Just a moment translate Turkish
4,545 parallel translation
You're going through a terrible time, but it's just a moment in time...
Zor zamanlar geçirdiğini biliyorum ama hepsi geçecek.
Just a moment.
Bir dakika.
Just a moment...
- Bir saniye...
Miss Person will be with you in just a moment.
Bayan Person şimdi müsait olacak.
It was just a moment.
Anlık bir şeydi.
Just a moment.
Biraz bekleyin.
But I just want to take just a moment to think about what's going to happen outside these walls.
Ama sadece bir anlığına bu duvarların dışında da neler olduğunu düşünmenizi istiyorum.
Would you excuse us for just a moment?
Bize biraz izin verir misiniz?
Just a moment...
Bu kadar. Bir saniye.
Well, he was standing right here just a moment ago.
Çok kısa bir süre tam burada dikiliyordu.
We'll be just a moment.
Sadece 1 dakika sürecek.
Yeah, honey, I should be down in just a moment.
Evet tatlım, Birazdan aşağıda olacağım.
Can I borrow Gibbs for just a moment?
Gibbs'i kısa bir süreliğine senden alabilir miyim?
Folks, in just a moment, we will prepare for our final descent into New York City.
Sayın yolcular, bir kaç dakika içinde New York City'ye iniş için hazır olacağız.
Well, then see for yourself in just a moment.
O zaman birazdan kendi gözlerinle görürsün.
You honestly think he never had moment when he was a boy, when it was just him and Grandma? Isn't that right Lois?
Çocukken hiç korkmadığını mı sanıyorsun, sadece O ve büyükannen yaşarken?
Yes, can you just hang on a moment?
Evet, biraz bekleyebilir misin?
- Just a moment.
- Bir dakika.
I just had a T3 moment.
Az önce bir T3 anı yaşadım.
- we just... had a moment.
-... aramızda bir elektrik yaşandı.
Uh, I just want to take a moment to say thank you, Mama, Pops.
Bir dakikanızı alıp teşekkürler anne, baba demek istiyorum.
I'll be just a moment, Abigail.
Birazdan geliyorum, Abigail.
The good news is that for the moment, we just happen to have a spot open in our rehab program.
Size iyi bir haberin var.. şu anda rehabilitasyon programımızda bir yerimiz var.
Just so you know, I knew you were a cop from the moment I saw you.
Bilmeniz için, sizi ilk gördüğüm andan itibaren polis olduğunuzu anlamıştım.
I know it's kind of a weird thing to say. I mean, to just say out loud. But my mother told me there's no better time for a compliment than the moment you think it, so...
Biliyorum söylediğim şey tuhaf ama annem, birine iltifat etmek için en iyi zaman düşünceyi aklından geçirdiğin andır derdi.
And speaking of that, I want us all to just take a moment to send some positive energy to one of our very own.
Bunu demişken, hepimizin biraz düşünmesini istiyorum, biraz pozitif enerji göndermek için, içimizden birine.
We just wanted to - to take a moment and - Well- - We no longer feel that- - that you're right for your position.
Biz sadece, bir dakika sadece biz artık bu iş için uygun olmadığınızı düşünüyoruz.
Just think for a moment who the fuck you're getting into bed with here.
Biraz dur ve kimin koynuna girdiğini düşün.
Just this way. Just a moment.
Bu taraftan, uzun sürmez.
Well, it was like a moment of perfect beauty, where everything just came together.
Sanki her şeyin bir araya geldiği muhteşem bir güzellik anı gibiydi.
So it's not just about giving women a moment to remember?
Yani bu sadece kadınlara unutamayacakları bir deneyim yaşatmak için değil öyle mi?
Assume, just for a moment, that what I'm saying is true, OK? Then what?
Sadece bir dakikalığına söylediklerimin doğru olduğunu kabul edelim, tamam mı?
Just excuse me a moment.
Bir saniye lütfen.
It's just I'm a bit short at the moment.
- Bu sıralar biraz sıkışığım.
Just step aside with me for a moment, would you?
Bir saniye geride duralım, olur mu?
Can you just wait here a moment, please, sir?
Sizi bir süre burada bekletebilir miyim beyefendi?
Please. Just... just wait a moment.
Lüften sadece bir dakika bekle.
Well, let's just leave aside the whole infidelity portion for a moment and just discuss the fact that you had sex with a woman.
İşin aldatma boyutunu bir kenara koyalım bir süreliğine bir kadınla birlikte olduğun gerçeğini tartışalım.
If I could just have a moment with him.
Onunla sadece biraz görüşebilirsem eğer.
I just need a moment to myself, just to clear my head.
Kafamı toparlamak için biraz yalnız kalmam gerekiyor.
Let's just give him a moment on this, okay?
Ona biraz zaman verelim, tamam mı?
He just had a knife to my throat, and then there was a moment...
Bıçağını boğazıma dayadı sonra bir anlığına... - Affedersiniz.
- Just be quiet for a moment.
- Sessiz olun!
No, it'll just take a moment.
- Hayır, fazla sürmez.
Our son hurts himself... nothing serious, just a skinned knee... but in that moment, the shock of the pain terrifies him.
Ciddi bir şey değil, sadece dizinde bir sıyrık var ama acının şoku onu korkutuyor.
Just for a moment.
Sadece bir seferlik.
And in a moment, I will turn around, and look behind me, just for a few seconds and I will memorize every animal on those tables in order.
Şu anda arkama döneceğim birkaç saniyeliğine arkama bakacağım ve masadaki her hayvanın sırasını ezberleyeceğim.
Okay, but before we talk to Mom, I was thinking maybe I could just discuss this with you for a moment, which is that I'm- -
Annemle konuşmadan önce aramızda bir konuşuruz diyordum.
Just a moment please.
Bir dakika.
I'll just be a moment.
Ben birazdan gelirim.
Could you just... give us a moment alone?
Bizi biraz yalnız bırakır mısın?
just a moment ago 16
just answer the questions 19
just a little 454
just a man 25
just a joke 49
just answer me 27
just answer the question 165
just a second 863
just a reminder 42
just a sec 327
just answer the questions 19
just a little 454
just a man 25
just a joke 49
just answer me 27
just answer the question 165
just a second 863
just a reminder 42
just a sec 327
just asking 127
just ask 167
just a minute 1540
just ask him 36
just a bit 103
just answer 21
just a little bit 285
just after 43
just a few days 42
just a few more minutes 52
just ask 167
just a minute 1540
just ask him 36
just a bit 103
just answer 21
just a little bit 285
just after 43
just a few days 42
just a few more minutes 52