English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Have a great day

Have a great day translate Turkish

534 parallel translation
Okay, you guys have a great day.
PekaIa, size iyi günIer.
Have a great day at work!
İyi çalışmalar!
If she is not here, I can have a great day!
Burada yoksa, harika bir gün geçirebilirim.
Have a great day.
İyi günler.
You guys have a great day.
Pekala. Herkese iyi günler.
"Have a great day!"
Sen nasılsın? " "Harika!" "Harika bir gün dilerim!"
We're gonna have a great day!
Harika bir gün olacak!
- Have a great day.
- İyi günler.
The refrigerator told me to have a great day.
Buzdolabı bana iyi günler diledi.
Okay, well, have a great day, Prue.
Tamam, şey, iyi bir gün geçir, Prue.
- You have a great day, sir... with your fine ass looking like Shaft!
- İyi günler, efendim harika poponla Shaft gibi görünüyorsun!
Love you! Have a great day!
İyi günler, sevgililerim.
Have a great day.
Günün iyi geçsin.
Have a great day.
Harika bir gün geçir.
Have a great day.
İyi günler sana!
Have a great day.
İyi günler!
I hope you all kill each other. Have a great day, ladies.
Güzel bir gün dilerim bayanlar.
Have a great day.
Teşekkür ederim.
Have a great day. Wish I could be there.
Keşke ben de orada olabilseydim.
Well, have a great day, everybody.
Evet, herkese iyi günler.
Have a great day at work. Yeah, you too. Take care.
- Sana işte iyi günler.
Save that tax. Have a great day. Thank you.
Verginizden düşün.
You have a great day and I'll see you tonight.
Güzel bir gün geçir. Akşama görüşürüz.
Have a great day. Hey, Rachel. It's Walter.
Merhaba Rachel, ben Walter.
OK. Well, have a great day.
İyi o zaman, iyi günler.
And have a great day. Yeah?
Ve iyi günler, tamam mı?
Have a great day today.
İyi günler.
You know, Miss Elizabeth, I have thought a great deal of what you said to me at Netherfield that day -
Bayan Elizabeth, bana Netherfield'da söylediklerinizi... uzun uzun düşünme fırsatım oldu.
If they have half the raw material that you have promised, Captain Bausch, it will be a great day for the fatherland.
Söylediğin ganimetin yarısını alırlarsa Kaptan Bausch, vatanımız için harika olur.
I have just sent you a telegram on your great day.
Bu büyük gününde, sana biraz önce bir telgraf yolladım.
It's such a great day when we have visitors, no matter what the excuse.
Ziyaretçimizin olduğu müthiş bir gün, sebep ne olursa olsun.
I haven't taken too great a liberty, have I, on a day like this, you know.
Sevincimi çok abartmadım değil mi? Yani böyle bir günde.
Punch, one of the great fool-victims of history, for you have accepted the role of king for a day, and who but a fool would do that?
Soytarı : tarihin en büyük kurbanlarından birisi. Siz kral rolünü bir günlüğüne kabul ettiniz, bunu bir soytarı değil de kim yapardı ki?
I want to close all the windows until that day and when I re-open them the sun will light up the darkest rooms... and we'll have a great party...
O güne dek bütün pencereleri kapatmak istiyorum. Onları geri açtığımda güneş en karanlık odaları aydınlatacak. Biz de büyük bir parti yapacağız.
I have heard that he roams at night and lies up by day in a great cavern beneath the castle - but we'll know soon enough.
Gece olunca gezintiye çıktığını, gündüz boyunca kalenin altındaki mağarada yattığını duymuştum.
It should have been a great day for us.
Bu, bizim için büyük bir gün olmalıydı.
Have a great first day at school, Doc.
Okuldaki ilk günün iyi geçsin Doktor.
It would be great to have a nurse on call 24 hours a day.
Günde 24 saat hazır hemşireye sahip olmak harika olurdu.
Yeah, that's a great story. But you have to think that Notre Dame will be gone one day.
Ama bir gün Notre Dame'ın yokolacağını düşünmelisin.
This is a great day for the Empire a day when we honor you who have brought us glory whose deeds of valor will live on in song and story!
Bu İmparatorluk için büyük bir gündür. Size zafer getiren onurlu bir gün cesaret dolu eyleminiz şarkı ve hikayelerde yaşayacak!
So, everybody get out there, have a great time, and enjoy this beautiful day.
Herkes oraya gidip harika vakit geçirsin, bu güzel günün tadını çıkarsın.
Have a GREAT day, Dawson.
İyi günler, Dawson!
Listen. I was in here the other day... and I dropped premed, which was a huge deal for me... and you were really great and you said, "Have a good semester..."
Dinleyin, geçen gün buradaydım benim için çok önemli olan bir şeyi yapıp, tıbba hazırlığı bıraktım ve siz de harikaydınız, bana "iyi bir dönem geçirmeni dilerim" dediniz.
And John Invergordon, havin'spent his last dime on his great dream, opened Krewe Island on what should have been a glorious spring day.
John lnvergordon, son kuruşunu da müthiş hayaline harcayarak, Krewe Adası'nı harika bir ilkbahar günü açtı.
You know, the only idea that I have is that one day, maybe sooner, maybe later, I'm gonna make a great mom.
Bugünden çıkardığım tek düşünce er ya da geç bir gün harika bir anne olacağım.
I think it's great we have a day that commercialises on our emotions.
Kim şevksiz? Duygularımızı ticaretleştiren bir gün olması harika.
Me? - You have. It's been a great day.
Sen. Bu muhteşem bir gündü.
I'm going to have a little boy. We argue every day about one of the world's great problems, and it's all him.
Oysa ben hamileyim, oğlum olacak ve babasıyla her gün önemli bir meseleyi tartışıyoruz.
You can talk all day about a great idea or a solution to a problem, or something that you think is an interesting feature for Linux to have but you gotta show us something concrete. Show me a piece of code that does that. Something that's tangible that I can test myself so I can try it out and I can think about what it is.
bana deneyebileceğim somut bir kod parçası verilmesi gerekiyor ki ben de bunu değerlendirebileyim
- Have a great day.
İyi günler.
We'll still have a partial day and a great biscotti night.
Ayrıca yarım günümüz ve kurabiye gecemiz var. - Çin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]