English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'll try to

I'll try to translate Turkish

3,742 parallel translation
I'll try not to make you toojealous.
Seni fazla kıskandırmayacağım.
I'll try to find a scarf you can wrap around your hair.
Saçına takman için bir tane eşarp bulmaya çalışacağım.
But before that happens, - I'll try to get Martin to move here with me.
Bu olmadan önce Martin'i buraya benimle taşınması için bulmaya çalışacağım.
I'll try to detangle them somehow.
Kurtulmaya çalışıyorum.
I'll try to explain this without cursing, but the black shit from Planet X that came out from that motherfucker looked like it had grown hair.
Bunu küfretmeden açıklayabilmek isterdim ama o amına koyduğumun şırıngasından çıkan bilmem ne gezegeninden gelmiş kara şeyin tüyleri çıkıyor gibiydi.
Now, I know you're gonna try to get away and you'll think of all kinds of clever ways to do it, but, Wendy, dearest, even though I've come to care for you very deeply, if you attempt any kind of stunt, then I will have no choice but to blow your head off.
Şimdi, benden kurtulmayı deneyeceğini biliyorum ve bunu yapmak için her türlü zekice yolu düşüneceğini de ama Wendy gözbebeğim, sana çok derin duygular beslesem bile eğer herhangi tehlikeli bir işe kalkışırsan bana kafanı patlatmaktan başka bir seçenek kalmaz.
I'll try to call her.
Ona aramaya çalışacağım.
I deleted your message to my mom, so you'll have to try her again.
Anneme gönderdiğin mesajı sildim o yüzden tekrar denemen gerekecek.
And I'll try to make that apply to every casino in Spain.
Ve bunun İspanya'daki her gazinoda geçerli olmasını sağlamaya çalışacağım.
It's a chance, I'll try to grab it.
Bu bir şans, ben de yakalamaya çalışacağım.
I'll try to explain, if you're willing to listen.
Dinlemek istersen, açıklamaya çalışacağım.
I'll try to check it out.
Şunlara bir göz atalım.
You gave back to my world. I'll try.
Dünyamı alt üst ettin
I think I'll have to try another procedure.
Başka bir yöntem denemem gerekecek.
I'll try to get into a university in Tokyo.
Tokyo'daki bir üniversiteye girmeye çalışacağım.
I'll try to work on those "boundary" issues.
Şu "sınırlar" meselesi üzerinde çalışıyorum.
Thanks, I'll try not to drink it.
Teşekkürler, benzin içmemeye çalışıyorum.
I'll try to get to the center of the valley, while there's still light.
Tamam, vadiye inmeye çalışacağım, hala güneş ışığı varken.
I'll try to make her happy.
Onu mutlu etmek için elimden geleni yapacağım.
I don't know. Mom, I'll try to.
Bilemiyorum, anne.
I'll try and convince the investor to bet on me alone.
Yatırımcıyı tek başıma beni desteklemesi için ikna etmeye çalışacağım.
They'll ask a question, and I'll try to answer it.
Soru soracaklar ve ben de cevaplamaya çalışacağım.
But remember, a wise warrior forces his enemy to fight at a time and place of his choosing. Don't try to pin me down I'm a contradiction
Ama hatırla, akıllı savaşçı düşmanını kendi seçtiği zaman ve mekanda dövüşmeye zorlar.
I think you suppressed your memories so deeply that we'll have to try other, more invasive procedures.
Sanırım hafızanı bastırmışsın ve başka bir tedavi yöntemi uygulayacağız.
I'll try to get a message to him, but I can't promise.
Mesaj bırakmaya çalışayım ama söz veremem.
But now I'd like to try that last bit again, and this time I'll be sure not to leave anything out.
Şimdi son kısmı bir daha gözden geçirelim derim. Bu sefer hiçbir şeyi atlamayacağımdan emin olabilirsiniz.
- I'll try to come into town later.
- Sonra köye inmeye çalışırım.
I'll try not to let it weigh me down.
Beni işimden alıkoymasına müsaade etmem.
I'll try not to.
Vermemeye çalışıyorum.
I want you to promise me that, no matter how depressed you get, no matter how hopeless or alone you feel, you'll try your best to imagine all of the amazing experiences you have ahead of you.
Bir şeyin sözünü vermenizi istiyorum, moraliniz ne kadar bozulursa, bozulsun kendinizi ne kadar çaresiz ve yalnız hissetseniz de muhteşem deneyimlerin ileride sizi beklediğini hayal etmeye çalışmanızı istiyorum.
Swear to God, the next time the Marshals are protecting a material witness, I hope you try to kill him because I'll be the baby-sitter you're gonna have to get by to get to him.
Yemin ederim, gelecek sefere, polisler kilit bir tanığı koruyacak, umarım onu öldürmeye çalışırsın, çünkü ben onu alman için gerekecek bebek bakıcısı olacağım.
I'll try and get to Gareth's farm.
Gareth'in çiftliğine gitmeyi deneyeceğim.
I'll try to speak to him... come to his house tomorrow morning.
Ben onunla konuşmaya çalışacağım... Evine yarın sabah gel.
I'll have to try something soon.
Öyle veya böyle kısa zamanda bir çözüm bulmalıym.
I'll learn to love my yoga pants and try to forget what it is to sprawl naked in a bed with another human being.
Yoga taytımı sevmeyi öğrenip başka bir insanla yatakta çıplak olmanın nasıl bir şey olduğunu unutmaya çalışacağım.
- Yeah, I'll go, too. All right, but try to keep your mouth shut, okay?
Tamam ama çeneni kapalı tut tamam mı?
I'll try to get away on the condition that you lower your expectations.
Çıkmaya çalışacağım ama.. beklentilerini azaltman şartıyla.
I'll try to register him nearby.
Mahalledeki okula kaydettirmeye çalışırım.
♪ As long as I'm in polo smiling ♪ ♪ They think they got me ♪ ♪ But they'll try to crack me ♪
Polo giyinip sırıttığım sürece, benim beyazlaştığımı düşünüyorlar ama eğer gerçekten siyah beni görselerdi beni vurmayı bile denerlerdi
Which that means... is that I'll fuck a nigga up if a nigga try to play me wrong, but for the most part, I'm a good guy making great music to party to.
Bunun anlamı... bana yanlış yapan bi zenciyi darmaduman ederim. ama genellikle, ben genellikle parti müziği yapan iyi adamım.
I'll try to contact the control tower.
Kontrol kulesiyle irtibata geçmeye çalışırım.
So many people think I'll kill the Emperor, so they try to kill me.
Bu yüzden beni öldürmeye çalışıyorlar.
It'll take awhile, but I think I'm gonna try to get right with her.
Bu biraz zaman alacak ama, sanırım onda en doğrusunu yapacağım.
Well, I'll never be able to live with myself if I don't at least try.
Pekala, hayatımda hiçbir zaman kendi yolumda gidemedim. En azından deneyemedim bile.
I'll try to be better.
Daha iyi olmaya çalışacağım.
I'll try to come back later.
Tekrar gelmeye çalışırım.
Sister... if you could manage to stay out of my business, I'll try and stay out of yours.
Rahibe hanım eğer siz benim işime burnunuzu sokmamayı başarırsanız ben de sizin işinize karışmamaya çalışırım.
Weld's still in my control, so if you try to use his testimony at trial, I'll have him recant.
Weld hâlâ benim kontrolümde, bu nedenle eğer onun ifadesini mahkemede kullanmaya çalışırsan, onu vazgeçiririm.
Just try to look innocent, and I'll try to look like I made a big mistake.
Masumca bakmayı dene. Büyük bir hata yapmış gibi davranacağım.
Thanks. I'll try to remember that.
Sağ olun, bunu unutmamaya çalışırım.
What I'll try to do is draw things because I'm angry at these people who are cheated and swindled.
Peki neden bu şeyleri çizmeye çalışıyorum! Çünkü kazık yemiş ve dolandırılmış bu insanlara öfkeliyim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]