Have a good day translate Turkish

- You have a good day, Buddy?

- İyi bir gün geçirdin mi, dostum.

Have a good day, ladies.

İyi günler, hanımlar.

Have a good day.

İyi günler dilerim.

Have a good day.

İyi günler.

You guys have a good day.

Size iyi günler, çocuklar.

Have a good day, Maggie.

İyi günler dilerim, Maggie.

Have a good day, Chicklets.

İyi günler, civcivlerim.

You have a good day agent Becker.

Size iyi günler ajan Becker.

- Have a good day, guys.

- İyi günler, çocuklar.

Have a good day, see you later.

İyi günler, sonra görüşürüz.

How about you guys, everybody have a good day?

Peki ya siz millet, herkes iyi bir gün geçirdi mi?

You have a good day, now.

Size iyi günler.

Yang's on my service. Why don't you just go have a good day with Amy, okay?

Sen de gidip Amy ile biraz vakit geçir.

Have a good day!

İyi günler!

No, I just never seem to have a good day Whenever you eat chili. No?

Hayır, sen ne zaman kuru fasulye yesen günüm iyi geçmiyor.

- Have a good day.

- Oldu, iyi günler size.

You have a good day.

- İyi günler.

hello. And have a good day!

Merhaba, iyi günler!

- Then have a good day, sir

- Öyleyse iyi günler, efendim.

Have a good day

İyi günler.

Have a good day, sir

İyi günler, efendim.

Have a good day, sir

İyi günler efendim.

Got it have a good day, custo...

Anladım. İyi günler dilerim Sayın...

Have a good day, customer

İyi günler Sayın- -

OK, have a good day custo...

Tamam. İyi günler sayın...

Have a good day

İyi günler dilerim size.

- Then, have a good day.

- İyi günler.

Bye, have a good day.

- Güle güle.

Have a good day at work, dear.

İşinde kolaylıklar dilerim, canım.

Then, have a good day.

Peki, iyi günler.

Have a good day.

- Hadi iyi günler.

All right, have a good day.

Hadi iyi günler.

Have a good day.

Kendine dikkat et.

Have a good day, man.

İyi günler dostum.

All right, have a good day.

Pekâla, iyi günler.

You really did have a good day.

Günün gerçekten çok iyi geçmiş.

You... did you have a good day?

Senin günün iyi miydi?

I didn't have a good day.

Güzel bir gün geçirmedim.

Well, uh, have a good day, and I'll see you... for your super radical birthday party Wednesday night.

Pekala, iyi günler. Ve Çarşamba akşamı süper esaslı doğum günü partinde görüşmek üzere

You have a good day?

Gününüz nasıl geçti?

Did you have a good day?

- Gününüz nasıl geçti?

Did you have a good day?

Gününüz nasıl geçti?

- Have a good day.

- İyi günler.

- Have a good day.

- Kolay gelsin.

Have a good day, Mr. Barry.

İyi günler, Bay Barry.

- Have a good day, asshole.

Öküze bak.

I thought the day was going to end with, you know... At least have a good night's kip.

En azından günün sonunda... yatacak bir pansiyon falan buluruz sanmıştım.

Have a good day.

- İyi günler.

- Have a good day!

- Kolay gelsin!

It's a good day for the crows. And I hear they have the taste Tessa Liana love.

Kargalar için ne güzel bir gün ve ben Tessa. içimdeki bu şeyi çok seviyorum.

Have a good day.

İyi çalışmalar.