English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Honest work

Honest work translate Turkish

357 parallel translation
Do you know what it's like to be an ex-convict trying to find honest work?
Dürüst bir iş bulmaya çalışan eski bir mahkum olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyor musun?
You see after the war, I don't forget, it lasted 100 years thousands of us went from door to door asking for honest work and we were whipped for begging.
Pek ala da oluyor. Görüyorsun savaştan sonra, hiç unutmam, 100 yıl sürmüştü aramızdan bin kişi, kapı kapı dolaşıp namuslu işler istedik ve dilenmek için kırbaçlandık.
I want my brothers to do honest work and not burden others.
Kardeşlerimin dürüstçe çalışmasını ve başkalarına sıkıntı vermemesini istiyorum.
Too much like honest work.
Çok fazla dürüst iş gibi.
O'Flaherty. We're just honest workmen, your lordship, exercising our God-given right to refuse to work.
Bizler namuslu işçileriz, lordum ve Tanrının bize verdiği çalışmayı reddetme hakkını kullanıyoruz.
♪ Once we all did honest work farmer, lawyer, clerk
Bir zamanlar dürüst işlerimiz vardı ; Çiftçi, avukat, tezgahtar...
I abandoned my honest work for a lighter life
Daha iyi bir yaşam için dürüstçe çalıştığım işimden vazgeçtim.
I think it's honest work.
Bence yaptığın dürüst bir iş.
Well, we better get down to some honest work.
Neyse, biz kendi işimize bakalım.
- It's honest work.
- Dürüst bir iş.
Parasites, like Higgins. They prefer to live off charity rather than do honest work.
Beleşçiler Higgins gibi insan gibi çalışmaktansa yardımla geçinen
And that's why I don't want to hear anything about honest work.
İşte bu yüzden de dürüst çalışmakla ilgili tek kelime duymak istemiyorum.
Your honest work is slavery.
Senin dürüst işin kölelik.
That's what honest work is, and I learned my lesson.
Dürüst iş böyle oluyor, dersimi aldım artık.
It's honest work, Charlie.
Dürüst bir iş Charlie.
Something I learned a long time ago about honest work.
Dürüstçe bir iş hakkında uzun zaman önce birşeyler öğrendim ben.
When people tell you they got honest work for you, know what they got?
İnsanlar senin için namuslu bir işim var dediklerinde neleri vardır bilir misin?
I give up everything I've earned by my honest work.
Namusumla kazandığım malımdan dağıtacağım.
You sound plum grumpy. I guess one day's honest work don't agree with you.
Sanırım bir günlük dürüst çalışmak sana uymuyor.
- Honest work makes honest sweat.
- Dürüst iş, dürüst ter yapar.
Not much money in this work if you're honest.
- Dürüstseniz bu işten para çıkmaz.
Take me to work with you, Pop, I won't be in your way, honest, I won't
Yapmazdım. Sana güvenmem için bana geçerli bir sebep verseydin.
Said they never should have let her work in an honest house in the first place.
Daha en başta, onun böyle dürüst bir evde çalışmasına izin vermemeleri gerektiğini söyledi.
And do some honest work
- Ve doğru düzgün bir iş bul.
The thieves, the hoodwinkers... they all dress in first class suits like I'm wearing, and we take them... for gentlemen. But those who work hard for an honest living and dress shabbily... are labelled tramps and wastrels.
Hırsızlar, hilebazlar hepsi benim giyindiğim gibi giyinir ve kendilerini bir beyefendi gibi gösterirler.
To be honest, Eiko and I can't work anymore.
Dürüst olmak gerekirse, Eiko'yla artık çalışamıyoruz.
You've never done an honest day's work in your life
Sen hayatında bir tek dürüst iş yapmadın.
I have never done a day's work in my life honest or dishonest, but neither have you
Dogru, hayatımda bir tek dürüst iş yok, haklısınız, ama sizde öyle.
Killing honest folks that work for theirs.
Para kazanan dürüst insanları öldürerek.
- David... if you're honest with me, everything might work out.
- David... Bana karşı dürüst olsaydın, her şey güzel olabilirdi.
We've begun to make it possible for honest men to work the docks with job security and peace of mind.
Namuslu insanların iş güvenliğine ve iç huzuruna sahip olarak doklarda çalışabilmesi için ilk adımı attık.
I'll say one thing for crooks, they give you an honest day's work.
Dolandırıcılar için söyleyeceğim tek şey var, gerçekten sıkı çalışıyorlar.
When it comes to work, I'm honest.
- İşe gelince, dürüstüm.
I'm honest and I work hard to keep my kids honest.
Ben namuslu biriyim, çocuklarımı da namuslu tutmağa çalışıyorum.
I've no opinion of companions, poor feckless bodies, afraid of a bit of honest domestic work.
Benim bir parça ev işi yapmaktan bile korkan insanlarla dostluğum olmaz.
First, there are honest people, established people, then the ones who have no work, no family, no home.
Bir tarafta dürüst ve köklü kişiler diğer tarafta işi, ailesi ve evi olmayanlar.
I'm offering you an honest day's work for an honest day's pay.
Sizden dürüst bir iş karşılığında, hak edeceğim ücreti istiyorum.
He says he's a man wanting to do an honest day's work.
İşini dürüstçe yapmak isteyen birisi olduğunu söyledi.
This here is hard, but honest, work.
Bu iş zordur, ama içten olmak zorundasın.
But here I'm lying through my teeth and I can't tell Louise that I was in jail and I rob and steal and never did an honest day's work in my life.
Ama burada ağzımdan yalanlar dökülüyor ve Lousie'e hapiste olduğumu soygun yaptığımı, çaldığımı ve hayatımda hiç dürüst bir iş yapmadığımı söyleyemem.
I ain't done an honest day's work in months.
Aylardır dürüst bir işte çalışmadım.
German newsreel cameras could show people back home that Jews at last were being made to do an honest day's work to earn their daily bread.
Alman haber kameramanı, Yahudilerin en sonunda ekmeklerini kazanmak için şerefli bir şekilde çalıştıklarını halkına gösterebilecekti.
An honest day's work is what I call special.
Benim için özel olan, şeref dolu bir gündür.
Then you can go around speaking of justice inside the isolated cottages where honest peasants work hard, while the rich bourgeois despises his labour.
O zaman dürüst köylülerin çok çalıştığı izole edilmiş... kır evlerindeki adalet hakkında fazlasıyla konuşabilirsin, zengin burjuvalar onların yaptığı işi hor görürken.
You, who never did an honest day's work.
Hayatında hilesiz bir günü olmayan sen.
That's the most honest thing I can say about my work. "
"İşimle ilgili söyleyebileceğim en dürüstçe şey budur."
You'll be paid a good wage for an honest day's work.
Günlük ücret iyidir.
You wanna cut out this honest, self-respecting dragon and put him out of work.
Bu dürüst, gururlu ejderhayı işinden attırmak istiyorsunuz.
I don't think this is gonna work out, and I'll be honest with you,
Hayır bence bu iş iyi sonuçlanmayacak. Size karşı dürüst davranacağım.
- Do an honest day's work.
- Bir gün de dürüst bir iş yap.
But I gotta be honest with you, sir, the kind of work I do, I don't think it's as interesting as you think it is.
Fakat size karşı dürüst olacağım, efendim, yaptığım iş türünün sizin sandığınız kadar ilgi çekici olduğunu sanmıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]