English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / He's right here

He's right here translate Turkish

1,632 parallel translation
He's here right now!
Şu an burda!
You did the right thing here, nobody bets when he's on the street.
Doğru olanı yaptın, gününde olduğu zaman kimse onu yenemez.
It's... Hold on. We're just gonna gobble him up when he gets here, right?
Buraya geldiğinde onu da yutacağız, değil mi?
No, you meant to call Silas, but, you know, he's not here right now.
Evet, sen Silas'ı aramıştın değil mi? Şu anda o burada yok.
Come on, he's coming right over here.
- Ne?
A man's got needs, and I got everything he need right here.
Bir erkeğin ihtiyaçları vardır ve bende de her şey yerli yerinde.
He's not here right now.
Evet, ben eşiyim.
He's not here right now.
Kendisi şu anda burada değil, o yüzden...
He's right here.
Tam burada.
He's got a right to be here.
Burda olması bile saçma. Burda olmaya hakkı var.
All my life, I thought he ran out on my grandma, and he's been right here all along.
Hayatım boyunca büyükannemi terk ettiğini sandım. Başından beri o buradaymış.
He's gone right now but he'll be back later And uh, I won't be here, I'm going to be gone all night
Şimdi yok ama sonra gelecek ve ah, ben burada olmayacağım, tüm gece dışarıdayım.
Well, you tell that sumbitch, he thinks he's gonna come over here and get my recipes... well, I got a double-barreled answer to his query right inside.
Söyleyin o orospu çocuğuna buraya uğrayıp yemek tariflerimi alacağını düşünüyor ama benim, onun kuşkularına vereceğim bir çifte cevabım var.
He's right here.
O burada.
Then the reader can go " yes, that's right. He's here saying, he's saying.. he still loves you or..
sonra evet, doğru o burada ve seni hala seviyor filan dersiniz.
All right now, stand in a line here so he won't crash into you.
Tamam, sıraya girin böylece birbirinize çarpmazsınız.
This little fellow right here, he's not a very big iceberg compared to these other ones, but that guy there might be the size of the island of Sicily in the Mediterranean
Şuradaki küçük dostumuz diğerleriyle karşılaştırıldığında pek de büyük değil ama Akdeniz'deki Sicilya Adası boyutlarında olabilir.
No, he's right here.
Hayır, O burada.
He's here in Vegas, right now.
O şimdi, şu anda Vegas'ta.
Because he's right here.
Sen nereden biliyorsun? Çünkü şu an tam önümde duruyor.
That's why he's here, right?
O yüzden burada, değil mi?
Oh, he's here all right.
Oh, evet burada.
Eun-sik says he's sorry, and he asked us to bring you here, right?
Eun-sik özür dilediğini söyledi ve seni buraya getirmemizi istedi, değil mi?
He's not here right now.
Şu an burada değil.
Yeah, that's because he's right here!
Evet, çünkü o burada!
He walked in here and I almost knew him, right off the bat.
Buraya geldi, bir yerlerden gözümün ısırdığını anlamıştım.
He's standing right here.
Baksana, şurada.
Well, he's not gonna get in here now, right, Dad?
Artık buraya hiçbir şekilde giremez, değil mi baba?
He's-He's making me a poem right here.
Hemen burada bana bir şiir yazıyor.
Yeah, he's right here, he's right here, John.
Evet. Burada, John.
Right now he's in solitary, but in 48 hours British intelligence is gonna be sweating him and that's why I'm here.
Şu anda hücre hapsinde ama 48 saat içinde İngiliz istihbaratı onu terletiyor olacak. O yüzden buradayım. MOSKOVA KURALLARl
He's right here.
Burada.
- He's not here right now.
- Kendisi şu anda burada değil.
He's the only one here who needs one, right?
Burada o şeyi kullanabilecek tek kişi o değil mi?
Mr. Jourdain... your wife's lover, what would you do if he were here right now?
Bay Jourdain karınızın aşığı... şu an burada olsa ne yaparsınız?
He's right here.
Hemen yanımda kendisi.
Well, this guy right here, he's about as close as you can get without actually being a real Yankee.
Tamam, buradaki herif, aslında gerçek bir Yankee olmadan elde edebildiğiniz kadar yakın olmak üzere.
He's sitting right here..
O burada oturuyor..
Jake Hanson closed up, and then he left and they were still right here, eating.
Jake Hanson dükkanı kapatıp giderken, onlar hala burada yemeklerini yiyorlarmış.
Yeah, he's right, if we didn't stand our ground when delivering the money, we wouldn't be here now.
Evet o haklı, Eğer parayı teslim ederken yerde yatıyor olmasaydık... şu an burada olmazdık.
He's standing right here in front of me.
Tam arkamda dikiliyor.
Oh, he's here all right.
Evet, hala burada.
Look, you show me a red or a black or a green player here in Dillon that's better than Matt Saracen, he's got the job, all right?
Bakın, Dillon'da ister kırmızı, ister siyah, ister yeşil bir oyun kurucu gösterin ki Matt Saracen'dan daha iyi olsun. Görevini yapıyor, tamam mı?
He's right over here.
O şu tarafta.
No, he's right here.
Öldü mü? Hayır, Burada.
So here's the deal. Either you're covering for him or he's covering for you. And you're gonna tell me which it is right now.
Şimdi, senin mi onu yoksa onun mu seni koruduğunu söyleyeceksin.
No- - he's gonna do what he's built to do, and he's gonna do it right here in Phoenix... soon as he can get some sleep ;
Hayır, kafasında kurduklarını burada Phoeniks'te yapacak. Uyur uyumaz ;
He deviates from the pattern right here, but it's only blocked for, like, a second.
Tablonun dışına burada çıkıyor, ama sadece bir kaç saniyeliğine.
Either he's angry because he's guilty of a wrongdoing, or he's angry because his attempts to do the right thing with the edf have gotten people killed, but either way the arsonist was here tonight.
Ya suçlu olduğu için sinirli, ya da DSC ile doğruyu yapmaya çalışması insanların ölümüne yol açtığı için. - İki şekilde de... - Kundakçı bu gece buradaydı.
Yeah, he's right here with me.
Evet, şu an yanımda.
He's in this building right here.
Tam burada, bu binada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]