English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Meeting like this

Meeting like this translate Turkish

401 parallel translation
- Funny our meeting like this, isn't it?
- Bu şekilde tanışmamız tuhaf değil mi?
It's odd, meeting like this.
Böyle karşılaşmak garip oldu.
Meeting like this in dark corridors. Making love in secret.
Karanlık koridorlarda buluşmalar, gizli gizli sevişmeler.
I said a miracle our meeting like this.
Dedim ki böyle tanışmamız bir mucize.
Oh, no, Rasheed, we can't go on meeting like this.
Raşit, böyle buluşmaya devam edemeyiz.
It's dark, meeting like this in the dark after so much time.
Onca zamandan sonra böyle, karanlıkta buluşmak.
Didn't it come out of a meeting like this one?
Böyle toplantılar yapılır mıydı ki?
- We've gotta stop meeting like this.
- Böyle karşılaşmaktan vazgeçmeliyiz.
She took me to a meeting like this.
Beni böyle bir toplantıya götürdü.
We're going to have to stop meeting like this.
Böyle buluşmaktan vazgeçmemiz gerekecek.
We've really got to stop meeting like this.
Böyle buluşmaktan vazgeçmeliyiz.
- We gonna stop meeting like this.
- Bu şekilde karşılaşmaktan vaz geçmeliyiz. - Öyleyse bana bir akşam yemeği ısmarlayın.
If the death of a 14-Year-Old boy Won't get them away from their television sets For a meeting like this,
14 yaşındaki bir çocuğun ölümü onları televizyonlarının karşısından böyle bir toplantıya getiremiyorsa, başka hiçbir şey getiremez.
- We gotta stop meeting like this. - Gimme the money!
- Bu şekilde buluşmayı bırakmalıyız.
An important meeting like this and he doesn't show up.
Böyle önemli bir toplantıya gelme zahmetine katlanmıyor.
I know you're all as uncomfortable as I am to be meeting like this.
Biliyorum, bu şekilde toplanmaktan siz de benim kadar rahatsızsınız.
We've gotta stop meeting like this.
Bu şekilde görüşmeye bir son vermeliyiz.
We have to stop meeting like this.
Bu gece durmadan karşılaşıyoruz.
Gee, Moss, we gotta stop meeting like this.
Vay Moss, hep böyle mi karşılaşacağız.
Sounds like a very important meeting you're going to this morning, Doc.
Sanırım bu sabah çok önemli bir toplantıya katılacaksınız Doktor.
Do you think I like meeting you like this?
Seninle bu şekilde buluşmanın hoşuma gittiğini mi sanıyorsun?
If you'll be seated, I'd like to show you a movie prepared for this meeting.
Yerlerinizi almışsanız size bu toplantı için hazırladığımız filmi göstereceğim.
Shizu, it is a beautiful meeting, don't be like this!
Bu harika bir durum, öyle değil mi Shizu!
I mean, we can't go on meeting this way, like in a borrowed apartment or a railroad shack.
Yani, başkalarının dairelerinde, demiryolu kulübelerinde buluşmaya devam edemeyiz.
How long can we go on like this, sneaking around, meeting in cheap joints?
Daha ne kadar böyle devam edebiliriz gizlice ucuz otellerde buluşmaya?
It's no good living like this in rented rooms meeting a bunch of old maids for supper every night then coming back home alone.
Böyle yaşamak hiç güzel değil kiralık odalarda her akşam kız kurularıyla yemeğe çıkıp sonra eve dönerek tek başına.
I suppose I should have expected this... with your Uncle Gerald's will coming up in San Francisco... but it's almost like... meeting a man from Mars on my front doorstep.
Sanırım hep amcan Gerald'la beraber San Francisco'dan geleceğinizi ummuştum ama bu aynı Mars'tan gelen bir adamla kapı eşiğinde görüşmeyi ummak gibi bir şey.
I'm telling him, in an ad agency when a point like this is reached in a meeting, there's always some character ready with an idea, see.
Diyorum ki, reklam şirketlerinde toplantılarda bunun gibi bir noktaya geldiğimizde, Bir fikirle ortaya çıkan birileri mutlaka vardır, anlıyor musun.
As chairman, I should like to open this first quarterly meeting by paying tribute to your loyal services.
Başkan olarak ilk üç aylık faaliyetlerimiz hakkındaki toplantıyı açıyorum.. .. sadık hizmetlerinizden dolayı hepinize saygılar sunuyorum.
But meeting you like this is quite a surprise.
Ama bu şekilde sizin karşılaşmak sürpriz oldu.
Funny, our meeting again like this.
Enteresan değil mi, yıllar sonra bu şekilde görüşmemiz?
It's real luck, my meeting you like this.
Bu gerçekten şans, benim için mi böyle toplandınız?
But if you organize the revolution like this meeting, can it succeed? !
Ama devrimi de bu toplantı gibi organize ederseniz, başarılı olabilir mi?
Well, I hate to bring up a ridiculous matter like this, but how'd you fellows like the sales meeting?
Böylesine saçma bir meseleyi açmak zorunda olmaktan nefret ediyorum ama satış toplantılarını seviyor musunuz?
You know, it's quite a coincidence, uh, you and I both meeting in the same place like this.
- senin ve benim böyle bir yerde buluşmamız.
I would like to remind my illustrious colleagues of our astonishment when during the first meeting convened by His Majesty, we were told that the only necessary and urgent thing that needed to be done was tracing immediately Maestro Wagner and trying everything in our power to convince him to move to our country. What is all this?
Ünlü meslektaşlarımıza, Majeste tarafından çağrısı yapılan ilk toplantımızdaki şaşkınlıklarını hatırlatmak isterim, bize denmişti ki, yapılması gereken tek lüzumlu ve acil şey derhal Maystro Wagner'in izini bulup onu ülkemize taşınmaya ikna etmek için herşeyi yapmaktır.
Well, you're probably right, sir... but still in all with the board of trustees meeting coming up this week... I think Miss Brady just mentioned something like that.
Şey, belki de haklısınız, efendim... fakat hala bu hafta toplanacak mütevelli heyetinin gündeminde sanırım Bayan Brady benzer bir şeyden söz etti.
But it was extraordinary meeting you like this.
Ama sizinle bu şekilde tanışmak sıradışıydı.
We gotta stop meeting'like this.
Bu şekilde buluşmayı bırakmalıyız.
Your blood and your goods are crowned until your meeting with Allah, just like this place and this month are crowned.
Canınız ve malınız, Allah'a kavuşacağınız güne kadar, tıpkı bu mübarek ay ve yer gibi, size emanettir.
What a stroke of luck, meeting an attorney like this.
Bir avukatla bu şekilde karşılaşmak benim için tam bir talih kuşu.
I appreciate you coming out here and meeting me like this, Sheriff.
Buraya gelip benimle buluşmayı kabul etmen çok ince bir davranış Şerif.
'You can visit it as many times as you like'and be sure of never meeting yourself'because of the embarrassment this usually causes.
Yaşatacağı utançtan dolayı kendinizle hiç karşılaşmayacağınızdan emin olarak, buraya istediğiniz kadar gelebilirsiniz.
I'd like to call this meeting to some sort of order, if possible.
Bu toplantıda bir düzen sağlanmasını istiyorum.
Thank you for meeting me like this.
Görüşmeyi kabul ettiğiniz için teşekkürler.
I'm sorry we're meeting again like this.
Tekrar bu şekilde görüştüğümüz için üzgünüm.
I'd like to open this week's meeting on a sad note.
Bu haftaki toplantıyı üzücü bir haberle açmak istiyorum.
Ted and I like it, but if you miss this meeting, it's business suicide.
Ted ve ben bunu seviyoruz ama bu toplantıyı kaçırırsan bu iş intiharı olur.
Oh, what did I do to deserve meeting a dork like this?
Ahhh, bu salakla karşılaşmak için ne günah işledim?
Beverly hoped that meeting him like this might make an impact. Help you remember.
Beverly, onunla böyle tanışmanın bir darbe yaratacağını, hatırlamana yardım edeceğini ummuştu.
Well, for this special baby meeting we'd like to welcome Daddy back.
Bu özel bebek toplantısında babamıza yeniden hoş geldin diyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]