English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm down here

I'm down here translate Turkish

3,411 parallel translation
I've send in a team of friendly KaneCo. representatives down to your wretched sinkhole to offer you a new life up here with me, Abraham Kane.
Aşağıya sizin su dolu çukurlarınıza burada benimle, Abraham Kane ile yaşamayı teklif etmesi için cana yakın bir Kane Birliği temsilciler takımı gönderdim.
I've never been down here alone!
Daha önce tek başıma burada hiç bulunmadım!
Whatever you're doing here, I promise I won't let you down.
Burada her ne yapıyorsan söz veriyorum yüzünü kara çıkartmayacağım.
I'm here to tell you, this little scandal might just bring you down.
Söyleyeyim dedim ; Şu küçük skandal seni biraz indirebilir.
Fine. I will have Van Pelt come down here with crime scene photos.
Tamam.Van Pelt'i olay yeri fotoğraflarıyla birlikte buraya gelmesi için çağıracağım.
Look, you can sit down or you can get out, but I'm good here.
Bak... Sen ister otur, ister çek git ama ben böyle iyiyim.
My aunt says I can stay here as long as I want, but I'll be a lot better when I track down the creeps that took my dad.
- Sanırım. Halam burada istediğim kadar kalabileceğimi söylüyor ama babamı kaçıran garipimsi şeyleri bulunca çok daha iyi olacağım.
I'm down here.
Buradayım.
Ma'am, I think you should come down here.
Hanımefendi, sanırım aşağı gelmeniz gerekiyor.
Then I must be a cat stuck in a tree and the fire truck is here,'cause it is time for me to get down!
Ben ağaçta kalan bir kedi olmalıyım itfaiye de burada o zaman benim için hareketlenme vakti.
When I sit here like this and not think about anything... It chases away all my thoughts, so I really like it. It calms me down too.
Burada böyle hiçbir şeyi düşünmeden otururken, gerçekten bütün düşüncelerden uzakmışım gibi hissediyorum, gerçekten çok güzel.
I'm gonna sit down here next to you, okay?
simdi yanina oturacagim, tamam mi?
I came down to say goodbye to the tree, give it one final hug, and before I knew it, I was up here.
Ağaca veda edip son bir kez kucaklamaya gelmiştim ama bir de baktım buraya çıkmışım.
I need you all here to use your dastardly skills to take down Bart Bass.
Hepinizin.. ... korkunç yeteneklerinizei Bart Bass'i alt etmek için ihtiyacım var.
I got us stranded over here, burned down the wardrobe, let Cora get the ash and now the compass.
Burada tıkılı kaldım, dolabı yaktım Cora'nın önce külleri sonra da pusulayı almasına izin verdim.
I whored every ounce of my integrity to get that man elected, and here you are, sitting on mount Olympus, telling me to go be a good mortal, and we'll send down some nectar when we find the time.
Aklınızı mı kaçırdınız siz? Ben o adamın seçilmesi için şerefimi beş paralık ettim. Sizse Olimpos Dağı'nda oturmuş bana iyi bir ölümlü olmamı ve vakit bulduğunuzda bana nektar vereceğinizi söylüyorsunuz.
# And I'll be down here #
# Aşağıda olacağım.
I'm sorry. You just came all the way down here to give me this?
Pardon, buraya kadar bunu vermek için mi geldin?
I need a security force down here!
güvenliğe ihtiyacım var burada!
I'm not gonna leave you down here like this either.
Seni böylece burada bırakacak da değilim.
Hey buddy? I'm down here to help you.
Dostum, sana yardım etmek için geldim.
As soon as I get 30 % of your workers to sign the union cards, and that rep is gonna get on a plane and come down here and supervise a vote.
En kısa sürede çalışanşarına % 30 indirimle, sendika kardı imzalatacağım ve bir temsilci buraya bir uçakla gelecek ayrıca denetleyip bir karar verecek.
Seriously, I can't believe we're just standing here when we could be chasing fat people down the street, yelling, "you ate my brother!"
Gerçekten, burada böylece dikileceğimize şişmanları caddede kovalayıp "Kardeşimi yedin!" diye bağırmadığımıza inanamıyorum.
I've spent the rest of my life tracking him down, and here we are.
Geri kalan hayatım onu bulma çabalarıyla geçti ve işte buradayız.
I'm not down here much.
Hiç bu kadar aşağıya inmemiştim.
All right? I'm not here to shut you down.
Harekâtınızı sonlandırmak için gelmedim.
Soon as I sit my ass down. I got to do everything around here.
G.tümün üstüne rahatça oturamadığım gibi bir de buradaki her şeyi ben yapıyorum.
If I have to come all the way down here again, I swear to God, I'll gut your fucking ass, cunt.
Eğer beni bir daha buraya kadar getirtirsen yemin ederim o kıçını parçalara ayırırım.
I'm surprised they haven't come down here to get their money.
Paralarını almak için buraya gelmemelerine şaşırdım.
- I'm gonna come down here.
- Buraya geliyorum.
What am I doing down here?
Niye aşağıdayım?
I'm the only law that there is down here.
Burada kanun namına sayılabilecek tek şey benim.
I've been calling you, you don't call me back, so I got to come down here to see what's going on, and you're running my boys into the ground!
Seni arıyorum ama sen beni geri aramıyorsun, sonra neler olduğunu görmek için buraya geliyorum ve adamlarımı deli gibi koşturduğunu görüyorum!
I know I'm gonna miss seeing his face down here.
Onun yüzünü burada görmeyi özleyeceğim.
Dad, I'm down here!
Baba, aşağıdayım!
Daddy, I'm-I'm down here!
Baba, ben aşağıdayım!
- I have a smidge of very choice mari-ju-ana down in Mexico and I need it here by Sunday night.
Ve bunun Pazar akşamı elimde olması lazım.
I'm just gonna square up here and knock down the tree!
Buraya yükleneceğim ve ağacı devireceğim.
I could... give you my number, And I'll write it down for you here, right?
Sana numaramı vereyim ve senin için şuraya yazayım, oldu mu?
As a matter of fact, I'm so confident I can knock that one down, I got a solid Franklin here says I clear that frame.
Açıkçası onu devireceğimden çok eminim, O çerçeveyi temizleyeceğimi söyleyen bir Franklin var burda...
I tell you what, she better not bring her ass down here because I will punch that bitch right in her face.
Umarım buraya gelmez çünkü o kahpenin suratını ortasına bir tane geçiririm.
I'm sure someone has pushing it down here.
Eminim birisi onları buraya sürükledi.
That's why I called you down here.
Seni bu yüzden buraya çağırdım.
I'm putting it down here.
Buraya bırakıyorum.
Listen, I'm shooting a song down here, I need you to be quiet for five minutes.
Dinleyin, şurada bir şarkı kaydediyorum beş dakikalığına sessiz olmanız lazım.
If it wasn't for you and your moronic open relationship.. I wouldn't come down here and safe your sorry ass..
Sen ve o salakça açık ilişkiniz olmasaydı buraya gelip de seni korumazdım.
I gotta warn you. You're not gonna make many friends for reopening up this case, not down here. Word travels fast.
Şimdiden uyarayım bu dosyayı açarak burada kendine pek arkadaş bulamayacaksın.
Take him down to processing while I stay here and get hooted at.
Siz onu yerine götürün mahkumlar laf atarken biraz burada takılacağım.
I've been talking to strangers, even. I'm going to stay down here the entire time.
Tüm zaman boyunca burada, aşağıda kalacağım.
What I'm going to do now, is open the front of my pants... and wait for you to come over here... and slowly sink down onto me.
Şimdi yapacağım şey : Fermuarımı açacağım... ve buraya gelmeni bekleyeceğim... ve yavaşça üstüme oturmanı.
If you'll excuse me, I'll leave you with Robin, I've got another appointment to rush off to, but, uh... Look, if you're down here again let us know and I can show you some of the good things we have to offer down here.
Ben müsaadenizi isteyip, Robin'i sizinle bırakacağım yetişmem gereken başka bir randevum var buraya tekrar yolunuz düşerse haber verin de size burada olan güzel şeyleri de gösterelim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]