English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Let me see those

Let me see those translate Turkish

179 parallel translation
Let me see those hands of yours.
Şu ellerine bir bakayım.
Boy, let me see those stones a moment.
Çocuk, şu taşlara bir bakayım.
Let me see those paws.
Patilerini görmeme izin ver.
- Let me see those hands.
- Şu elleri bir göreyim.
Let me see those tiny boots move.
Küçücük botların hareket ettiğini görmeme izin ver.
- Let me see those dispatches. - Attention!
- Şu telgrafları göreyim.
You're there now and it's mighty cold, so let me see those goosebumps.
Şimdi oradasın, orası çok soğuk, tüylerinin diken diken olduğunu göreyim.
Let me see those.
Ver şunu bakayım.
Now let me see those legs, now.
Şimdi şu bacaklara bir bakalım.
Let me see those.
Bırak, bakayım.
Let me see those plane tickets.
Şu uçak biletlerine bakayım.
Let me see those eyes.
Göreyim o gözleri.
Let me see those things.
Şunlara bir bakayım.
Let me see those cards.
O kartları bir göreyim.
You know, I wish you'd let me see those bits about mum.
Annemle ilgili yazdıklarına bakmama izin vermeni isterdim.
Let me see those hands, Doctor.
Ellerinizi gösterin, Doktor.
Let me see those eyes.
Şu gözlerine bir bakayım.
Something that the gambling community might not yet know about? Here, let me see those knees.
Kumar topluluğunun henüz bilmediği bir şeyleri?
Smile. Let me see those teeth.
Şu dişleri göreyim.
- Let me see those.
- Bakayım.
Come here, let me see those teeth.
Gel, dişlerine bir bakayım senin!
Yo, Frank, let me see those scissors.
Frank, şu makası versene.
Let me see those hands.
Ellerine bakayım.
Let me see those sergeant badges.
Bana çavuş rozetlerinizi verin.
Let me see those.
Onları bir göreyim.
Harry, let me see those ships in relation to the relay station.
Parça, parça alıyorum. En azından bir yarım saat daha.
Larry, let me see those glasses again.
Larry, şu gözlüğe bir daha bakayım.
Let me see those glasses!
Şu gözlüğe bir bakayım!
Let me see those.
Şunlara bir bakayım.
Let me see those.
Bakayım.
Come on, sweetheart, let me see those shoes.
Hadi tatlım, bana ayakkabılarını göster.
Hey, J. Man, let me see those hands.
Selam J. Man, şu ellerine bir bakayım.
Come on. hup-to. girls, Let me see those knees up. up. up!
Haydi kızlar. Kaldırın dizleri!
- Let me see those.
- Bir bakayım.
Let me see those.
Bakayım şunlara.
Let me see those hands!
Ellerini göreyim!
Let me see those toes. Are they nice and clean?
Bakayım şu parmaklara.
Let me see those hands.
Şu ellere bakayım.
By the way, if you should see any of those leopards that aren't leopards be sure to let me know.
Bu arada, eğer leopar olmayan şu leoparlardan birini görürseniz...
LET ME SEE THOSE.
Bakayım şuna!
Let me see one of those pistols.
Şu tabancalardan birine bakayım.
Let me see what I can do with those shoulders.
O omza ne yapabilirim bir bakayım.
Well, let me see how much those weigh.
Bunlar ne kadar geliyor bir bakayım.
Let me see if those damned stamps are here.
Bakalım şu lanet olası pullar burada mı?
Let me see those.
Bakayım!
Let me see one of those terminated power modules.
İptal edilen modüllerden birisini görebilmeme izin ver.
Let me see. Those two?
SPHINX / SWAY.
Let me see what's behind those shades.
o gözlüklerin arkasında ne var göreyim.
Let's see those eyes blast me through the fence.
o gözlerin çerçevelerin içinden bana patlamasını görelim.
Let me see another one of those. Nope.
Hadi bir tane daha.
Let me see if those are back yet.
Geldiler mi bir bakayım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]