Just a reminder translate Turkish
278 parallel translation
This is just a reminder of what could happen, for keeps.
Bu sadece başınızdan geçenleri, sakladıklarınızı hatırlatan bir şey,
Just a reminder not to let go of anything.
Hiçbir şeyi kaybetmeyeyim diye benim için bir hatıra.
Now that's just a reminder that the sound of gunfire spooks cattle.
Bu, silah sesinin sığırları korkuttuğunu hatırlatmak içindi.
Just a reminder, not a word to anyone.
Sadece bir hatırlatma, kimseye tek kelime etmek yok.
Just a reminder.
Sadece bir hatırlatma.
This is just a reminder of the evening.
Bu, sadece bu akşamın anısı için.
No, it's just a reminder to order dinner.
Hayır, akşam yemeğinin sipariş saatini hatırlatmak için.
Just a reminder, fans, about Die Hard Night coming up here at the stadium.
Bara en påminnelse till er fans om en "Die Hard" kväll som kommer här på stadion.
"The Willy Show" will start in five minutes. Just a reminder :
"Willy Show" beş dakika sonra başlayacak.
And just a reminder that there is nothing Linda would love more... than to slink over to your table and... give you your own private show for only five dollars.
Ve sadece bir hatırlatma ; Linda'nın sıvışarak masanıza gelip kendi özel şovunu sadece 5 dolara yapmasından daha fazla isteyeceği bir şey yok.
Just a reminder that we love each and every one of you.
Sadece herbirinizi tek tek çok sevdiğimizi hatırlatmak istedik.
Just a reminder.
Hatırlatma.
- No, just a reminder that if one person says something, it's a rumor.
- Hayır, sadece hatırlatıcı eğer bir insan birşey söylerse bu dedikodudur.
Just a reminder, send us your stupidest home videos.
Oradaki herkese bir hatırlatma : En aptal amatör videolarınızı bize gönderin.
Just a reminder.
Bu hatırlatma amaçlı bir mesajdır.
Just a reminder, your papers are due next week.
Unutmayın, kompozisyonlarınızı haftaya istiyorum.
And just a reminder, ladies and gentlemen... this fi ne young fi ghter will be right here in Pittsburgh... on the boxing card this Monday night.
İyi akşamlar, bayanlar baylar! Bu güzel Pazartesi akşamında bu kaliteli genç dövüşçüler, bu ringde sizlere güzel bir boks maçı sunacaklar!
[Man On Speaker] Thank you, Cyndi Lauper.Just a reminder, folks.
Ufak bir hatırlatma seyirciler.
- It's just a reminder to take my vitamins.
- Vitaminlerimi almam için bir uyarı.
That was just a reminder.
Bu sadece yaramı hatırlattı.
- And, Colonel, just a reminder.
- Ve, Albay, sadece hatırlatma.
Just a reminder :
Aklınızda bulunsun bugün çıkarken,
Ladies and gentlemen. Just a reminder. Theater in the Park is reliant on your non-tax-deductible contributions...
Bayanlar ve baylar, küçük bir hatırlatma parkaki tiyatro sizin yardımlarınıza ihtiyaç duymaktadır.
It's just a reminder for Tony Calvino.
Tony Calvino'ya bir hatırlatma.
Just a reminder, folks - - the concession stand is still open.
Hatırlatma için - - Standımız hala açık.
- By the way... just a reminder, Robert.
- Bu arada... bir hatırlatma yapayım Robert.
JUST A REMINDER THAT BIDDING FOR OUR SILENT AUCTION WILL BE CLOSING IN TEN MINUTES...
Kapalı açık artırmamızın on dakika içinde sona ereceğini hatırlatmak isterim.
No worries here... and just a reminder, you are authorized
Endişelenmiyoruz... ve unutmadan sadece sis bombası için
Just another print as a reminder.
Hatırlatma olarak bir baskı daha gönderdiler.
If people get upset cos they feel they have a hold on some things, I'm just acting as a gentle reminder, here today, gone tomorrow.
İnsanlar bazı şeylere bağlanmaları gerektiği için üzülüyorsa, ben onlara nazikçe bugün varız, yarın yokuz diyorumdur.
Just a reminder that on match of the day tonight
Unutmayın :
Just a little reminder That the next sport you can see on bbc 1 Will be 9 : 20 on wednesday night
Unutmayın, gelecek BBC 1 spor programı çarşamba akşamı 9 : 20'de Coleman'la Eş Değişimi benim evden canlı yayınlanacak.
That's right, but now I think we'll just leave this here with you... as a reminder of what you might have had.
Aynen öyle, ama şimdi düşündüm de, bunları burada seninle bırakalım... sana neler kaçırdığını hatırlatsın.
Just like this overcoat over 40 bullet holes it's a reminder for you to behave
Senin davranışını hatırlatması için sadece bu paltoda, kırktan fazla kurşun deliği var.
Now, just a little reminder of what we're all about. We take two newly married couples and find out how much they're willing to torture their loved ones for cheap prizes.
İki yeni evli çifti alıp, ucuz hediyeler için sevdiklerine ne kadar işkence yapabileceklerini öğreniyoruz.
Mr. Corsini felt a reminder of your obligations... would be in your own best interest... seeing what just happened in town.
Bay Corsini, yükümlülüklerini yerine getirmenin senin için daha iyi olacağını hatırlatmak istedi. Kasabada olanları görünce.
Just a little reminder- - if I find out you cut class... your ass is mine.
Küçük bir hatırlatma- - Eğer okuldan kaytardığını kanıtlarsam işin bitti.
You know, like, just as a reminder, that once, we really did meet.
Bir zamanlar gerçekten tanıştığımızı hatırlatacak birşey.
We send him on his way and allow him to serve as a reminder of just how futile it is to challenge us.
Ama, bize meydan okumanın, ne kadar faydasız olduğunu etrafına hatırlatsın diye ona dokunmuyoruz.
You're just a dark reminder of a disease I once had.
Sen sadece bir zamanlar geçirdiğim bir hastalığın kötü bir hatırasısın.
It'll be a constant reminder, not just of tonight, but of our introduction, of the building of our friendship, everything.
Sadece bu geceyi değil, tanışmamızı, dostluğumuzun gelişmesini her şeyi anımsatacak.
I just sent it to you as a reminder.
Sadece hatırlamana yardımcı oldum.
I was just telling Lord Stanley how vital it is... that the nation should feel the visible influence of the sovereign... as a reminder that Parliament...
Ben de az önce Lort Stanley'ye ülkenin Kraliçenin görülür etkisini hissetmesinin ne kadar önemli olduğunu söylüyordum.
The mother successfully defends her own brood... but it's a grim reminder that crocodiles eat just about anything.
Yavrularını çok iyi koruyor. Bu saldırı, timsahların neredeyse her şeyi yiyebileceğinin vahşi kanıtıdır.
Just a friendly reminder :
Sadece dostça bir hatırlatma :
Just tell her it's a little reminder of the kick-ass bachelor party you had.
Müthiş bekarlığa veda partinden ufak bir hatıra olduğunu söyle sadece.
- I just need a reminder.
- Bir anımsatıcıya lazım sadece.
Just consider it a reminder in case you glance at me.
Sadece hatırlatması için.
Just a reminder :
Bir şeyi hatırlatmak istedim.
I had a career... friends... looks the whole package... but now I am just a skeletal reminder that we might only be in the eye of the hurricane
Kriyerim vardı... arkadaşlarım... ama şimdi sadece, bir kasırganın gözü önünde olabileceğimizi hatırlatan bir iskeletim.
Linda was a great reminder that he was this weirdo and that he couldn't have this great love and she would just go marry Johnny, his worst nightmare.
Linda ona, onun bu garipliğini ve aşka kavuşamamasını hatırlatan kişiydi... ve onun gidip Johnny'le evlenmesi en büyük kabusu oldu.
just answer the questions 19
just a little 454
just a man 25
just a joke 49
just answer me 27
just answer the question 165
just a second 863
just a moment 860
just a sec 327
just asking 127
just a little 454
just a man 25
just a joke 49
just answer me 27
just answer the question 165
just a second 863
just a moment 860
just a sec 327
just asking 127
just ask 167
just ask him 36
just a minute 1540
just a bit 103
just answer 21
just a little bit 285
just after 43
just a few days 42
just a few more minutes 52
just as well 121
just ask him 36
just a minute 1540
just a bit 103
just answer 21
just a little bit 285
just after 43
just a few days 42
just a few more minutes 52
just as well 121