Is so translate Turkish
130,056 parallel translation
Seriously? Your stuff is so great.
- Gerçekten harika iş çıkarıyorsunuz.
And good medicine is so expensive nowadays.
Bugünlerde iyi bir ilaç çok pahalı.
I mean, the school is so fancy, and all the other mommies seemed so perfect.
Okul cok süslü bir yer, diger anneler, cok süslü gözüküyor.
Oh, my God, Chloe, this song is so good.
♪ Sadece bir sersem... ♪ Aman Tanrım, Chloe, bu şarkı çok iyi.
Aw, that is so sweet! LUCIFER :
Aw, çok tatlısın!
That family is so weird.
Ailen çok garip.
Why my brother's so saintly and Maze is so... not.
Neden ağabeyim çok azmış ve Labirent o kadar değil ki... değil.
Agent keen, that is so cool.
Ajan Keen, bu çok güzel.
So this is rebellion?
- Yani bu bir başkaldırı mı?
So you can see, I'm wondering why I'm being targeted when the pro-choice side is just as ugly.
Karşı taraf da aynı çirkeflikteyken neden hedef alınan benim sorarım size?
So, Mr. Kresteva is too busy for Judge Gallo?
Bay Kresteva'nın Yargıç Gallo'ya ayıracak zamanı yok yani?
So, Ms. Gold, what is your relationship with Diane Lockhart?
Bayan Gold, Diane Lockhart ile ilişkinizi anlatır mısınız?
They're just trying to establish that the witness is feeding negative info to the grand jury, so he can steal their clients.
Müvekkillerini çalabilmek için soruşturma kurulunu olumsuz beyanda bulunan tanığı belirlemeye çalışıyorlar.
And isn't this why you arranged for the Rindell daughter to... get a job at your new work, so they wouldn't expose your culpability?
Yeni şirketinizde Rindell kızına bu yüzden iş ayarlamadınız mı? - İşlediğiniz suçları açığa vurmasın diye?
And remember, this is Queen for a Day, so no gotcha questions here.
Bugün prenses günü. Onu zorlamak yok.
So Colin Sweeney is gonna do his one good deed : Get a dirty cop kicked off the force.
Kirli bir polisi görevinden attırarak sonunda Colin Sweeney bir işe yarayacak.
Well, that is a good cause, and thank you so much for doing that.
Bu güzel bir amaçmış ve bunu yaptığın için çok teşekkürler.
So she is responsible for any crimes committed by this foundation.
O yüzden bu vakıfta işlenilen her suçtan sorumludur.
So... who is he, and what does he want?
Öyleyse... kim o ve ne istiyor?
- Mm-hmm. So is Russ coming back for the party?
Russ parti için gelecek mi?
So-so-so you're not gonna be in charge? Duke is gonna be in charge?
Yani artık idare sende değil, Duke'ta olacak, öyle mi?
- Well, you lost your scarf, so this is what we do.
- Atkını kaybettin, olacağı bu!
So, do we finally get to find out what this mission is about?
Pekâlâ, nihayet görevin ne olduğunu öğrenecek miyiz?
So, Saw is worried about what we found?
Yani, Saw bulduğumuz şey hakkında endişeye mi kapılmış?
Which is why I so wisely made an appointment for Candy and I this afternoon, see?
Tam da bu yüzden akıllıca davranıp bu akşam eşimle kendime bir randevu aldım. - Bana ihtiyacın var.
The fact is, I didn't have the sword, and Dad destroyed it soon after, so...
Gerçek şu ki kılıç bende değildi ve babam kılıcı o olaydan sonra yok etti.
No, no, but this is fascinating, Detective. The so-called expert I just consulted insisted emotions can't be controlled.
Hayır, hayır, bu harika Dedektif, benim danıstıgım sözde uzman, duyguların kontrol edilemeyecegi konusunda ısrarcıydı.
So, right upstairs there is our plant-based kitchen.
Yukarı katta bitki odaklı mutfagımız var.
Is it really so crazy?
Gerçekten çok mu deli?
So this is your big plan for busting us out of here.
Bizi buradan çıkarmak için yaptığın büyük plan bu mu?
So our lead on the killer is a pair of buttboobeyes.
Yani katile giden ipucumuz... bir çift popo, meme ve göz.
And, Charlotte, thank you so much for your help. But now that one of your clients is our main suspect, it's best you go.
Ve, Charlotte, yardımın için çok teşekkürler ama şimdi müvekkillerinden biri ana şüphelimiz olduğuna göre gitmen senin için en iyisi.
So I needed to be controlled, is that it?
Yani kontrol edilmem mi gerekiyor?
So whatever language this is...
Yani bu artık hangi dilse...
So, whoever dumped him is a pro.
Yani, onu terk eden kimse profesyoneldir.
Well, so the only thing we know for sure is that someone had to drive there to dump the body.
Eh, bu yüzden emin olduğumuz tek şey Birisinin cesedi boşaltmak için oraya götürmesi gerektiği.
So, the tech team is checking the vicinity for cameras, but it's such a remote place, so don't get your hopes up.
Yani, teknoloji ekibi kameralar için bölgeyi kontrol ediyor, Ama o kadar uzak bir yer, bu yüzden umutlarını arttırma.
So, uh, good job.
Yani, uh, iyi iş çıkardın.
He is with his step-mom now, so...
O şimdi üvey annesiyle birlikte, yani...
The only thing I still don't understand is you seemed to have some inkling of this from the very beginning, so... why didn't you let me in on it?
Hâlâ anlamadığım tek şey Bunun biraz müşküllü görünüşü var gibi görünüyordu En baştan beri, bu yüzden...
So I know that it's a bitter pill, especially since in our line of work, betrayal requires swift and decisive retribution.
Yani tadının ne kadar acı olduğunu bilirim. Özellikle de bu iş kolunda ihanet süratli ve kati bir ceza gerektirir.
So maybe the motive is profit.
-... hisse değerlerini etkilemiş.
And wondering whether or not that's possible is totally natural. But what isn't natural for me, anyway, is talking about that, so... Right.
Ve mümkün olup olmadığı hakkında endişelenmek tamamen doğal.
So as your family, Dr. Hunt is looking out for you.
- Daha iyi. Ailenizden biri olarak Dr. Hunt size sahip çıkıyor.
Yeah. This is happening. We're now friends, so...
Evet, artık arkadaş olduk.
So is that an excuse to shame mothers and their children?
Bunu bir anneyle çocuğunu utandırmak için mazeret olarak mı gördün?
Is it so crazy that I would put someone else's happiness before mine?
Başka birinin mutluluğunu, kendi mutluluğumun önüne koymam çok mu garip?
Okay, so, this is the shirt you like.
Bu beğendiğin tişört.
And so she is your story, not me.
Hikayeniz o, ben değilim.
So there is a "you and Nathan"?
"Nathan ve sen" varsınız yani.
Your body is already working overtime as it is, so the surgery is an added stress, but if there's any complications, then we will take care of it.
Vücudun zaten olması gerekenden fazla çalışıyor. Ameliyat buna bir de stres ekleyecek ama komplikasyon oluşursa hemen icabına bakacağız.
is something wrong 1059
is something the matter 108
is someone there 122
is something bothering you 41
is something burning 25
is somebody there 52
is someone here 22
is something going on 51
is something up 16
is something funny 20
is something the matter 108
is someone there 122
is something bothering you 41
is something burning 25
is somebody there 52
is someone here 22
is something going on 51
is something up 16
is something funny 20
sorry 58639
solo 156
sofia 386
something went wrong 81
sonia 229
sort 19
so cute 228
sola 22
sorry for what 82
solis 98
solo 156
sofia 386
something went wrong 81
sonia 229
sort 19
so cute 228
sola 22
sorry for what 82
solis 98