English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lay down

Lay down translate Turkish

3,141 parallel translation
- Lay down and go to sleep.
- Yerine yat ve uyu.
Lay down.
Yat yerine.
All right, just lay down right here.
Şöyle şuraya uzan.
And I'd lay down on my back.
Ve sırtıüstü yatardım.
But what I'm about to lay down is by far the greatest announcement in the history of Planet Express!
Ama birazdan söyleyeceğim şey bu zamana kadarki Planet Express tarihinin en muhteşem haberi!
He won't lay down from himself, lf he will die?
kendin yatma, kendi yatmamamali degil m? i ya o ölürse?
Maybe you just need to lay down on your back for a moment.
Belki biraz uzansan iyi gelir.
Lay down on a nice bed here, you'll feel much better.
Güzel bir yatağa uzanmak kendini daha iyi hissettirir.
Lay down.
Uzan.
Police! Lay down your weapons!
Silahlarınızı indirin!
Lay down your weapons, or you will be shot!
Silahlarınızı indirin yoksa vurulursunuz!
Nobody's gonna lay down their life for an acquaintance.
Hiç kimse bir tanıdık için hayatını ortaya koymaz.
You should lay down, put some ice on that.
Üzerine biraz buz koyup uzanmalısın.
"I can even lay down my life for you."
Sana canımı bile veririm.
Daddy, why don't you just come lay down and just relax.
Baba, neden uzanıp biraz rahatlamıyorsun?
And now you get to lay down and die.
O zaman yerine çekilip ölmelisin.
I think you need to lay down and rest... for a couple years.
Bence uzanıp dinlenmelisin. Birkaç yıllığına.
The Bible says it's an abomination for a man to lay down with another man, but we shared tents in Cub Scouts and slept next to each other all the time... so that would make Cub Scouts an abomination?
İncil bir erkeğin başka bir erkekle yatmasının iğrenç bir şey olduğunu söyler ama izci kulübünde aynı çadırı paylaştık ve yan yana yattık... -... o halde İzciler de iğrenç mi oluyor?
I can highly recommend the people who lay down Edward.
Edward'ı uyutabilecek insanları sana tavsiye edebilirim.
Okay. In order to avoid some of the behavioral issues that have occurred in the past... Uh, Maria thought it would be a good idea if I lay down some ground rules.
Geçmişte beraber yaşadığımız olaylardan dolayı Maria birkaç kural koymamız gerektiğini söyledi.
LAY DOWN YOUR ARMS!
İndirin kollarınızı!
But I say to you - lay down your tools.
Ama size diyorum aletlerinizi bırakın.
Lay down your tools and join our struggle.
Aletlerinizi indirin ve mücadelemize katılın.
So, in solidarity with our brothers and sisters at Carlton Electric, with all those that have been locked out across this city, we will lay down our tools.
O zaman, Carlton Elektrik'te çalışan erkek ve kız kardeşlerimiz ile birlikte şehrin çeşitli köşelerinde yapılan bütün bu lokavtlara karşı aletlerimizi indireceğiz.
But if we manage to lay down our clubs and our sharpened rocks, answering the call of the altruistic imperative.. Can be its own reward.
Ama yontulmuş taşlarımızı ve odunlarımızı indirebilirsek ve fedakârlık yapma çağrısına cevap verebilirsek peşinde koştuğumuz ödülü de elde etmiş oluruz.
So what if we, like, lay down on the bed in a... in a sexy pose?
Böyle seksi bir şekilde yatağa uzansak nasıl olur?
What a poor bargain that would be- - to lay down your soul to save your bastard son.
Piç oğlunu kurtarmak için kendi ruhunu satmak çok saçma bir takas olur.
You ever see a dog lay down and show it's belly to another dog?
Yere yatıp karnını diğer köpeğe gösteren bir köpek gördün mü hiç?
Lay down.
Uzan şöyle.
You want to lay down?
Uzanmak ister misin?
But I come in here and ask you for the watches, and you just lay down.
Ama ben geldim ve saatleri istedim ve sen de çıkarttın.
You're prepared to lay down your life.
Hayatını vermeye şimdiden hazırsın demek.
I was supposed to be asleep, but I crawled out on the roof to watch and lay down in the thatch.
Normalde benim uyumam gerekiyordu ama ben samanlığın arasında izleyebilmek için sürünerek çatıya çıktım.
Lay down your burden, the time has come
Yükünü bırakmanın vakti geldi.
OK, well, I--I gotta lay down.
Pekala. Tamam. Benim- - Benim uzanmam lazım.
And then we could lay down on the sidewalk and be invisible.
Sonra da kaldırıma yatıp görünmez oluruz.
If somebody comes, I'll lay down cover fire
Birileri gelirse engelleme ateşi açıp...
I got to go lay down.
Gidip uzanmalıyım.
Lay down.
Yat hadi.
But there's a lot of us folks from the scene in between saying, "Hey, we're all looking to chill out and lay down with someone special."
Ancak aradaki perdedeki bir çoğumuz diyoruz ki, "Hepimiz rahatımıza bakıp bizim için özel biriyle yatmaya çalışıyoruz."
Wherever he go, the bitches do lay down.
Akşama seni görür müyüm?
♪ TO LAY YOU DOWN
♪ yatıyorum İÇİN
I'd lay the whole family down, same as the other.
Tıpkı diğerleri gibi, tüm ailesini yere sererdim.
- You can lay one down right here.
- Birini buraya bırakabilirsin.
Now I lay me down to sleep...
Şimdi uyumak için uzanıyorum.
Now, you lay your gun down, and you clear a path to that door.
Şimdi bırak silahını ve kapıyı temizle
She even comes in on her days off to lay the stuff down to keep the nutty ghosts out.
İzinli olduğu günde bile geliyor ve çılgın hayaletleri uzak tutmak için bir şeyler bırakıyor.
You know, what you did in there was commendable, Ms. Swan, but if you really want to bring her down, you're gonna need a strong ally.
İçeride yaptığın şey övgüye layık bir hareketti Bayan Swan ama onu gerçekten alaşağı etmek istiyorsan güçlü bir yandaşa ihtiyacın var.
Lay it down on top of the sheet, fuzzy side up.
Tüylü kısmı yukarıda kalacak şekilde çarşafın üzerine ser.
Do you have a couch or somewhere where you can lay him down?
Onu yatırabileceğimiz bir kanepe yada başka bir şey var mı?
Lay him down here, Peter.
- Onu şuraya yatır Peter.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]