I will find you translate Turkish
2,670 parallel translation
I will find you the perfect place, or my name is not Suzanne Thomson-Perez-Kline-Jensen.
Benim de adım Suzanne Thomson Perez Kline Jensen'se size mükemmel bir yer bulacağım.
I will find you, and you will pay with your life.
Sizi bulacağım, ve hayatınızla ödeyeceksiniz.
I will find you.
Seni bulacağım.
If I have to tear this universe apart, I will find you.
Evreni parçalamam gerekse bile seni bulacağım.
I will find you, and I will stop you.
Seni bulacağım, ve seni durduracağım.
And don't think about trying to escape, because I will find you, and I will gut your entire crew... like the fish.
Ve sakın ola kaçmayı aklından geçirme zira seni bulurum. Ve tüm tayfanın bağırsaklarını balıklar gibi dökerim.
Wherever you are, I will find you!
- Onu dinle, tatlim. - Hayir. Ona yeterince aci çektirdin.
Should this not be the case, I will send my mechanic here to find you and kill you and your family.
Aksi halde teknisyenimi seni bulmaya ve hem seni hem de aileni öldürmeye gönderirdim.
I know you will find him before I will.
Onları benden önce bulacağını biliyorum.
And believe me, Mr. Axe, if you don't help me find him, I will throw you in that hole right along with him.
Bana inanın bay Axe, onu bulmama yardım etmezsen o çukura onunla birlikte seni de atacağım.
After you got amnesia, I tried to get down to the basement to find your will.
- Hafızanı kaybettikten sonra vasiyetini bulmak için bodruma indim.
Abu Nazir will find out I'm working for you.
Abu Nazir sizinle çalıştığımı öğrenecek.
Just put me back on the case, put me back on the case, and I will find whoever did this, I promise you.
Sadece beni davaya geri al, beni davaya geri al. Sana söz veriyorum, bunu kim yaptıysa bulacağım.
" I will see you again when we all find our salvation.
"Kurtuluşumuza kavuştuğumuzda beni tekrar göreceksin."
I will not rest until I find you the perfect date.
Sana harika bir randevu bulana kadar huzur bulmayacağım.
I promise you she will never find out.
Söz veriyorum bunu asla bilmeyecek.
I promise you, we will find her.
Söz veriyorum onu bulacağız.
I will be when I find out who gives you illegal and unlicensed firearms.
Sana yasa dışı ve ruhsatsız silahları kimin verdiğini bulduğum zaman çok mutlu olacağım.
I will find a cure for you
Senin için bir tedavi bulacağım.
I, uh, sent my letter of resignation to Chief Pope's office, and Lieutenant Tao has copies of all of my outstanding case notes, and Lieutenant Provenza found a detective in Central who will cover for me until you can find
İstifa mektubumu şef Pope'un ofisine gönderdim, teğmen Tao yarım kalmış dava notlarımın kopyasını aldı, ve siz kalıcı birini bulana kadar, teğmen Provenza yerime bakacak bir dedektif buldu.
I will definitely let you know what I find out.
Bulduğum şeyi sana kesinlikle haber vereceğim.
Hey, hey, hey, hey. I'll dive right into this with you as soon as I am back, and we will find something. All right?
Döndüğüm gibi araştırmaya dalacağız ve bir şey bulacağız, tamam mı?
I think you will find everyone here more than accommodating.
Bence buradaki herkesi uygun bulacaksın.
All right, look, Berta, if you don't want to help me with this, I will find another housekeeper who's willing to do very little work for a very large salary in a Malibu beach house.
Berta, eğer bu konuda bize yardımcı olmak istemiyorsan Malibu Beach House'ta, çok büyük bir ücrete, çok küçük bir iş yapacak başka bir ev hizmetlisi bulurum.
I'm sure you will find the temperature suitable...
Sıcaklığı gayet uygun bulacağından eminim.
I will never be able to find you, but what I do have is two dollars and a Casio wristwatch.
Seni asla bulamam. Ama elimde iki dolar ve Casio kol saati var.
I want you to go somewhere clever enough that they will never be able to find you.
Senden seni hiç bulamayacakları doğru düzgün bir yere gitmeni istiyorum.
♪ I still have the spare key ♪ ♪ that you gave me ♪ I will find a way to get through to you... ♪
â ™ ª I still have the spare key â ™ ª â ™ ª that you gave me â ™ ª I will find a way to get through to you... â ™ ª
I want you to promise me right now that you will find my baby, wherever he is.
Şimdi bana nerede olursa olsun yavrumu bulacağının sözünü vermeni istiyorum.
I will write a perfectly acceptable reference and you'll find that there's nothing about it that's hard to explain.
Sana çok iyi bir referans mektubu yazacağım. Böylece açıklamanın zor olmadığını göreceksin.
And if I find out you've withheld anything else, there will be sanctions.
Eğer sakladığınız bir şey bulursam, bunun sonuçlarına katlanırsınız.
I think you guys will find that this house is full of so many... Delightful surprises that you'll be happy here for
Bence bu evde birçok hoş sürprizle karşılaşacaksınız.
I think you will find this an extremely rewarding hobby.
Sanırım sen bunu son derece ödüllendirici bir hobi olarak bulmuşsundur.
I'm already having the piece for the auction crated and delivered, and I think you will find it remarkably suitable for the occasion.
Müzayedeye gidecek parça paketlenip gönderildi bence sen de onu duruma çok uygun bulacaksın.
And when the other three find out about what you've done, which will happen right after I leave here, we'll rep all six.
Buradan çıktıktan sonra diğer üçü de ne yaptığınızı öğrendiğinde ne olacak? Altısını da biz temsil edeceğiz.
I find it puzzling, why you should pursue a man who will have nothing to do with you.
Kafam karışıyor. Sana karşı ilgisi olmayan bir adamın neden peşindesin?
I will come and find you as soon as we know anything. Okay.
- Bir şey öğrenir öğrenmez yanınıza geleceğim.
I believe you will find there's no such thing as an innocent young offender, is there?
Masum ve zanlı sıfatını aynı anda kullanınca pek mantıklı gelmedi, değil mi?
One day I will find a way to thank you.
Bir gün sana teşekkür etmenin bir yolunu bulacağım.
April, I promise you we will not rest until we find him.
April, onu bulana kadar dinlenmeyeceğimize dair sana söz veriyorum.
You won't always get an answer I will find out about the truth
Gerçeği öğreneceğim.
Was a way of life. I will always find you.
Bizzat sen söylemistin.
( Charming ) I will find you, Snow.
Her zaman sevdim.
So, if you can find a better deal on a home, I will eat my hat.
Eğer bir ev için benden daha iyi bir teklif bulursanız şapkamı yiyeceğim.
There is no place you can run, no place you can hide, where I will not find you!
Kaçabileceğin bir yer yok, saklanabileceğin bir yer yok!
If you're lucky, one day when you're old and shriveled like me, you will find a young doctor with little regard for anything but their craft. And you'll train them like I trained you.
Şanslıysanız eğer bir gün benim gibi yaşlanıp pörsüdüğünüzde sanatı dışındaki şeylere pek az saygısı olan genç bir doktorla tanışacaksınız ve onu benim sizi eğittiğim gibi eğiteceksiniz.
Will you help me find Sally?
- Sally'i bulmama yardım eder misin?
I have no doubt in my mind that you, Lavon Hayes, will find true happiness.
Senin gerçek mutluluğu bulacağın konusunda... hiç şüphem yok.
I will let you know as soon as we find out anything.
Bir şeyler öğrenir öğrenmez size haber vereceğim.
You told me that we would find her, so I know that we will.
Onu bulacağız dedin. Bildiğim tek şey onu bulacağımız.
If you don't find her today at the latest, I will make sure it's done.
Teşekkür ederim. Onu en geç bugün bulamazsanız,..
i will 7976
i will call you 60
i will never forget you 25
i will marry you 56
i will never forgive you 52
i will be back 49
i will kill you 375
i will fear no evil 57
i will never leave you 46
i will always love you 92
i will call you 60
i will never forget you 25
i will marry you 56
i will never forgive you 52
i will be back 49
i will kill you 375
i will fear no evil 57
i will never leave you 46
i will always love you 92