English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Get her

Get her translate Turkish

54,935 parallel translation
I think it's time we get her a muffin.
Ona bir kek falan almamızın zamanı geldi.
- Let's go get her.
- Yakalayalım onu.
I barely get her for two minutes on the phone when she calls.
Aradığında telefonda iki dakika zar zor tutuyorum.
And I will do anything to get her back.
Onu geri getirmek için her şeyi yaparım.
And we went through so much to get her back, but I just... I don't know.
Onu geri getirmek için çok badireler atlattık ama emin değilim.
Maybe... Maybe we can get her back.
Belki bir yolu vardır ve onu geri getirebiliriz.
Alec, maybe we can get her back.
Alec... -... belki de onu geri getirebiliriz. - Ne?
We have to get her back, Luke.
- Onu geri getirmeliyiz Luke.
Help me get her in the car.
Onu arabaya bindirmeme yardım et. Hayır.
Go get her.
Git onu al.
Get her.
Yakala.
All I had to do was get her to build this a little earlier and have my best friend make all the adjustments.
Tek yapmam gereken, bu cihazı biraz daha erken yapmasını sağlayıp en iyi arkadaşıma da ayarlamaları yaptırmaktı.
No. We'll get her to help us.
- Hayır, yardım etmeye ikna edeceğiz.
Get her! I've got this!
Onun peşini bırakamam!
Get her out of here. All of you, go!
Hepiniz gidin!
And we're trying to get her over here to Gravity.
Onu Gravity'ye almaya çalışıyoruz.
I think I could get her over here if it was just me and her, after hours, nobody else around.
Onu buraya çağırabilirim, mesaiden sonra sadece ikimiz oluruz, başka kimse olmaz.
I'm just trying to get her to take this a little bit more seriously.
Sadece bu durumu biraz daha ciddiye almasını sağlamaya çalışıyordum.
Get into all sorts of trouble.
Her türlü yaramazlığı yaparsınız.
I see it, and I just remember how she convinced me of all people to get it when I've always been completely opposed to tattoos.
Baktıkça benim gibi birini dövmelere her zaman tamamen karşıyken nasıl ikna ettiği aklıma geliyor.
Because if I do, then it all falls apart and none of us get to go home.
Çünkü düşünürsem her şey yerle bir olur ve hiçbirimiz evimize gidemeyiz.
After we get Scofield... Outis... Whatever his name is...
Scofield'i, Outis'i adı her ne ise artık yakaladıktan sonra benden bu kadar.
Get some intel from her.
Ondan bilgi koparabilirim.
And they'll do anything to get to our gasoline.
Elimizdeki benzini almak için her şeyi yaparlar.
You'd do anything to get what you want.
İstediğini almak için her şeyi yaparsın.
Put her in the car and get your ass back out onto the road.
Onu arabaya götür ve yola koyulun.
My partner and I moved here to get away from it all, but then The Scar happened, and...
Partnerim ve ben her şeyi geride bırakmak için buraya geldik. Ama sonra Yarık belirdi ve...
"Make her get naked more."
"Soyunduğu sahneleri arttır."
I think we can get the whole thing bounced under 403.
Tüm her şeyi 403 altında savuşturabiliriz bence.
At this rate, that thing's gonna get to the reactor before we can seal everything off.
Böyle giderse şu şey biz her şeyi kilitlemeden reaktöre ulaşacak.
And I didn't pry, because I'm never gonna get a straight answer out of her unless she wants to give it.
Ben de üstelemedim. Kendisi vermek istemedikçe ondan düzgün bir cevap alamam.
I know how much you care, and how much you think you need her, I get it.
Onu önemsiyorsun ve ona ihtiyacın olduğunu düşünüyorsun. Anlıyorum.
Like, I'll get a birthday gift, but only if I first clean out his wife's closet and hang her weird-ass dog trophies.
Mesela doğum günü hediyesi verir ama önce karısının dolabını temizlememi ve saçma köpek ödüllerini asmamı ister.
He's just, like, moody, and when we were growing up, he would, like, smoke pot, and break curfew and... get away with it, which drove me insane.
Aşırı dengesiz bir çocuktu. Ot içerdi, gece evden kaçardı ve her yaptığı yanına kâr kalırdı. Bu da beni deli ederdi.
It's funny though, when something like this is, like, going really well... I get, like, super nervous, like,
Garip gelecek ama her şey bu kadar yolunda gittiğinde aşırı gerilip içimden şöyle diyorum,
I thought I'd be able to get to know her.
Onu tanıyabileceğimi düşündüm.
Whatever it is, we can't have him get to Clary.
Her neyse, onun Clary'ye gitmesini sağlayamayız.
If I don't get Madzie to her in the next few hours...
Önümüzdeki birkaç saat içinde Madzie'yi ona almazsam...
Which is funny, because it's always been my wish to get to know my daughter.
Komiktir, çünkü her zaman olmuştur Benim kızımı tanımak istemem.
We'll take all the help we can get.
Her türlü yardıma açığız.
I think I know someone who might be able to get through to her.
Sanırım onunla anlaşabilecek birini tanıyorum.
Is this why you join Bratva, to get to Kovar, because you had some promise to her?
Bu yüzden mi Bratva'ya katıldın? Kovar'a ulaşmak için... Çünkü ona söz vermiştin, değil mi?
Well, you know, there's a list of things I don't get, but at the top is this fake Laurel seemed to know, like, everything.
Yani anlamadığım şeylerden bir liste olur ama en yukarısında şu var, bu sahte Laurel her şeyi biliyor gibiydi.
If Boland's after this scum bag, I vote we get out of her way and let her do her thing.
Boland bu şerefsizin peşindeyse bence yolundan çekilelim ve işini yapmasına izin verelim.
Get away from her!
Uzaklaş ondan!
I'm yelling at her, "Hey, get back in here!"
"Hemen arabaya dön!" diye bağırdım.
I'm gonna get you her e-mail.
E-postasını sana vereyim.
I wanna do everything in my pajamas, but it's gonna get old.
Ben her şeyi pijamayla yapmak istiyorum ama sıkıcı olur.
I've just been, like, putting... so much pressure on her to get better.
İyileşmesi için ona çok baskı yapıyormuşum.
But you can't just bail every single time you get embarrassed or have a bad session with the patient, because there are plenty of those days, too.
Ama her utandığında, ya da bir hastayla kötü zaman geçirdiğinde ortamdan kaçamazsın, çünkü öyle günler çok olacak.
I can watch her till they get home.
Onlar eve dönene kadar ona göz kulak olabilirim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]