Keep it straight translate Turkish
195 parallel translation
I can't keep it straight!
Düz tutamıyorum.
Keep it straight, eh?
Düz tut, olur mu?
Keep it straight.
Düz git.
Keep it straight!
Düz tutsana şunu!
Try to keep it straight, honey.
Düzgün tutmaya çalış, tatlım.
- Hold this and keep it straight and level.
- Bu bizi yere paralel tutar.
Couldn't keep it straight up here.
Aklını toparlayamıyordu.
Just need to keep it straight and let air get to it
Düz tutmamı ve hava alması gerektiğini söyledi.
It's a straight street, so keep it straight.
Direksiyonu düz tutun.
- Keep it straight, kid.
- Tuttum. - Düz tut evlat.
- Who can keep it straight?
Onca karakter arasındaki ilişkileri kim aklında tutsun ki Al?
I can't keep it straight.
Anlayamıyorum.
Will you keep it straight!
Will düzgün tut şunu!
- Elbow up. Keep it straight.
- Bileğini kaldır.
I can't keep it straight when you keep inventing new parts to the story!
Siz hikayeye yeni şeyler eklerken nasıl tutarlı olmamı beklersiniz!
Yeah, who can keep it straight anymore?
Evet, artık kim düzende tutabilir ki?
Hey, keep it straight!
Şunu düz tut!
That would keep it straight.
Bu yanlış anlaşılmayı önler.
It seems to me that you, as mayor, should be giving lead, you know, not trying to keep your head on straight.
Bana sorarsan Belediye Başkanı olarak savunduğun bu kasabanın haklarını pek iyi koruyamıyorsun.
It's getting hard to keep things straight in my mind.
Bu tür şeyleri aklımda tutmakta zorlanıyorum.
Keep it coming straight.
Düz bir şekilde çekin.
- Keep it straight.
- Düz git.
You want to know why nobody can ever have a conversation with you? It's very simple. You cannot keep the issues straight.
Seninle konuşmak mümkün değil çünkü konuları doğru anlayamıyorsun.
- Keep it straight!
- Düzgün tutun! - Tümüyle yukarı!
So we held it, combined, back, to keep the plane straight and level.
Böylece üçümüz kombine şekilde, uçağı düz ve dengede tuttuk.
It'll keep you straight and level but I'm gonna help you make the turns yourself.
Seni yolunda ve aynı seviyede tutuyor ama manevra yapman yardımcı olacağım.
Keep your bow arm straight and pull it to your chin.
Bu kolunu düz tut ve teli çenene çek.
Keep your head straight, and now lift it up and stretch it out.
Başınızı düz tutun, şimdi de bacağınızı kaldırın ve esnetin.
Give me straight answers, and I'll keep it painless.
Bana düzgün cevap ver, acısız olmasını sağlarım.
Keep your thoughts straight, honey. Here it comes.
Düşüncelerin sapmasın.
It'll be fine. In case you're wondering, I keep the samples straight by touch code.
- Merak ediyorsanız, bunların çesitlerini dokunarak tanıyorum.
You know, I could hardly keep a straight face when Bill apologized to me about not being able to make it tonight.
Biliyor musun baba, Bill bu geceye katılamayacağı için benden özür dilerken yüz ifademi düzgün tutmak için ne çok çaba sarf ettim.
I, I didn't keep a straight note of it.
Ben, Ben bunun için bir not tutmadım.
Keep it straight.
- Düz tutun.
No fun just to keep it straight.
- Böyle düz gitmek eğlenceli değil.
I can hardly keep a straight face. What was it, Billy - 2,000?
Bayan Connolly, korkunç bir yanlış anlaşılma olmuş.
I suggest you keep your nose clean and head straight back to Washington, Agent Mulder, before someone takes another swipe at it.
Sizi, hiçbir işe burnunuzu sokmadan, doğruca Washington'a dönmenizi öneririm, Ajan Mulder. Biri onu koparmaya kalkışmadan önce.
I don't know what it wants but if we keep our heads straight we're gonna get out of here I promise you.
Bizden ne istediğini bilmiyorum ama eğer dikkatli olursak buradan mutlaka kurtulacağız. Sana söz veriyorum.
I'm sorry, prime minister it is all I can do to keep my own itinerary straight let alone that of Lord Jano's.
Üzgünüm, başbakanım ben bile bazen nerede olduğumu şaşırıyorum Lord Jano nasıl şaşırmasın?
It's hard to keep a straight face when Toot's acting the goat.
Toot, idamlık gibi davranırken ciddi görünmek çok zordur.
It's hard enough to keep their names straight!
Adlarını anımsamak bile zor! Bir de seveyim mi?
We have so many promising students this year, I find it hard to keep'em straight.
Çok sayıda ümit vaat eden öğrencimiz var. Hepsini akıIda tutmak zor.
It says in the Constitution on page 53, "We the People... in order to keep shit straight..." Quit messing with me.
Anayasada 53. sayfada der ki, "Biz halk olarak saçmalıkları düzeltmek için"... Beni rahatsız etmeyi bırak.
And... and, oh, who, who can keep it all straight?
Ve... ve, oh, kim doğrusunu bilebilirdi ki?
It was pretty boring... until Ensign Farley started snoring, and then no one could keep a straight face.
Oldukça sıkıcıydı... ardından Teğmen Farley horlamaya başladı, ve hiçkimse anlamsız bir suratı çekemezdi.
I take it or keep going straight?
Döneyim mi düz mü devam edeyim?
It's hard to keep things straight.
Toparlamak çok güç.
You have to learn to keep it straight!
Tutarlı olmalısın!
Yeah. It's amazing that I can keep them all straight in my head.
Evet hepsini karıştırmadan aklımda tutabilmem hayret verici.
It's hard to keep these aliens straight without a scorecard.
Bu uzaylıları skor kartı olmadan doğru dürüst saklamak zor olurdu.
I'm trying to keep it on the straight and narrow.
Gerçekten düzgün birisi olmaya çalışıyorum.
keep it simple 78
keep it a secret 17
keep it clean 38
keep it real 39
keep it up 404
keep it cool 16
keep it going 151
keep it light 16
keep it in your pants 49
keep it that way 54
keep it a secret 17
keep it clean 38
keep it real 39
keep it up 404
keep it cool 16
keep it going 151
keep it light 16
keep it in your pants 49
keep it that way 54
keep it together 122
keep it safe 28
keep it down 315
keep it steady 42
keep it moving 169
keep it coming 99
keep it 585
keep it tight 44
keep it to yourself 61
keep it on 33
keep it safe 28
keep it down 315
keep it steady 42
keep it moving 169
keep it coming 99
keep it 585
keep it tight 44
keep it to yourself 61
keep it on 33