English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Get her out

Get her out translate Turkish

6,907 parallel translation
We need to get her out of here right now.
Kızı hemen buradan çıkarmalıyız.
Voice : Get her out of here!
Kızı buradan çıkarın!
Let's get her out of here.
Onu dışarı götürelim.
- Get her out of here!
- Onu buradan çıkarın!
We've got to get her out.
Onu dışarı çıkarmalıyız.
You get her out.
Gönder onu.
Get her out of my sight.
Gözümün önünden al şunu.
We have to get her out of there.
- Kadını oradan çıkarmalıyız.
You guys, we have to get her out of here.
Kızlar, gitmeliyiz hemen.
Come on. Help. We need to get her out of here!
Yardım et, onu buradan çıkarmalıyız!
Can somebody get her out of here?
Dışarı çıkarır mısınız lütfen?
I'll just get her out of these wet clothes.
Ben şu kıyafetlerini çıkartayım.
I-I gotta get her out of there.
Onu oradan çıkartmam gerek.
I have to get her out of the hospital, but I need the power of attorney.
Onu hastaneden çıkartmak zorundayım, ama vekaletname almam gerek.
Look, get her out of here.
Çıkarın onu buradan.
Get her out of here.
Gidin buradan. Hadi! Hadi!
You can't be here! Get her out of here now!
Hemen götür onu buradan.
~ Chlo, I don't want her here. Get her out.
- Chloe, Ellie'yi burada istemiyorum.
I used to have to go and get her out of jail.
Gidip onu kodesten çıkarırdım.
Get her out of here!
Kızı buradan çıkarın!
Let me get her out of here.
Kibarca kovayım.
So Carmen Tibideaux actually told you to get out of her office?
Yani Carmen Tibideaux sana ofisinden defolmanı mı söyledi?
We find her, we find tatsu, We get them both out of wherever they are.
Onu bulursak Tatsu'yu da buluruz ve ikisini de neredelerse oradan kurtarırız.
- Get her out.
Ray, çıkar onu oradan.
Then we'll tell her how much we loved Larry and get out of here.
Larry'i ne kadar sevdiğimizi söyleyip çıkarız.
Get your face out of her bosom, you little shit!
Yüzünü karımın memelerinden çek hemen seni küçük pislik!
Yeah, I sign a few extra boxes of pills out every time I get a doctor's signature.
Evet, her zaman doktora bir kaç kutu fazladan imza attırıyorum.
We'll get everything out in the open, right now.
Her şeyi şu an ortaya dökeceğiz.
Every time you open your mouth, I get one step closer to figuring out what your deal is.
Ağzını her açtığında, olayını çözmeye bir adım yaklaşıyorum.
No, but whatever that is, I'm gonna have to get that back because typically, I do not lend out equipment and that's not a personal thing...
Ama her ne verdiysem onu bana geri vermelisin. Çünkü genelde malzemelerimi ödünç vermem ve bu kişisel bir şey değil.
Get out there! You get the girl, bring her to me. Go!
Gidin, kadını bana getirin, hadi!
So, uh, if you could point her in the direction of this Ray guy, maybe I can get the hell out of here and get the lunch I thought I was getting.
Şimdi bana bu Ray denen adamın yerini söylersen ben de burada defolup normalde yiyeceğim yemeği yemeye giderim.
We need to get whatever's inside of her out now.
İçinde ne varsa hemen çıkarmamız lazım.
Did you get anything out of her?
Ağzından laf alabildin mi?
So? Did you get anything out of her?
Ağzından laf alabildin mi?
I need you to find the main entry guard, tell him to hit lockdown, then get out of the building, quick.
Kapıdaki gardiyanı bulup her kapıyı kilitlemesini söyle. - Ve binadan çık, hemen.
Hit lockdown, get out.
Her yeri kilitle, binadan çık.
Get her out of here.
Çıkar onu buradan.
Be nice if you and Matt could get your heads out of your asses and help do something about it... before there's nothing left of Hell's Kitchen to fight for.
Matt'le silkelenseniz de Hell's Kitchen'da uğruna savaşacak her şey yok olmadan bu konuda bir şeyler yapsanız dehşet olur.
She was trying to get Rogelio out of her mind, which was easier said than done.
Rogelio'yu kafasından atmaya çalışıyor, söylemesi dile kolay.
Jane knew there was only one way to get this out of her head.
Jane bunu kafasından atmanın tek bir yolu olduğunu biliyordu.
We need to get her before they take her out of the Night Room.
Onu Gece Odası'nın dışına çıkarmalarından önce ona ulaşmalıyız.
If I am right about all of this, and you tell him what's been going on, I'll never be able to get my dad out of prison.
Eğer dediklerimin hepsinde haklıysam ve sen gidip ona her şeyi anlatırsan babamı asla hapishaneden çıkartamam.
I get to hide behind the science of it and just stay in my lab, but Eddie, he's out there every day in the darkness.
Bilimin arkasına saklanıp laboratuvarımda kalabiliyorum. Ama Eddie... O her gün o karanlığın içinde.
Then going in every day, seeing our lives get turned inside out..... when all we did was love our son.
Her gün mahkemeye girip çıkmak, tek yaptığımız oğlumuzu sevmekken hayatlarımızın alt üst olması.
If you're gonna have a war, you get all in or all out.
Savaşacaksan... her şeyi alır ya da kaybedersin.
- So you're sayin we can use her as a bargaining chip with shredder to get out of the city?
- Yani diyorsun ki şehir dışına çıkabilmek için Shredderla bir pazarlık kozu olarak onu kullanabiliriz.
Well, you just go ahead and you get out that money, and then you can tell me all about it.
Önce parasını ver ve sonra bana her şeyi anlatırsın.
And if I can't get it out of her, she can.
Ve eğer bunu ondan ben öğrenemezsem, o öğrenir.
Hope Shlottman is getting crucified in the media and you need to get out there and defend her.
Medya, Hope Shlottman'ı çarmıha geriyor, çıkıp savunman gerek.
Both of us should get out of her way.
İkimiz de yolundan çekilmeliyiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]