English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ J ] / Just a minute

Just a minute translate Turkish

9,347 parallel translation
- Just a minute!
Bir dakika!
Just a minute.
Bir dakika lütfen.
Just a minute, I'm getting some water.
Bir dakika. Su getireyim.
If you'll wait for me just a minute, I'll be right back.
Birkaç dakika beklerseniz hemen dönerim.
Mr. Warner will be with you in just a minute.
Bay Warner bir dakikaya sizinle olacak.
Just a minute.
Bir dakika.
- Just a minute.
- Bir dakika.
- Just a minute!
- Bir dakika.
Be down in just a minute.
Birazdan aşağı geliyorum.
- But why, and why for just a minute...
Ama niye, niye sadece bir dakika içinde...
Now, wait just a minute here.
- Şimdi dur bakalım orada.
I'll be back in just a minute.
Hemen dönerim.
I'll put these in water in just a minute.
Bunları birazdan suya koyarım.
Just a minute!
Bir saniye!
Just a minute...
Bir dakika!
Isabella, listen, just give your Daddy and Uncle Deacon just a minute, okay?
Isabella, dinle, babana ve Deacon amcana bir dakika müsade edermisin?
It'll be just a minute.
Bir dakikaya hazır olur.
Just a minute. I'm hearin'gunshots.
Silah sesleri duyuyorum.
Just a minute.
Bir dakikaya çıkıyorum.
Just a minute!
Bir dakika!
Just a minute! Commander, I was just out for a morning stroll and I saw your house.
Bir dakika! Komutan, sabah yürüyüşüne çıkmıştım, evinizi gördüm.
Let's just give her a minute.
Biraz izin verelim.
Just a minute.
Bir dakika müsaade edin.
What, when you saw me in the car with that weirdo? Well, maybe it was just a minute after that. - See?
belki ondan 1 dakika sonra olabilir bak işte.yalan söylemiyorum
Just lie down for a minute?
Sadece bir dakika uzanmak için.
Yeah, just wait a minute. Why are you leaving?
Neden gidiyorsun?
I just need a minute.
Bir dakikaya ihtiyacım var.
Hey, hey, hey, just wait a minute, okay?
Bir dakika bekleyin tamam mı?
Do you mind if I grab you just for a minute... to go over some things?
Sizinle görüşmek istediğim... bir konu var da?
- Just give it a minute.
Bana bir dakika müsaade et.
Can we just talk about this for a minute?
Bunu bir dakikalığına görüşebilir miyiz?
Just let it breathe for a minute.
- Evet. Biraz hava alsın.
- No, just a minute.
- Bir dakika!
You've just got to give me a minute to reload.
İzin ver de silahı doldurayım.
I'll just be a minute.
Hemen dönerim.
I just need a minute in the office.
1 dakikalığına ofise gitmem gerekiyor.
Hold still for a minute. And just relax.
Bir saniye öyle kal, ve rahatla.
I'll just sit with you for a minute, huh? Yeah.
Seninle biraz oturmama ne dersin?
I'm reading a whole bunch of singularity, black hole bullshit, but basically, you're gonna be gone for one minute, 14 seconds of our time which will give you just over 24 hours, one day out there.
Bakın, bir dolu acayip kara delik zırvalarını okuyorum şu an ama kısacası bizim zamanımızla 1 dakika 14 saniyede geleceksiniz. Bu da size orada sadece, 24 saat, bir günlük süre tanıyor.
Okay, can we just try and keep it positive for a minute?
Pekala, sadece bir dakikalığına durup olumlu düşünebilir miyiz?
I just came because I need a bike and a five minute head start.
Buraya geldim çünkü bisiklete ve annemi 5 dakika oyalamaya ihtiyacım var.
Yeah, just, uh, give me a minute, please.
- Evet, bir saniye ver bana, lütfen.
It'll just take a minute.
Sadece bir dakikasını alıcam.
If you can please just give me a call when you get a minute to let me know how it all went, you have my number.
Zamanın olursa lütfen beni ara ve nasıl gittiğini haber ver, numaram sende var.
Just give me a minute to get this.
Şunu almam için bana bir dakika ver.
Er... just a minute.
Bekleyin biraz.
And the minute an agent spot opens up you just pass me over for a shiny new model.
Bir satış pozisyonu açıldığı an parlayan, yeni bir model için beni es geçtin.
I'm just doing some chores in the barn. I'll be in in a minute.
Ahırda bir-iki işim var, hemen dönerim.
If I could ask you to stand to one side just for a minute?
Bir dakikalığına kenara çekilmenizi isteyebilir miyim?
Just give me a minute. I'll rally. You know what?
- Bir dakika ver bana, toparlanırım.
I'll just be a minute.
Bir dakikaya dönerim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]