English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Let me see

Let me see translate Turkish

15,093 parallel translation
Please let me see them first.
Hadi onu taşıyalım.
Let me see if I can guess how this works.
Ben bu nasıl çalıştığını tahmin edebilirsiniz Bakalım.
Let me see.
Bakayım.
Let me see that there.
Bakayım bir şuna.
Jasper, let me see that paper there.
Şu belgeyi ver de göreyim Jasper.
Let me see.
Hadi bakalım.
Let me see.
Bir bakayım!
Let me see that.
Bir bakayım.
Shall I just... let me see?
Bir bakayım mı?
Let me see it.
Görmeme izin ver.
Let me see that foot.
Ayağına bakayım.
Let me see your schedule.
Programına bir bakayım.
Come on AI, let me see the cut. Looks pretty bad.
- Al, izin ver de yaraya bakayım.
- Let me see. - It's my ribs.
- Kaburgalarım ağrıyor.
Let me see that.
- Bir bakayım.
- No. Let me see that.
- Hayır, göremeyim.
Let me see that.
Şuna bir bakayım.
Let me see'em.
Bir göster bakayım.
Let me see it.
- Görelim bakalım.
- Let me see that.
- Şuna bir bakayım.
- Let me see.
- Bir bakayım.
Let me see.
Bir bakayım.
Let me see what I can do.
- Ne yapabileceğime bir bakayım.
Let me see those pearly yellows.
Göster sarı dişlerini.
- Let me see it.
- Bakayım.
Hmm, let me see.
Dur bakayım.
Let me see that.
Şuna bir de ben bakayım.
- Let me see.
- Bakayım.
- Let me see it.
- Bakayım şuna.
Let me see your Indian war cry son.
- Savaş çığlığını duyayım.
Easy. Let me see.
Sana bir bakalım.
Let me see your other hand.
Diğer elini göster.
Let me see what I can do.
Ne yapabilirim bir bakayım.
- Let me see it.
- Bir bakayım.
And your grandmother wouldn't let me see Beth anymore after she got pregnant.
Ben de bilemiyorum. Ara vermek ister misin?
Don't let me see it.
Bana gösterme.
Let me see if there's any food in there I can actually eat.
Bakalım yiyebileceğim bir şeyler var mı?
- Let me see! Let me see!
Bırak bakayım!
Let me see.
- Bakayım.
Shit, let me see that.
Siktir, bakayım. Vurulmuşsun.
Let me see.
Hadi bakayım.
One morning, Saint Peter was looking at his book, and he was marking it up for the Judgement, and he let me see your name.
Bir sabah Aziz Peter defterine bakıyordu ve Kıyamet için işaretliyordu ve bana senin ismini gösterdi.
An aspect he doesn't let me- - us see.
Görmeme... görmemize izin vermediği bir çehre.
You mean this nerdy guy who used to do my homework for me when we were 10 because I let him see me naked?
10 yaşımızdayken beni çıplak görmesine izin verdim diye tüm ödevlerimi yapan inekten mi bahsediyorsun?
Sure, let me just say goodbye to my friends here. Good to see you again.
Tabii, önce arkadaşlarımla vedalaşayım.
Well, just see what you can do and if nothing else, if you want me to call you, let Ma know.
Tamam, ne yapabileceğime bakayım, eğer başka bir şey yoksa, Eğer beni aramak istersen, söyle bileyim.
I couldn't let Gerda see me like this.
Gerda'nın beni bu halde göremsine izin vermezdim.
♪ Come on baby let me see What you hidin'underneath ♪ Hey.
Hey, geri dön.
Don't let me die without letting me see my...
Oğlumu görmeden ölmeme izin verme.
Let me see!
- Kelly!
Let me see.
İzin ver de göreyim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]