülü'nü almak için duruyorum.
Well, uh, my mother and Charlie are each in for... 15,000.
Annem ve Charlie yaklaşık olarak, 15 bin verdiler.
When I was a kid, my mother would make anything we wanted for dinner on our birthday.
Ben çocukken doğum günlerimizde annem, kardeşimle bana istediğimiz şeyleri yapardı.
And I could relax and not worry and I could just, you know, for a little while, I could pretend like my mother didn't exist.
Ve gevşeyebildim, ve endişem yok. Ve ben... Bilirsin, biraz bile olsa annemin yaşadığını görmezden gelebildim.
If Roger Vivier had not designed shoes for Christian Dior, my mother would never have been a whore
Roger Vivier, Christian Dior için ayakkabı tasarlamış olmasa annem de fahişe olmayacaktı.
So... I had to just sit there and talk to my mother about her possible herpes for two hours, two very long hours.
Orada oturup iki saat boyunca annemle uçuğunun kaynağını konuşmam gerekti.
My mother, she worked as a secretary for Lord Elms, before she met my father.
Annem, babamla tanışmadan evvel, Lord Elms'in sekreterliğini yapıyordu.
I left my mother and went with Baba, now it's time for you to leave and go with Fitz.
Ben de annemi bırakıp Baba ile gitmiştim, şimdi de senin Fitz ile gitme zamanın geldi.
My mother and father were married for 45 years, and the only time I saw them communicate was when she left a note on his oxygen tank saying, "I'm leaving you."
Annem ve babam 45 yıllık evliydi. İletişim kurduklarını gördüğüm tek zaman annemin babamın oksijen tüpüne bıraktığı "Seni terk ediyorum" mesajıydı.
I haven't been clean for two days And my mother always said dust shouldn't get to take over.
İki günden beri temizlik yapmıyorum annem her zaman toz, yönetimi ele geçirmemeli derdi.
No, I am staying with my mother for awhile
Hayır, ben annemin evine taşındım.
For my mother?
Annem mi?
Like for example, my mother, she is a widow.
Örneğin annem bir dul.
I know you're not her mother, but for the first time in my life,
Onun annesi olmadığını biliyorum.
Denmedia Marketa, for the family store, my mother, Norma, for Bellini's opera, and my uncle, Fearless, for the way he glared at his daddy right after he was born.
Aile mağazasının adını Denmedia Marketa koyar. Annem Norma adını Bellini'nin operasından ve amcam, Fearless da adını doğar doğmaz babasına dik dik bakışlarından alır.
for my sins 26
for my sake 90
for my brother 22
for my family 45
for my 40
for my birthday 43
for myself 88
for my part 45
for my money 29
for my wife 25
for my sake 90
for my brother 22
for my family 45
for my 40
for my birthday 43
for myself 88
for my part 45
for my money 29
for my wife 25
for my son 32
for my father 30
for my daughter 16
my mother told me 18
my mother 1179
my mother always said 16
my mother is dead 40
my mother died 46
my mother's 29
my mother was right 19
for my father 30
for my daughter 16
my mother told me 18
my mother 1179
my mother always said 16
my mother is dead 40
my mother died 46
my mother's 29
my mother was right 19
my mother used to say 19
my mother's dead 38
mother 8072
motherfuckers 280
motherfucker 2207
motherfucking 21
mothers 67
mother fucker 47
motherfuck 78
mother of god 240
my mother's dead 38
mother 8072
motherfuckers 280
motherfucker 2207
motherfucking 21
mothers 67
mother fucker 47
motherfuck 78
mother of god 240