English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Hank you

Hank you translate Turkish

1,909 parallel translation
- Hi. - Hank, thank you.
Hank, teşekkür ederiz.
And, Hank, I've gotta say thank you.
Ve Hank, sana teşekkür borçluyum.
Thank you, Hank.
Teşekkürler, Hank.
Actually, Hank and I will be keeping to our own itinerary. Thank you, Mr. Lawson.
Aslında, Hank ve ben kendimize ait programı takip edeceğiz teşekkürler ama, Bay Lawson.
Thank you for everything, Hank.
Her şey için teşekkürler, Hank. Tabii.
Gomey, I don't know what that call was, but it's dumb even by your standards so call me when you get this.
Gomie, ben Hank. O arama neyin nesiydi bilmiyorum ama senin standartlarına göre bile aptalcaydı. Mesajı aldığında ara beni.
- As you've so diligently discovered, hank, quite fatal.
Senin de sonunda öğrendiğin gibi Hank, oldukça ölümcül.
- [sighs ] [ ringback tone] - Hey, you've reached evan r. Lawson, cfo of hankmed.
Evan R. Lawson, Hank Sağlık'ın mali işler müdürüne ulaştınız.
- You know, hank, this is not a quid pro quo arrangement.
Hank, bu kısasa kısas anlaşması değil.
You don't have the file, hank, because I have it.
Dosya sende değil çünkü ben aldım.
And third, you are going to join me On a little magic carpet ride I like to call "the hankmed emergency staff meeting."
Üçüncüsü benimle birlikte "Hank Sağlık Acil Durum Toplantısı" diye nitelendirdiğim uçan halıya bineceksin.
- Over the next couple minutes, You're gonna hear all about my turnaround plan, Which will restore hankmed's fiscal health
- Birkaç dakika sonra Hank Sağlık'ın parasal durumunu ve çalışanın moralini düzeltecek geri dönüş planımın tamamını duyacaksın.
You know? I'm no genius, hank.
Ben dahi değilim, Hank.
- Just because you're back to normal doesn't mean That hankmed is, and it doesn't mean that we are.
Sırf sen normale döndün diye, bu Hank Sağlık'ın ya da bizim de döndüğümüz anlamına gelmez.
You need to regain hank's trust first as his brother Then as his cfo.
Hank'in güvenini ilk olarak kardeşi olarak ardından mali işler müdürü olarak kazanmalısın.
Look, evan, I know that you want hank To forgive your father and welcome him back With open arms.
Bak Evan, Hank'den babanı affetmesini ve tekrar kucak açmasını istediğini biliyorum.
- There are only so many places you go, Hank.
- Bakacak pek fazla yer yok Hank.
You can... you can find her Hank, that's what you do.
Onu bulmalısın Hank, onu bulmalısın.
You know, Hank, this is a murder.
Biliyorsun ki Hank ortada bir cinayet var.
It's too big for you, Hank.
Bu iş boyunu aşar Hank.
Hank, why don't you call in sick for the next couple days, See if you can let that hand heal?
Hank, neden işyerini arayıp, kolun iyileşene kadar birkaç gün gelemeyeceğini bildirmiyorsun?
Look, Hank, we're not supposed to tell you this.
Bak Hank, sana bunu anlatmamamız lazım.
Okay, Hank, I got to hit you in a second.
Pekala, Hank, bir saniye sonra, sana vurmam lazım.
Some right you got there, Hank, huh? I would know.
Bilmem gerekirdi.
Hank! You know, Hank,
Biliyor musun, Hank?
Do you think that you could make, like, a HankMed wallet for me?
Benim için Hank Sağlık cüzdanı filan yapabilir misin?
Hank! Hey, you want me to help you out?
Sana yardım etmemi ister misin?
No, I was talking about how you went into HankMed's bank account and cleaned it out.
- Hayır, Hank Sağlık'ın banka hesabına nasıl erişip boşalttığından bahsediyordum.
You know what, I'm gonna make you a "HankMed travel kit".
Sana "Hank Sağlık yolculuk seti" hazırlayayım ben.
- Yeah. Hank, please, you need to run interference with Faith.
Hank lütfen, Faith'le olan sorunu çözmemde bana yardımcı olman gerek.
Hey, Hank, did you know
Selam, Hank.
Hank, what can we do for you?
- Hank, sana nasıl yardım edebiliriz?
Hank, that's not helping. What are you doing?
- Hank, bu işe yaramıyor.
- Suddenly, you're the Un-Hank.
- Bir anda Hanksizleşiyorsun.
Yeah. You're "Moody Hank".
- Evet, bildiğin "Atarlı Hank" oluyorsun.
You're... you're... You're "Hank Light".
Sanki, sanki "Light Hank" oluyorsun.
You're too much of the Henry, not enough of the Hank.
İçindeki Henry oranı fazlayken Hank oranı az gibi.
Well, you can't run away from your problems, Hank.
Ama problemlerinden koşarak kaçamazsın Hank.
You know, for kids.
Hank şekerleri. Çocuklar için.
Would you have willingly traveled to an embargoed nation, Hank?
Seyahat edilmesi yasak olan bir ülkeye gelmeye istekli olur muydun Hank?
The kind of fun I wouldn't want to enjoy without you, Hank.
Sen olmadan keyif almak istemediğim bir eğlence, Hank.
Hank, what you're talking about would take weeks, months. No, I brought you down here to...
Hank, senin bahsettiğin şey haftalar, aylar alır.
Thank you, Hank. Sure.
- Teşekkürler, Hank.
You know me by now, Hank.
Şimdiye kadar beni tanımışsındır, Hank.
Well, time is important to you. Time is important to everyone, Hank.
Zaman herkes için önemli, Hank.
Or have you changed your mind about leaving?
Vedalaşmamız seni tatmin etmedi mi, Hank? Yoksa gitmek hakkındaki fikrini mi değiştirdin?
You're worried about me, Hank.
Benim için endişeleniyorsun, Hank.
Hank, you're scaring me.
Hank, beni korkutuyorsun?
Hank, you're not still waiting for your brother?
Hank. Hala kardeşini beklemiyorsun ya?
And, for the record, you and I just went three minutes before returning to the Hank zone.
Bil diye diyorum seninle Hank olaylarına tekrardan dönmeden önce üç dakika geçirdik.
You wouldn't even let me call you doctor, Hank.
- Doktor mu? Sana doktor dememe bile izin vermiyorsun, Hank.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]