English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / For myself

For myself translate Turkish

10,075 parallel translation
Once Sonia blew up my Valentine's day, I could have sat around feeling sorry for myself.
Sonia Sevgililer Günü'mü mahvedince oturup kendime acıyabilirdim.
Yes, say that they were ill, all the little ones, and I entered the orphanage without a thought for myself.
Evet, de ki... onlar hastaymış, hepsi de küçücük çocuk, ve ben kendimi hiç düşünmeden yetimhaneye girmişim.
I lost pretty bad, but I'm glad I stood up for myself.
Ezilerek mağlup oldum ama kendimi savunduğum için mutluyum.
Your devotion to her is enough to bring tears to my eyes and the sadness I feel for myself is enough to bring on even more tears!
Ona olan sadakatin gözlerimi dolduruyor ve kendim için üzüldüğümden daha fazla ağlayasım geliyor!
I'm just here to tell you the truth which I've verified for myself.
Buraya bizzat onayladığım gerçeği söylemeye geldim.
- Yes, I need to see it for myself.
- Evet, bizzat görmem gerek.
I'd have to poke my finger in and feel for myself.
Ben benim parmak sokmak ve kendim için hissetmek gerekir.
You're trying to help me work things out for myself.
Bana sorunları kendim halletmem için yardım etmeye çalışıyorsun.
I had to stop sitting around feeling sorry for myself and do something to help Chloe.
Evet oturup kendimi kötü hissetmeyi bırakmalı ve Chloe'ye yardım etmek için bir şeyler yapmalıydım.
I'm making one for myself. Sure.
Kendime yapıyorum da.
A little rule that I have for myself on location, and this is never go up empty-handed or come down empty-handed.
Buradaki set için koyduğum bir kural var... Eli boş aşağı inmek de yukarı çıkmak da yasak.
I mean, you got a special thing with your wife, a thing I'm far too selfish and immature to have for myself.
Yani, karınla aranızda özel bir şey var ve ben çok bencilce ve çocukca davrandım.
I'll judge for myself, Santiago.
- Kendim yargılarım, Santiago.
Taking time for myself, for my daughter.
Kendime ve kızıma zaman ayıracağım.
You left me to fend for myself, and now you're out, and you think you can fix me?
- Onu dinlemek zorundayız. Başımın çaresine bakamayacağımı düşünüyorsun değil mi? Hep aynı.
I had to find out for myself.
Kendim bulmam gerekti.
I may drop by the combat center to watch for myself, If, uh, that's all right.
Sakıncası yoksa SHM'ye gelip bizzat takip etmek istiyorum.
I was just doing this for a girl, but give me two more packs for myself.
Bunu bir kız için istiyordum ama iki paket daha ver sen bana.
I'm gonna see it for myself.
Kendi gözümle göreceğim.
I've been starving myself all day for that.
Onun için tüm gün bir şey yemedim.
Oh, I will never forgive myself for what I did to you, but I am scared...
Sana yaptıklarım için kendimi asla affetmeyeceğim ama korkuyorum.
Honestly, the thought of it makes me want to kill myself. I don't want him to see me naked for another three months, at least.
dürüst olmak gerekirse, düşünmek bile kendimi öldürmek istememe neden oluyor beni 3 ay boyunca çıplak, görmesini istemiyorum, en az.
Wow, I thought to myself that it'll only be a matter of time before I leave Chan Soo a single dad for giving you these driving lessons.
Sana bu dersleri vereceğim diye Chan Soo'yu şu dünyada yalnız bırakacağım diye korktum.
Then I got one for myself, too.
Sonra kendime de bir tane aldım.
I just need to... prepare myself for the psychological...
Kendimi psikolojik olarak hazırlamalıyım.
I braced myself for the fallout.
- Olacaklara kendimi hazırladım.
I made myself new and created this world for you, for us.
Kendimi yeniledim. Ve senin, bizim için bu dünyayı yarattım.
I'll make sure to work tirelessly to build up my credentials and will ready myself for the job hunt.
Yılmadan çalışarak kredilerimi yükselttiğimden ve kendimi iş avına çıkmaya hazır hissettiğimden emin olacağım.
I didn't think it as funny when I found myself waiting for days in Brooklyn only to learn that you'd been thrown in jail for spying.
Yalnızca casusluktan hapse atılmış olduğunu öğrenmek için tam dört gün kendimi Brooklyn'de bekler bulduğumda komik olduğunu hiç düşünmemiştim.
I don't blame myself for Charlie's death any longer - - truly.
Artık Charlie'nin ölümü için kendimi suçlamıyorum. Gerçekten.
Yeah, I find the whole "being myself" approach never really works out for me.
Evet, "Kendim olmak" yaklaşımının işe yarayacağını sanmıyorum.
For me, myself, I was amazed to learn that Buzkashi is actually almost exactly like polo, except for, instead of a ball, the players drag the decapitated corpse of a goat across the goal line to score.
Ben Buzkashi'nin neredeyse polo oyunu gibi olduğunu öğrendiğime şaşırdım. Sadece oyuncuların kale çizgisinden top yerine kafası kesilmiş bir keçi cesedi geçirmesi gerekiyor.
For three weeks, I walked around exposing myself to anyone who was sick.
3 hafta boyunca hasta insanlara yaklaşıp bana da bulaşmasını bekledim.
Why? - To learn, for the betterment of myself,
- Öğrenmek, kendimi geliştirmek...
The good news for you is that I can look after myself.
Senin için iyi haberse... kendimi koruyabilirim.
I cannot believe I am forced to defend myself once again for the actions of a criminal.
Bir kez daha suçlu olmadığıma dair kendimi savunmak zorunda kaldığıma inanamıyorum.
And for that, I can never forgive myself.
Bu yüzden kendimi asla affetmeyeceğim.
Once, I went for a walk by myself.
Bir defasında, kendim yürümek için gittim.
Every day for seven years, I have allowed myself to be disrespected and hated by these people, all to protect them from themselves.
Yedi yıl boyunca her gün, onları kendilerinden korumak için bana saygısızlık etmelerine, benden nefret etmelerine izin verdim.
He'll-he'll hate me if I ask for too much, but I'll hate myself if I ask for too little.
Çok büyük bir şey istersem o benden nefret eder çok küçük bir şey istersem de ben kendimden nefret ederim.
I mean... I'll hate myself either way, but I could be hating myself while Michael Caine is my butler for a day.
Demek istediğim, ben kendimden her türlü nefret edeceğim ama Michael Caine bir günlüğüne benim uşağımken kendimden nefret etmek var bir de.
Standing up for myself!
Kendim için dik duruyorum!
I submit myself again in his stead and call for a vote now.
Kendimi onun yerine koyarak oylama istiyorum.
I can talk to you as myself, if only for now.
Şimdi seninle kendim olarak konuşabiliyorum.
And I worked really hard on taking a picture of myself every day for a year and then setting the photos to an emotional song. Look.
Oysa yıl boyunca her gün fotoğraflarımı çekip onları duygusal bir şarkıyla bir videoda toplamak için çok emek harcamıştım.
I told myself it was for your protection. But really, I was just being a coward.
Kendime seni korumak için olduğunu söyledim ama aslında korkaklık ediyordum.
You know, when he missed my 11th birthday, I blamed myself for being born on a peak travel day.
11. yaş günümü kaçırdığında en fazla uçuş olan gün doğdum diye kendimi suçlamıştım.
I put myself on the line for you, and our deal is not going to change.
Senin için riske girdim ve anlaşmamız değişmeyecek.
Because I'm a virgin. And I'm trying to save myself for your daughter!
Çünkü ben bakirim ve kendimi kızınız için saklamaya çalışıyorum.
Listen, I'd snatch him myself, but time is short, so, I'm sorry, you're going to have to do it for me.
Dinle, onu kendim de bulabilirim ama zamanım yok bu yüzden kusura bakmayın ama bunu benim için yapmak zorundasınız.
So, I swore to myself before I went into surgery that I'd do something for her.
Ameliyata girerken onun için bir şeyler yapacağıma söz verdim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]