English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Is good

Is good translate Turkish

62,269 parallel translation
'Cause I got some reservations for this restaurant that I heard is good
İyi olduğunu duyduğum bir lokantada rezervasyonum var.
I'm so happy that AJ is good with us moving in.
A.J.'in bizim taşınmamızı kabul etmesine çok sevindim.
My word is good.
Sözümün eriyimdir.
Yes, but being in charge of whole country is good for business.
Evet ama devleti ele geçirmek işlerini epey düzeltir.
Help is good.
Yardım almak güzeldir.
I pretend that is good thing.
Bu iyi bir şeymiş gibi yapacağım.
Ha! Finally you're getting prosecuted. That is good news.
Sonunda hakim karşısına çıkacaksın, bu iyi bir haber.
- Whoever did this is good.
- Bunu kim yaptıysa işinin ehli.
Except the alibi is good.
Ta ki kesin mazeretleri ortaya çıkana kadar.
He moved photos, which is good.
Fotoğrafları taşıdı, hangisi iyi.
Ooh! That's a good job, fellas.
İyi iş çıkarttınız arkadaşlar.
Man, good music is gonna find good people.
İyi müzik iyi insanları kendine çeker.
Well, yeah, of course, it's always good to be honest, but, honey, this is just a game, okay?
Evet, dürüst olmak iyidir. Ama tatlım, bu sadece bir oyun, tamam mı?
I was flipping through these scripts, and I gotta say Lowlands is pretty good.
Senaryolara şöyle bir baktım da, Lowlands gayet iyi.
- Is it a good time?
- İyi bir zaman mı?
You know, I think that, uh, this is a good deal for all of us involved.
Bence hepimiz için iyi bir anlaşma bu.
You don't have any time to have a good personal life,'cause you're trying to be a stuntman, which is not working out at all.
İyi bir özel hayatın olması için vaktin yok çünkü dublör olmaya çalışıyorsun ve sonuç alamıyorsun.
Hey, you always were good at hustling up work.
Sen iş konusunda hep iyiydin.
Good job.
İyi iş.
I hear you, baby, I hear you. I understand that, but listen to me, you know, fear sometimes is a good thing.
Seni anlıyorum bebeğim, Ama beni dinle, bak korku, bazen iyi birşeydir.
Good job, McKenna.
İyi iş McKenna.
How is that good?
- Nasıl?
Very good... If Oliver Queen is the Green Arrow.
Epey fazladır eğer Green Arrow, Oliver Queen ise.
Point being I have been looking for her for the past 3 months, but whatever witness protection program she put herself into, it is... damn good.
Diyeceğim şu ki, 3 aydır kadını arıyordum ama nasıl bir tanık koruma programına girmişse artık, epey iyi.
This guy's real good at covering his tracks, whoever he is.
Adam her kimse, izlerini saklamada gerçekten iyiymiş.
Good.'Cause living is the whole point.
Güzel. Esas amaç da bu zaten.
Very good if Oliver Queen is the Green Arrow.
Eğer Green Arrow, Oliver Queen ise oldukça fazla.
Well, good because I think our relationship is complicated enough already just with you being mayor.
Güzel o zaman çünkü bence ilişkimiz, sadece başkan olmanla bile oldukça karışık. - Evet, bence de öyle.
The Green Arrow is a good guy, and I gave him the benefit of the doubt?
Green Arrow iyi bir adam ve bu yüzden ben iyi niyetine güvendim diyelim.
I'll take good care of this, and, I hope everything is ok with your family.
Gözüm gibi bakacağım. Bir de, umarım ailenle ilgili her şey yolundadır.
It's just that right now is not really a good time with everything going on.
Sadece, bunca şey varken şu an doğru zaman değil.
Well, every defense attorney in town just found out that the D.A. is a serial killer, so not good.
Şehirdeki tüm savcılar, başsavcının bir seri katil olduğunu öğrendi iyi değil anlayacağın.
Seems like Cisco did such a good job of turning this place into an impenetrable fortress, he turned it into an impenetrable death trap.
Anlaşılan Cisco burayı ulaşılmaz bir kaleye çevirirken iyi iş çıkarmış. Ulaşılmaz bir ölüm kapanına çevirmiş burayı.
Well, the good news is there's not much left for him to do.
İyi haber, yapacak pek bir şeyi kalmadı.
Good news is in short supply around here.
İyi haberler buralarda epey az.
Proof that although I think your plan is crazy, I'm good enough friend to help.
Planın çılgınca olsa bile sana yardım edecek bir arkadaş olduğumun kanıtı.
Because what good is a family without a soul?
Çünkü ruhsuz bir ailenin neresi güzel olabilir ki?
The security camera footage is grainy, but it's good enough to see Black Siren giving her best Laurel impression.
Bak, güvenlik kamerası kayıtları bulanık ama Black Siren'in Laurel'a benzemeye çalıştığını görebiliyoruz.
This is not good.
Bu hiç iyi değil.
Very... good... work.
Çok başarılı bir iş.
Which we have good reason to believe she used for business.
Bu numarayı iş için kullanıyormuş.
Even identifying a possible suspect is gonna be as good as impossible.
Olası bir şüpheli belirlemek bile neredeyse imkansız.
On top of that, there's a really good chance that whoever David Walker was talking about is already dead.
Üstelik David Walker'ın konuştuğu kişinin ölmüş olması yüksek olasılık.
Question is... is it too good?
Sorun şu çok fazla kesin, değil mi?
We could knock Mars out of our sky for good. Did you know that martian marines always train at one g, earth gravity? If it comes to that.
İş oraya varırsa gökyüzümüzden Mars'ı kalıcı olarak da silebiliriz.
Doin'good.
Harika iş çıkarıyorsun.
A good bottle of Ganymede gin. Whoever doesn't stop Eros is buyin'.
Eros'u durduramayan bir şişe harika Ganymede cini ısmarlar.
The only thing those weapons are good for is first strike.
Bu silahlar için iyi olan tek şey ilk önce vurulur.
We could knock Mars out of our sky for good. If it comes to that.
İş oraya varırsa gökyüzümüzden Mars'ı kalıcı olarak da silebiliriz.
Just to feel good for one night is something.
Bir gece olsun iyi hissetmek de bir şeydir.
Allen thought, you know, we did a good job... in Texas, and he was happy to see you the other day.
Allen, Teksas'ta iyi iş çıkardığımızı düşünüyor, seni gördüğüne de sevinmiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]