I will never translate Turkish
7,378 parallel translation
Which is why I hereby swear that I will never lay another hand on your mom.
İşte bu yüzden şu an yemin ediyorum annen bir daha el sürmeyeceğim.
I will never forgive you for killin'Eva.
Eva'yı öldürdüğün için seni asla affetmeyeceğim.
But I will never let you down, okay?
Ama sizi kesinlikle hayal kırıklığına uğratmayacağım tamam mı?
I will never, ever talk to a volleyball.
Ben olsam bir voleybol topuyla asla konuşmazdım.
I'm only gonna ask you this once, and then I promise I will never bring up the Glee Club again.
Bunu sana sadece bir kez soracağım ve Glee Kulübü'nü tekrar sorun etmeyeceğine söz ver.
You won't have to worry that I will never forgive you because you will never forgive yourself.
Seni bir daha affetmemekle uğraşmama gerek kalmaz zira sen kendini hiçbir zaman affetmezsin.
With your strength, I will never need to sleep for a century again.
Senin kuvvetin ile artık asla bir asır boyunca uyumak zorunda kalmayacağım.
I am afraid I will never forgive myself for leaving you here.
Seni burada bıraktığım için kendimi asla affedemeyeceğim.
I will never forgive you for what you did to Sara.
Sara'ya yaptıkların için seni asla affetmeyeceğim.
I will never forgive him for what he did.
Onu yaptıklarından dolayı asla affetmeyeceğim.
Give me that, and I will never ask you again.
Anlat bana ve ben de bir daha sormayacağım.
I will never forgive her for what she did.
Yaptığı şeylerden dolayı onu asla affetmeyeceğim.
Well, it's over, and hopefully I will never have to lay my eyes on that woman ever again.
Geride kaldı ve umarım o kadını bir daha asla görmek zorunda kalmam.
And if I don't, I will never be a nurse again.
Bu olmazsa bir daha asla hemşire olamam.
If this hospital closes while I'm still in diversion, I will never work again.
Eğer hastane kapanmadan bu işi çözemezsem bir daha asla programdan çıkamam.
It means no matter how many books I read, how many languages I master, no matter how diligently I work, I will never be anything but a curiosity.
Yani ne kadar kitap okursam okuyayım kaç tane dil öğrenirsem öğreneyim işime ne kadar özen gösterirsem göstereyim bir garabetten başka bir şey olamayacağım.
[SIGHS] I will never let that happen.
Bunun olmasına izin vermeyeceğim.
I know what you're doing, and I will never let you have Jory.
Ne yaptığını biliyorum ve Jory'yi almana asla izin vermeyeceğim.
I will never raise a hand to you.
Sana asla el kaldıramam ben.
Whatever happens..... I will never regret what happened here.
Ne olursa olsun burada olanlardan asla pişman olmayacağım.
~ I will never betray my country.
- Ülkeme asla ihanet etmeyeceğim.
- I Will never do that.
- Asla senden özür dilemeyeceğim!
You and I will never see each other again.
Sen ve ben birbirimizi tekrar görmek asla.
I will never go back to Rome.
- Asla Roma'ya dönmem.
I will never do it again.
Bir daha asla yapmayacağım.
And you can say I don't have guts, but the fact is I will never cross it.
Bana korktuğumu söylüyorsun ama, ben sadece bardağı taşırmıyorum.
I will never let that happen to my daughter... to any of my people!
Bunun kızımın başına gelmesine asla izin vermem... Halkımdan hiç kimseye!
I never will.
Hiç bir zaman sevmiyeceğim.
I want to know just one thing, and then you will never see me again.
Sadece bir şeyi bilmem gerek ve beni bir daha görmeyeceksin.
I know how you feel, like the pain will never go away, but Lexa is wrong.
Nasıl hissettiğini anlıyorum,... acı hiç gitmeyecek gibi olur,... ama Lexa yanılıyor.
If you do not provide the funds for the "Lumen", you will never - get another drop of the white.
Lumen'i almak için kaynaklarını sunmazsan o beyaz sıvıdan bir daha asla bir gıdım bile alamazsın.
Did I say that? ♪ We will come alive The music never dies ♪ ♪ We will come alive The music never dies ♪
Böyle mi söyledim? Hepimizin iniş ve çıkışları vardır, Ama kim olduğumuzu tanımlayan onlarla nasıl başa çıktığımızdır.
I will forgive you for this eventually, but you can never forget there is no escape from me, not even death.
Gün gelecek seni bunun için affedeceğim. Ancak benden kaçış olmadığını hiçbir zaman aklından çıkaramayacaksın. Ölüm bile.
She will suffer as I had, never knowing her mother and father because Dahlia will have rendered you into ash.
Tıpkı benim gibi acı çekecek. Asla anne babasını tanımayacak çünkü Dahlia seni küle çevirmiş olacak.
I now see that he will never trust me, so he leaves me no choice.
Bana asla güvenmeyeceğini artık görebiliyorum. Bu da bana başka seçenek bırakmıyor.
I never cared for Hayley, but you should know, the rest of my family will stand against us in defense of her.
Hayley hiçbir zaman umurumda olmadı. Ancak bilmelisin ki ailemin geri kalanı onu korumak için karşımıza çıkacak.
I will work with you to stop Ra's, but never again will I be your daughter.
Ra's'ı indirmek için seninle birlikte çalışacağım. Ama bir daha asla kızın olmayacağım.
But never again will I be your daughter.
Ama bir daha asla kızın olmayacağım.
"I will prescribe regimens for the good of my patients " according to my ability and my judgment "and never do harm to anyone."
"Yetenek ve yargıma göre hastalarımın iyiliği adına dozaj vereceğim ve kimseye zarar vermeyeceğim." Sen bir doktorsun.
With good behavior, you could still have some quality years on the outside. But if you walk out of this room right now, I promise you will never draw another free breath.
İyi halden birkaç iyi sene geçirirsiniz ama bu odadan adımınızı atarsanız bir daha özgür bir şekilde nefes almayacağınızın garantisini veririm.
And I promise you she-she will never do that again.
Sana söz veriyorum bir daha asla böyle bir şey yapmayacak.
I just came here to tell you that you have two daughters out there whose lives will never be right, never be whole, because their mother made the choice, - the most selfish decision
Buraya anneleri en bencil kararı vererek gittikten sonra hayatları asla düzgün, bir bütün olamayacak 2 kızın olduğunu söylemeye geldim.
I have a mandate to protect this hospital and I will see to it that Jackie never touches a patient again.
Bu hastaneyi korumak benim görevim ve ben buradayken Jackie asla bir hastaya dokunamayacak.
I am raging inside, but you will never know.
İçten içe sinirli olsam da bunu asla yansıtmam.
I never will, grandma.
- Söz veriyorum nine.
- Aww. And I'm afraid Al will never get over Ms. Houston.
Ve korkarım Al asla Bayan Houston'ı atlatamayacak.
But I will never, ever ask you to do chemo.
Tam olarak emin değilim. Ama senden asla ama asla kemoterapiye girmeni istemem.
If not, I leave alone, and you will never see me again.
Gelmezsen de yalnız giderim ve beni bir daha göremezsin.
Okay, well, I prefer Dr. Zeuli over Dr. Newton, uh, your apartment is way too small, and we will never see each other if we work separate shifts.
Pekala, ama ben Dr. Newton yerine Dr. Zeuli'yi tercih ederim, senin dairen çok küçük ve eğer farklı saatlerde çalışırsak birbirimizi hiç göremeyiz.
And it will never end. But you and I together... think of how powerful we could be.
Asla da sona ermeyecek ama sen ve ben birlikteyken ne kadar güçlü olabileceğimizi düşün.
I will bring you back from the dead, if I have to... and make you into something the world has never seen.
Eğer gerekirse seni mezarından kaldırıp senden dünyanın görmediği bir şey yaratırım.
i will never forget you 25
i will never forgive you 52
i will never leave you 46
i will never forgive you for this 17
i will never forgive myself 19
i will 7976
i will call you 60
i will marry you 56
i will be back 49
i will kill you 375
i will never forgive you 52
i will never leave you 46
i will never forgive you for this 17
i will never forgive myself 19
i will 7976
i will call you 60
i will marry you 56
i will be back 49
i will kill you 375
i will fear no evil 57
i will always love you 92
i will do my best 52
i will call you later 16
i will be in touch 16
i will try 73
i will find you 119
i will call you back 23
i will be back soon 19
i will help you 147
i will always love you 92
i will do my best 52
i will call you later 16
i will be in touch 16
i will try 73
i will find you 119
i will call you back 23
i will be back soon 19
i will help you 147