English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lock

Lock translate Turkish

17,309 parallel translation
Lock the door.
- Kapıyı kilitle.
Go inside and lock the door right now.
- İçeri girip hemen kapıyı kilitle.
- Lock'em up with the others.
- Diğerleriyle birlikte kapatın.
I think that he had always had a thing for my mother, and he married her so she would lock me up in Pineview, and he would have her all to himself.
Başından beri anneme karşı takıntılı olduğunu düşündüm. Annem beni Pineview'a göndersin diye onunla evlenip onu sadece kendine istedi.
They all lock the same to me.
Hepsi aynıymış gibi geliyor.
So they want to lock us all up in the Vanishing Point?
Yani hepimizi kaybolma noktasına mı hapsetmek istiyorlar?
We can lock in witness protection...
Tanık koruma üzerinde dururuz.
Lock the door.
Kapıyı kilitleyin.
Here's the old lock.
Buyurun bu eski anahtarınız.
- Lock the door!
- Kapıyı kilitle.
- I'll let you both lock up then.
- Çiftliği ikiniz kapatırsınız o halde.
Lock your wrist.
Bileğini kilitle.
Lock your wrist, breathe like I taught you.
Bileğini kilitle, sana öğrettiğim gibi nefes al.
Oh, one more thing, don't forget to initiate the... The quantum attenuator once I lock on to the Vanishing Point.
Bir şey daha var, sakın rotanı Başlangıç Noktasına çevirdiğimde kuantum zayıflatıcıyı aktifleştirmeyi unutmayayım.
Hmm. Well, if I were trapped in here with these vile children, I'd lock my door as well.
Bu kötü çocuklarla buraya tıkılıp kalsam ben de kapımı kilitlerdim.
Okay, okay. The alarms are disabled. But I'm just gonna need a little bit more time with this lock, bud.
Pekâlâ, alarmlar etkisiz hâlde ama kilit için biraz daha zamana ihtiyacım var dostum.
When you lock the computers, we can't watch this stuff.
Bilgisayarı kilitlediğinde bunları izleyemiyoruz.
Are you going out, or I'm going to lock you in again?
Gidecek misin, yoksa seni yine içeri kilitleyeyim mi?
Right after Taco Monday, we hold a lock-in at our fellowship hall for teen outreach.
Taco Pazartesileri'nden hemen sonra, kardeşlik salonumuzda gençlere yardım amaçlı bir kapatma düzenleriz.
Ade, lock this bitch down!
Ade bağla şu karıyı!
- We're at the air lock, Professor.
hava kilidine geldik.
- Do what Fugitoid says, back to the air lock.
hava kilidine geri dönelim.
- You want the air lock?
- Hava kilidi ister misin?
Open the air lock the rest of the way.
Hava kilidinin kalan yolunu açın.
Are you picking the lock again?
Kilidi tekrar alıyor musun?
See if you can move the lock through the crack in the door.
Kapı aralığından kilidi hareket ettirmeye çalış.
Regardless, stay away until we lock it down.
Ne olursa olsun, içeri tıkılana kadar ondan uzak durun.
You know, we had to lock down a church.
Biliyorsun kiliseyi ayarladık.
With no lock, huh? Hmm?
Kilit olmadan demek.
- You just saw her not lock the door.
- Kadının kapıyı kilitlemediğini gördün.
You turn off the UV lights, that lock is child's play for me.
UV ışıklarını söndür. Kilit benim için çocuk oyuncağı.
After I leave, lock the doors.
Ben çıktıktan sonra kapıları kilitle.
Lock the doors.
Kapıları kilitle.
I can't. they lock from the inside.
İçeriden kitleniyorlar.
You get your ass in gear before they lock us up for good.
Seni kilit altına almadan kıçını oradan kaldır.
There's a lock code just for her.
Sadece ona özel bir kilit kodu var.
They'd lock you up in a government lab and throw away the key.
Seni bir devlet laboratuvarına kapatırlar, ve anahtarı da çöpe atarlar.
Lock him out of sight forever.
Sonsuza kadar gözden uzak bir yere kilitler.
Behind a big-ass lock.
Büyük kıçlı bir kilidin arkasında.
What do you want me to do, Iris, lock him up?
Ne yapmamı istiyorsun Iris? İçeri mi atayım?
So, do I need a key or anything to lock up, in case you're not back?
Kilitlemek için anahtara falan ihtiyacım var mı, yetişemezsen diye?
Well, I know we've all been working tirelessly for months to prosecute Felipe Lobos, and now we finally have the star witness we need to lock him away for good.
Sizin Felipe Lobos'u içeri tıkmak için aylarca dinlenmeden çalıştığınızı biliyorum. Ve şimdi onu ölene kadar içeri tıkmak için gereken tanığı buldum.
You know I could lock you up?
Seni tutuklayabileceğimi biliyor musun?
Lock down the facility.
Tesisi kilitleyin.
You can't just lock someone in a room like this.
Birini öylece bir odaya kilitleyemezsiniz.
Damn, nice lock.
Guzel kilitmis.
Lock down all prisoners.
Tüm esirleri kilitleyin.
But you forgot to lock the door.
Ama kapıyı kilitlemeyi unuttun.
I was with my brother with our high-school kids in the lock-in until I got a call about another shooting in our community.
Cemaatimizden başka birinin daha vurulduğuyla ilgili bir telefon alana dek.
- Open the air lock, slowly.
yavaşça.
She forgot to lock the...
Kilitlemeyi unutmuş... Stefan, seni bugün göreceğimi düşünmüştüm. Gel içeri geçelim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]