I saw him first translate Turkish
275 parallel translation
He's mine! I saw him first
- Hayır, o bana ait.
Anyway, I saw him first!
Hem onu ilk ben gördüm.
Oh, no, you don't. I saw him first.
Sen değil, hesabı önce ben göreceğim.
But I saw him first!
Köpeği ilk ben gördüm, ben kovalarım!
- Hands off. I saw him first.
- Çek ellerini. Onu ilk ben gördüm.
I saw him first. )
Onu ilk ben gördüm.
Remember, I saw him first.
Unutma, ilk ben gördüm.
I saw him first, Selena.
Önce ben gördüm, Selena.
- I saw him first.
- Onu önce ben gördüm.
Look, I saw him first.
Bak, onu ilk ben gördüm.
I saw him first when I was your age.
İlk kez senin yaşındayken görmüştüm.
I... I saw him first.
İlk ben gördüm.
- I saw him first!
- Önce ben gördüm!
- I saw him first.
- Onu ilk ben gördüm!
It's the first time I saw him.
Bu onu ilk defa görüşümdü.
The first time I saw him, I thought he was a doctor.
Onu ilk gördüğümde doktor olduğunu sanmıştım.
If my husband saw you kissing me... like he kissed me the first time we met, I'm sure that would make him jealous.
Eğer kocam beni, kendisiyle ilk karşılaştığımızda öpüştüğümüz gibi öptüğünüzü görürse, adım gibi eminim, çok kıskanacaktır.
He'll always be just as I first saw him — just a little boy... with fire and valor.
O her zaman ilk gördüğüm gibi küçük bir - çocuk olacak... değerli ve parlak.
Voiceover : I will remember the first time i ever saw him.
Onu ilk gördüğüm an hatırımdan çıkmıyor.
I'm a guy who ran out of gas who saw an ordinary little farmhouse by the side of the road... who found the first important thing in his life waiting for him in a wheelchair.
Ben benzini bitip yol kenarında basit, sıradan bir çiftlik evi görmüş ve kendisini tekerlekli sandalyede bekleyen hayatındaki en önemli kişiyi bulmuş biriyim.
Some time ago, soon after Oliver was taken from your house in Pentonville, I saw this man Monks for the first time... and the other day I saw him again.
Bir süre önce Sliver, Penxonville'deki evinizden alındıktan hemen sonra bu Monks denen adamı ilk defa gördüm.
I saw him the first time.
Onu bir kere gördüm.
I hated him from the first minute I saw him.
Onu gördüğüm ilk andan itibaren nefret ettim.
The first time I saw him he was just as scared... a hundred years ago.
Onu ilk gördüğümde o kadar korkuyordu. Yüz sene kadar evvel.
First time I saw him, we'd stopped off in a little town in the mountains of Southern France.
Onu ilk kez Güney Fransa'nın dağlarında mola verdiğimizde gördüm.
And Henry Reeger is wearin'a gun. It's the first time I ever saw him with one.
Henry Reeger de silahı beline takmış, onu ilk kez silahlı görüyorum.
To this end He said He was born in that stable where I first saw Him.
O ahırda, onu ilk gördüğüm yerde bu son için doğduğunu söyledi.
The first time I saw him in Oakland, I said :
Oakland'da onu ilk gördüğümde dedim ki...
I knew I wanted him from the first moment I saw him.
İlk gördüğüm anda onu istediğimi anladım.
That was the first time I ever saw my brother. But I knew him.
Kardeşimi ilk kez görüyordum, ama onu tanıdım.
I saw him off for his first day's work.
İlk gün onu işe uğurladım.
That's where I first saw him, this morning.
O zaman ilk defa bu sabah onu gördüm.
I heard the same kind of talk from your father after his first engagement only I happen to have been fighting right beside him and saw what he did.
Aynı şeyleri ilk görevinden sonra babandan da duymuştum fakat onun yanı başında savaştım ve yaptığını gördüm.
First time I saw him he was dead.
Onu bulduğumda zaten ölmüştü.
It was there I first saw him.
Onu ilk orada gördüm.
I knew there was something wrong with him the first time I saw him.
Onu ilk gördüğümde bir gariplik sezmiştim zaten.
I detested him from the first moment I saw him.
İlk gördüğüm andan itibaren nefret ettim ondan.
I saw him earlier today near the first floor bathrooms.
- Birinci kattaki tuvaletlerin yakınında görmüştüm.
I first saw him a month ago, and I believe he is the Wish Child.
Onu ilk bir ay önce gördüm ve dilek çocuğu olduğunu hemen anladım.
I'm the one who saw him first.
Onu ilk gören benim.
Well... ( weepy ) : as you know, I have loved Evan Drake since the first time I saw him.
Biliyorsun Evan'ı ilk gördüğüm andan beri seviyorum.
That was the first picture I saw of him.
Bu onu gördüğü ilk resimdi.
First time I saw that smile I was done for couldn't take my eyes off him.
İlk kez bana böyle gülümsediğini gördüğümde gözlerimi ondan alamamıştım.
I could tell. When I first saw him, I thought he was from Europe.
Onu ilk gördüğümde, Avrupalı sanmıştım.
But then, the first time I saw him and our eyes met, I knew.
Fakat sonra, onu ilk gördüğümde ve gözlerimiz ilk karşılaştığında, anladım.
I saw him once through the window... the first time he came to the door, but it was dark.
İlk kez kapıya geldiğinde pencereden onu bir kez gördüm. Ama karanlıktı.
- I saw him first.
- Onu ilk ben gördüm.
Guy was no good. I knew it the first time I saw him. You can always tell.
Adamın iyi biri olmadığı o kadar belliydi ki ilk görüşte anlamamak imkansız.
The first time I ever saw you guys together... I never saw him so happy.
Sizi ilk kez yan yana gördüğümde... hiç olmadığı kadar mutluydu.
Look, Armstrong I knew Robert Earl was bad news when I first saw him.
Bak Armstrong... Robert'ı gördüğüm anda suçişleyebilecek biri olduğunu anladım.
Well, the first time I saw him, he didn ´ t exactly give me the world.
Aslında onu ilk defa gördüğümde, bana tam olarak dünyayı vermedi.
i saw you 563
i saw the video 17
i saw it first 27
i saw the light 16
i saw it 804
i saw the sign 17
i saw it myself 35
i saw him yesterday 27
i saw 499
i saw everything 64
i saw the video 17
i saw it first 27
i saw the light 16
i saw it 804
i saw the sign 17
i saw it myself 35
i saw him yesterday 27
i saw 499
i saw everything 64