English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / He looks good

He looks good translate Turkish

415 parallel translation
And I regret to say that he looks good.
Adamın iyi göründüğünü söylemeliyim.
Hey, he looks good, Mr. Tiffany.
Hey, iyi görünüyor, Bay Tiffany.
- He looks good in the ring.
- Ringde iyi görünüyor.
I heard it's Mr Kawai that introduces this guy, and dad has seen him. He looks good.
- Bay Kawai tanıştırmış, baban da oğlanı beğenmiş.
He thinks he looks good in his uniform.
Üniforması içinde güzel göründüğünü sanıyor.
- He looks good!
- İyi durmuş ama.
- He looks good, Jack.
- Güzel takım elbise, değil mi?
He looks good, let's see if he can hit.
İyi görünüyor, bakalım vurabilecek mi.
He looks good.
İyi görünüyor.
- He looks good, doesn't he?
- İyi görünüyor, değil mi?
He looks good... but why is he all twisting up like that?
Gayet iyi görünüyor. Ama neden o sürekli kıvrılıp duruyor?
At least he looks good.
En azından iyi görünüyor.
- I actually felt sorry for you, you rat shit. He looks good enough.
Senin için üzüldüm seni fare pisliği.
Light years. He looks good though.
Işık yıllarına rağmen sağlıklı görünüyor.
He looks good and mean.
İyi ve kötü bakıyor.
Tell him he looks good in a beard.
Sakallı daha güzel göründüğünü söyle ona.
He looks so good.
Harika görünüyor.
- Yes. He looks very good.
- Evet, çok hoş görünüyor.
I'm no doctor, but he looks pretty good to me.
Ben doktor değilim, ama bayağı iyi görünüyor.
- He looks like a good man.
- İyi bir adam gibi görünüyor.
He sure looks good.
Eminim çok iyi görünüyor.
He still looks good for his age, doesn't he?
Halen yaşına göre oldukça iyi durumda, değil mi?
From his looks, he didn't appear to me to be the kind who was too good.
Bana pek iyi biriymiş gibi görünmedi.
Sure hate to see that skunk get away... but sure looks like he's gone for good.
O alçak herifin kaçmış olmasından nefret ediyorum ama yemek bulmak için gitmiş gibi görünüyor.
He looks pretty good, don't you think?
İyi gözüküyor, değil mi?
- He looks in good shape...
Çok formda görünüyor.
As for George, well, George looks good, he drives a beautiful car, takes me to nice places.
George'a gelince, iyi görünümlü, güzel bir arabası var, beni güzel yerlere götürüyor.
He looks pretty good out there.
Oldukça iyi gidiyor.
Tell me, then, does he ride as good as he looks?
Söyle bakalım. Göründüğü kadar rahvan mı?
Because he looks too damn good, that's how!
Çünkü böylesine zinde olamazdı!
Right? - Yeah, he looks like a good one.
- Evet, bu iyiye benziyor.
He said that Dudek is out of surgery, and it looks good.
Dudek'in ameliyathaneden çıktığını söyledi, ve iyi görünüyor.
He's a good man, looks after things well.
İyi biridir, beceriklidir.
Looks good, but, um, I have this friend, and he asked me to give you a message.
İyi görünüyor,... ama, bir arkadaşım var,... size şu mesajı iletmemi istedi.
Well, if he's dead, looks like he ain't gonna be hearing all that good news you have to tell him, huh?
Şey, eğer ölüyse ona vereceğiniz iyi haberleri alamayacak demektir.
He looks like a good man.
İyi birine benziyor.
He looks really good in his tennis shoes, doesn't he?
Ayakkabıları yakıyor, değil mi millet?
You know, I was thinking, if this kid has your good looks, you know, and your good brains and my good left hook, he's really gonna be something.
Bu çocuk senin güzelliğini ve aklını alırsa ve benim de sol yumruğumu gerçekten sıkı biri olur.
He's got his father's intellect, his mother's good looks and the devil's own charm.
Babasının zekası, annesinin güzelliği ve şeytan tüyü var.
He looks a little thin, but considering what he's been through, he looks very good from here.
Zayıf görünüyor ancak yaşadıkları düşünülecek olursa iyi görünüyor.
- Yeah, he looks real good.
- Evet, gerçekten iyi görünüyor.
He looks twice as good today as the day we were married.
O, şimdi, evlendiğimiz zamankinden iki kat yakışıklı görünüyor.
If he looks good, he confirms, that you are pretty :
Sana kendini güzel hissettirirler.
He looks really good.
O çok iyi görünüyor.
Judging from the way he looks, no good.
Görünüşüne bakılırsa, iyi haber getirmedi.
He looks just as good going as he does coming.
Gidişi de gelişi kadar güzel bir manzara.
Looks like he's gonna be a good working dog.
Çalışkan bir köpek olacağa benziyor.
He looks like a good bull, look at that face. - He's nice.
Boğa!
He shoots! It looks good!
Şutunu attı!
It's good he looks like his mother or he'd never get on the ballot.
İyi ki annesine çekmiş yoksa asla o pusulada ismi yazmazdı.
He looks pretty good. huh. Tark?
İyi gözüküyor, ha, Tark?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]