Keep it translate Turkish
37,299 parallel translation
Just a quick reminder for everybody to keep it crispy.
Herkesin zinde kalması için sadece küçük bir hatırlatma.
Let's keep it crispy.
Zinde olalım.
He knew he had to keep it secret!
Bunu gizlemesi gerektiğini biliyordu.
How do they keep it all in?
Nasıl hepsini içeride tutabiliyorlar?
Keep it movin'.
Devam edin.
Keep it movin'. Got plenty of room.
Bolca yer var.
Wowza, big guy, let's keep it PG.
Vay canına koca oğlan, bırak da aile filmi kategorisinde kalsın.
Then I'll keep it all.
- Pekâlâ, o zaman hepsi benim olur!
I made a promise and I will keep it because I'm a man.
Yalnızca verdiğim sözü tutmaya çalışmam yüzünden, bir erkek olarak.
You have no idea. I told you to read it. I never said you could keep it.
Aklının ucundan bile geçmemiş olsa da bunu al oku diye vermiştim ebediyen sende kalsın diye değil.
Keep it on.
Üzeride kalsın.
My goodness. I told them to keep it a secret.
Bir de onlara bunu sır olarak saklamalarını tembihlemiştim.
Well. Keep it to yourself, wife.
- İçinde kalsın o zaman, karıcığım.
Keep it up!
Devam edin!
No, keep it. It's yours.
Hayir, sende kalsin.
- Keep it moving, boys!
Devam edin çocuklar.
Can you keep it behind the bar?
Bunu barın ardında mı tutuyorsun?
Gibbons asked me to keep it.
Gibbons ona bakmamı istedi.
You asked me if I wanted to keep it.
Çocuğu isteyip istemediğimi sordun!
Then I asked you if you would want to keep it and you didn't say anything to that.
Sonra ben sana isteyip istemediğini sorduğumda cevap bile vermedin!
And when it was time for you to stand up and say that she's wrong and they're all wrong and they're idiots and stand by me, then you ask me if I want to keep it.
Ve sesini çıkarıp annene haksız olduğunu o aptallara yanlış olduklarını söyleyip yanımda durman gerekirken sen bana bebeği istiyor muyum diye sordun.
Keep it going!
Devam et!
Keep it together.
Bir arada tut.
I keep it clean for her.
Onun için temiz tutuyorum.
Keep it down.
Sessiz olun.
Keep it down, people.
Sessiz olun millet.
All right, all right, keep it down, people.
Tamam sessiz olun millet.
Stop! Will you please just keep it down?
- Sesini alçaltır mısın lütfen?
How do you think you were able to keep it all separate?
Her şeyi ayrı tutmayı nasıl başardığınızı düşünüyorsunuz?
And if you like that sword so much, Your Lordship, you can keep it to peel your grapes.
Kılıca o kadar hayransan Lord hazretleri sende kalabilir. Üzüm soyarsın.
I want you to keep it so it'll remind you of what happens when people think that they're smarter than me.
İnsanlar, benden zeki olduklarını düşündüğünde neler olduğunu sana hatırlatması için o kutuyu saklamanı istiyorum.
Can you keep it down? I'm trying to watch...
- Sus biraz, TV izlemeye çalışıyorum.
Let's keep it.
Teslim etmeyelim.
Keep it safe, all right?
Kanıt sayılır.
Gatto's Keep... it's his belly!
Gatto'nun Kalesi! Onun midesi!
It's amazing that you always keep books close to you. I should learn from you.
Elinin altında sürekli kitap bulundurman öyle havalı ki ben de örnek almalıyım.
Does it make any difference if you keep your eyes on me... for that long?
Peki ama bu denli uzun baktığında bir fark oluyor mu?
It's because I keep getting a little dizzy.
- Başım dönüp duruyor.
It won't be eternal, but it'll keep you from being drunk for a very long time.
"Sonsuza" dek sürmese de uzunca müddet sarhoş olmanı engelleyecek.
But why do you keep spending money to buy this for me when I can't even drink it?
İçemeyeceğim hâlde bunu bana almak için ne diye para harcayıp duruyorsun?
I'm not scared of it. I just keep my distance.
Korktuğumdan değil ondan uzak durmak istediğimden.
In front of my old store. You're doing it now, and you did it before, too. Why do you keep calling me "Big Brother?"
O zamanda olsun şimdi olsun neden bana ağabey diyip duruyorsunuz?
Why do you keep saying that you want a boyfriend? Do you want me to break that punk Tae Hee's legs and make it clear to you that I'm your boyfriend?
Tae'nin bacaklarını kırıp erkek arkadaşın olup olmadığımı teyit mi etmeliyim illâ?
In only a few moments, it will be up to this youngster and his south American brothers to keep their nation's hopes and dreams alive.
Birkaç dakika sonra, bu genç oyuncu ve Güney Amerikalı kardeşleri ülkelerinin hayalini gerçekleştirmeye çalışacak.
Keep ice on it for a few days.
- Birkaç gün buzda kalsın.
It was after you called me ridiculous because why would you want to keep our kid if you thought that I was just a...
Sen bana gülünç dedikten sonraydı. Çünkü çocuğum eğer beni gülünç görecekse...
It's just you always keep me in the dark.
Sadece her zaman beni karanlıkta tutarsın.
Always keep in mind his disability is only one aspect of his personality. Yeah, you'll get used to it.
Aklınızdan çıkarmayın, engeli kişiliğinin sadece bir yönü.
♪ We keep it Zef ♪ ♪ We keep it pumping off its motherfucking face ♪ ♪ One time ♪
â ™ ª Dünyayı taşaklarından tutarız â ™ ª â ™ ª Tek bir kez â ™ ª â ™ ª Müzik savaşçısı şekli â ™ ª â ™ ª Yo, DJ Hi-Tek â ™ ª
Say it out loud, or I'm gonna keep this.
Anlat yoksa bu bende kalacak.
You gotta keep it a secret.
Sır olarak saklamak zorundasın.
keep it simple 78
keep it a secret 17
keep it clean 38
keep it real 39
keep it up 404
keep it cool 16
keep it going 151
keep it light 16
keep it in your pants 49
keep it that way 54
keep it a secret 17
keep it clean 38
keep it real 39
keep it up 404
keep it cool 16
keep it going 151
keep it light 16
keep it in your pants 49
keep it that way 54