He liked you translate Turkish
465 parallel translation
You know, even if he liked you a lot, he'd act just the same.
Bilirsin, Senden biraz hoşlandıysa bile, o öyle davranmaya devam eder
- Lovely. - He liked you very much, he said.
- Senden çok da hoşlanmıştı.
He liked you.
O da seni sevdi.
You said, once, he liked you.
Bir keresinde, seni beğendiğini söylemiştin.
Did you kill him because he liked you?
Onu sizi sevdiği için mi öldürdünüz?
Just because he liked you?
Sırf sizi sevdiği için mi?
He liked you, Billy.
O seni sevdi, Billy.
Perhaps... he Liked you?
Belki de sizden hoşlanmıştır.
He liked you.
Adam senden hoşlanmış.
He liked you so much.
Senden çok hoslandi.
He said.. .. that he liked you.. .. because you looked like you had fire and honesty.
Dedi ki senden hoşlanmış çünkü sen sıcak ve içtenmişsin.
He liked you a lot too.
O da seni çok severdi.
- Maybe he liked you.
- Belki de senden hoşlanmıştı.
Anyway, he liked you a lot, and thought you were pretty, too.
Her neyse, seni çok beğendi. Güzel de buldu.
He liked you, trusted you.
O seni sevmişti, sana güvenmişti.
Maybe he didn't shake your hand because he liked you.
Belki de senden hoşlandığı için seninle el sıkışmadı.
Yeah, he liked you, though.
Evet, ama senden hoşlandı.
I knew he wasn't here because you liked his face.
Ona bayılmadığını biliyordum.
With flowers on the table and some salted peanuts. He always liked peanuts. Are you able to go on, Miss Grant?
Masaya çiçekler ve tuzlu fıstık koymuştum.
I told you he liked the way we bounced him around.
Top gibi atılmakdan hoşlandığını söylemiştim sana.
You should see how he begged for my mate. He liked it much better than hay.
Benim dostluğumdan ne kadar hoşlandığını görmeliydiniz.
But I'll tell you something funny, he never liked me.
Komik bir şey söyleyeyim, benden hiç hoşlanmadı.
- He loved you, but he never liked you?
- Seni seviyordu ama senden hiç hoşlanmıyor muydu?
He liked the act and he wants to see you right away.
Gösterinizi beğendi ve derhal sizi görmek istiyor.
He was firm, commanding, and you liked it.
Katı ve hükmediciydi. Bu da sizin hoşunuza gitti.
Then he asked if you still liked poisons
Ben evet dedim, sonra o, hala zehirlerden hoşlanıp hoşlanmadığını sordu. Zehir mi?
Yes! I also remember that my Uncle Alex got you the title because he liked dancing.
Hatırladığım bir başka şey ise Alex amcam sırf dans etmeyi sevdiği için size ünvan verdiğidir.
Now. the trouble is, Jake Clint always liked you better than anybody he ever met.
Esas sorun, Jake Clint seni herkesten daha çok severdi.
I know he'd have liked you.
O da seni severdi.
You would have liked Sebastian and he would have been charmed by you.
Sebastian'dan hoşlanırdınız o da sizin çekiciliğinize kapılırdı.
He liked me, Sam. Or he felt sorry for me and he was beginning to feel the same way about you.
Benden hoşlandı veya benim için üzüldü ve senin için de aynı şeyi hissetmeye başlamıştı.
Daddy was happy we got married because of the prestige but he never liked you much
Biliyorsun, babam bu evliliği prestij için istedi ama seni asla sevmedi...
He's written words to the tune you liked
Sevdiğin makamlarda söz yazmaya çalışıyor.
I know you would have liked to talk to the late Mr. Haze, and he to you.
Eminim merhum Bay Haze'le sohbet etmekten zevk duyardınız, o da sizinle.
You know, I really think he liked us.
Bizden hoşlanmaya başladığını hissediyorum.
I never liked him as an adventurer, but now that he puts on the airs of a saint, he certainly keeps himself in splendid isolation since you made him Archbishop.
Bir maceraperest olduğu için ondan asla hoşlanmadım, ama şimdi bir aziz olduğu için başı havalarda geziyor. Sen onu bir başpiskopos yapalı beri, kendini mükemmel bir izolasyonda tutuyor.
And you liked him because he thought you were just as nice as you could be.
Ondan hoşlanıyordun. Çünkü seni çok güzel buluyordu.
You see that he liked it?
Seni tanıdığım için çok mutluyum.
The guy you went out with and kind of liked, but he was afraid you were too into Richard, so he just left you at the doormat with a giant banana?
Şu dışarı çıktığın ve biraz hoşlandığın, ama Richard'a aşık olduğun için korkup seni paspasın üstünde büyük bir muzla terkeden James mi?
- You liked him when he arrived.
- Üzülmüyorum. - Geldiğinde sevmiştin.
I liked going to parties and occasionally meeting some guy... who convinces himself real quick that he's falling in love with you and...
Partilere gidip, arada sırada kendilerini hemencecik... sana aşık olduklarına ikna eden adamlarla tanışmaktan hoşlanıyordum...
I never knew he liked hamburgers, did you?
Hamburger sevdiğini bilmiyordum, seninde?
But he liked to talk to me sometime, you know.
Ama arada benimle konuşmayı severdi.
I know exactly what you'd do. You'd say hi to him, and when he left you'd cut him all up so your friends wouldn't think you really liked him.
"Selâm" dersin ve o ayrıldığında onu ekersin böylece arkadaşların ondan hoşlandığını düşünmezler.
To tell you the truth, I think he liked it.
Doğruyu söylemek gerekirse izlemek babanın da hoşuna gitmişti galiba.
He said he never felt that way about a man before but he really liked you in a certain way...
O hiç bir erkekten sizden hoşlandığı kadar hoşlanmadı.
- He told you he liked it?
- Sana beğendiğini söyledi mi?
He would have liked you.
Çok hoşlarına giderdin.
He really liked you, too.
Senden gerçekten hoşlanmıştı da.
He liked that last present you got him... that electronic thingumajig.
son getirdigin hediyeyi begendi... su elektronik zamazingoyu.
He never liked you.
Seni hiç sevmez.
he liked it 29
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
yours 1007
your own 34
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
yours 1007
your own 34
your hat 64
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
youth 73
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
youth 73