English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Let's do this

Let's do this translate Turkish

5,297 parallel translation
Let's do this.
Gidelim.
Let's do this.
Başlayalım.
Let's do this!
Gidelim bakalım!
So let's do this right, okay, and learn from our mistakes?
Şimdi bunu düzeltelim ve hatalarımızdan ders alalım, tamam mı?
L.M.D.S, let's do this thing.
G.M.R.ler, işe koyulun.
Right, let's do this.
Doğru, yapalım şunu.
Okay. Let's do this!
Hadi başlayalım!
Let's do this right.
Bu işi düzgün yapalım.
~ Let's not do this out here. Inside.
- Bunu dışarda yapmasak, içeri girelim.
Let's do this. This here's my contract to rep your store.
Bu dükkânınızı temsil kontratım.
- Let's do this.
Bitirelim şu işi.
But let's do this again real soon, okay?
Ama bunu en kısa zamanda tekrarlayalım, olur mu?
Let's do this.
Hadi gidelim.
Let's just do this once and for all.
Bunu kesinliğe kavuşturalım.
Let's do our part to help contain this dangerous epidemic.
Bu salgını önlemede üzerimize düşeni yapalım.
Let's see if we can do this.
Bakalım yapabilecek miyiz.
Let's do this.
- Migi, koru beni.
All right. So then let's do this.
- Pekâlâ, gidelim o zaman.
So, let's do this.
O halde şöyle yapalım.
Let's do this one last thing.
- Son olarak bunu yapalım.
Fine, let's do this fucking thing.
Tamam, gidip şu saçma şeyi yapalım.
All right, let's do this.
Pekala şu işi halledelim. Serseri!
Let's do this fast.
Şu işi çabuk bitirelim.
- Let's do this, man.
- Yapalım şu işi, dostum.
Let's do this, and we'll come back.
Hadi yapalım şunu, sonra geliriz.
Let's see if i can still remember how to do this.
Bakalım bunu nasıl yapacağımı hala hatırlıyor muyum.
So, let's do this.
Yani, hadi yapalım.
Come on, let's do this.
Hadi yapalım şu işi.
Look, I gotta go make amends with this director douchebag, so let's just go be gross and not have to look at each other while we do it.
Tamamdır. Zaten benim de yönetmen yarmasıyla aramı yapmam lazım, artık ne olacaksa olsun ve bunları yaparken birbirimize bakmak zorunda kalmayalım.
I just asked him if he had a fucking part, and he said he had this part, so I said, "Okay, let's do it."
Lanet bir parçası olabileceğini istedim ondan o da parçası olabileceğini söyledi ben de "Tamam, yapabilir" dedim.
Let's do this!
Başlayalım!
Let's do this thing!
Haydi yapalım!
You wanted to do this. Let's talk.
Sen istedin bunu, konuşalım.
Let's do this thing.
- Yapalım hadi.
Let's do it again, this time in under 90 seconds.
Yeniden yapıyoruz, bu sefer doksan saniyede.
Let's say Ian gets depressed or manic how do we know it's not from living in this ghetto?
Diyelim ki depresif mi, manik mi her ne haltsa ondan olduğunda bu boktan mahalleden kaynaklanmadığını nereden bileceğiz?
"Let's do this again," Alexander's parents said.
"Hadi tekrar yapalım," demiş Alexander'ın ebeveynleri.
OK, let's do this.
Tamam. Hadi bunu yapalım.
Let's do this.
Haydi yapalım şunu.
All right, look, let's do it like this.
Pekala, şöyle yapalım.
Let's do this.
Hadi başlayalım.
- Let's do this, guys!
- Haydi, yenelim çocuklar!
Let's do this.
Hadi bakalım.
Let's not do this.
Yapmayalım bunu.
- Let's do this!
- Yapalım hadi!
- Okay, let's do this.
- Tamam, hadi yapalım şunu.
Let's do this.
Hadi yapalım.
- Let's do this, Richard. - Okay.
Hadi gidelim Richard.
So come on, let's do this.
Hadi yapalım şu işi.
Okay, let's do this.
Pekâlâ, yapalım şu işi.
Let's do this, Warren!
Yapalım şunu, Warren!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]