English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / My dears

My dears translate Turkish

164 parallel translation
We've been looking for you all over the boat. My dears!
Geminin her yanında sizi arıyorduk.
My dears, I hear that he can't think unless he plays his tuba.
Tuba çalmadıkça düşünemediğini duydum.
Sheer heaven, my dears, sheer heaven!
Muhteşemdi! Kesinlikle muhteşemdi!
Well, this is the largest, but a merry Christmas to us, my dears.
Bu en kalabalık ama en neşeli Noel'imiz oldu canlarım.
A merry Christmas to us all, my dears.
Hepimize mutlu Noeller canlarım.
Come, my dears.
Gidelim kızlar.
My dears, I don't care where you come from
- Alacak mısınız? Güzellerim, nereden geldiğiniz umurumda değil.
Well, how are you, my dears?
Nasılsınız canlarım? İçeri girin.
Aren't we, my dears?
Hem de çok.
That's the worst of having to deal with women, my dears.
İşte kadınlarla çalışmanın en kötü yanı, canlarım.
Who said to his harem, " My dears
Haremine dedi ki, " Sevgililerim
My dears.
Canlarım.
Come along, my dears.
Böyle gelin canlarım.
Just one moment, my dears.
Bir dakika, canlarım.
Now, my dears, you mustn't mind me.
Şimdi, canlarım, rahatsız olmayın.
my dears, I'm sorry but this time you are staying home. I'm leaving!
Kusura bakmayın ama bu sefer siz evde oturacaksınız, ben gideceğim!
My dears, I want to drink our precious brandy...
Sevgili dostlar, kıymetli konyağımızdan içmek istiyorum.
My dears, on a day like this, we must go in.
Bunun gibi bir günde, içeri girmeliyiz.
Now go my dears.
Şimdi gidin, canlarım.
Come with me, my dears.
Benimle gelin canlarım.
Well, my dears...
Evet, canlarım...
My dears, you look absolutely stricken.
Sevgili dostlarım, şaşkına dönmüş görünüyorsunuz.
Except it's keeping me from you, my dears, it isn't so bad.
Sizden uzak kalmamı saymazsak, o kadar da kötü değil.
No, my dears. After one more little job for you, it won't be Harry Mudd that's trapped.
Bir iş daha yapacaksın ve sonunda hapis olan Harry olmayacak.
Good morning, my dears.
Günaydın canlarım.
It'll never go, my dears.
Asla gelmem çocuklar.
We've all been hard at work today, haven't we, my dears?
Bugün çok çalıştık, değil mi çocuklarım?
Gee up, my dears!
Deeh! Canlarım!
It's Christmas Eve, my dears, and the temple of death is idle.
Noel arifesindeyiz, canlarım, ve ölüm tapınağı boş.
- Your very good health, my dears.
- İyi sağlığınıza canlarım.
And now my dears, from the directors of the Northern and Southern Railway in grateful recognition of a courageous and brave action which averted an accident on August 15th, 1905.
Şimdi sevgili dostlar, Kuzey ve Güney Demiryolu müdürleri adına büyük bir kazayı önleyebilmek için gösterdikleri cesaret ve çaba için 15 Ağustos 1905 anısına bu saatleri veriyorum.
Good news, my dears.
İyi haberlerim var.
Oh, bring them in my dears.
Getirin, çocuklar.
Hello, my dears.
Merhaba, tatlı çocuklar.
This, my dears, is Jim's grandfather.
Bu beyefendi, Jim'in büyükbabası.
Sit down, my dears.
Oturun, çocuklar.
Your Mother, my dears, has consented to give up her writing for a while and to become a matron of my hospital.
Anneniz, bir süre için hikâye yazmaya ara verecek ve benim hastanemde başhemşire olarak çalışacak.
December 25th, my dears December 25th
Aralık'ın 25'i, dostlarım Aralık'ın 25'i
December 25th, my dears
Aralık'ın 25'i, dostlarım
Go on, my dears!
Haydi canlarım!
Now, my dears, who are you?
Şimdi tatlım, siz kimsiniz?
( Door Opening ) - Well, my dears, I'm sure I can say on behalf of Mrs Blaney as well as myself, that it's moments like this that make all our efforts here worthwhile.
Evet, canlarım Bayan Blaney ve kendi adıma söylemek isterim ki böyle anlar için tüm çabalarımıza değer.
Hello, my dears.
Merhaba canlarım.
Breakfast will be late, my dears.
Size yem verilmedi mi tavuklar?
* for days of auld lang syne * * for auld lang syne, my dears * * for auld lang syne * * we'll take a cup of kindness yet * * for days of auld lang syne * *
PRENS ALBERT ODASI Bankerler Birliği SHAKESPEARE ODASI Palet ve Stillaj Dostları HİNT İMPARATORİÇESİ ODASI Global Metafizikçiler Derneği
My little dears...
Sevgililerim...
Come along, my little dears, my little mice.
Bana gelin, küçük tatlılarım, farecikler.
Come along, my little dears.
İçeriye girin, tatlı şeyler.
Go inside, my little dears.
İçeriye girin, tatlı şeyler.
Aren't we, my dears?
Öyle değil mi çocuklar?
♪ Large amounts don't grow on trees You've got to pick a pocket or two ♪ Let's show Oliver how to do it, my dears.
Oliver'e nasıl olduğunu gösterelim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]