English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / My dear mother

My dear mother translate Turkish

153 parallel translation
'My dear Mother!
" Sevgili anneciğim!
- My... my... my dear mother-in-law.
- Sevgili kayınvalideciğim.
This house is in mourning on account of the death of my dear mother.
Bu evde hala annemin yası tutuluyor.
To my dear mother
Biricik anneme.
When I saw the glow those pound notes brought to my dear mother's eyes, I made a firm resolution.
O paraların sevgili annemin gözlerine getirdiği ışıltıyı gördüğüm an kesin bir karar verdim.
My dear mother who carried me for nine months day and night nine months in her womb!
Beni dokuz ay boyunca karnında taşıyan günler ve geceler boyunca dokuz ay rahminde tutan ... sevgili annemi!
It's elementary, my dear Mother, by the simple process of elimination.
Çok basit bir elemeyle bu sonuca varabildim sevgili anneciğim.
At long last, I've managed to come this far my dear mother...
Sonunda, bu günlere kadar geldim... Anneciğim...
For what I want in this life, I would even sell my dear mother.
İstediğim şey için anamı bile satarım.
And, in memory of my dear mother, Agrippina, there will be a new annual festival of horse racing and sword fighting.
Ve sevgili annem Agrippina'nın anısına her yıl yinelenecek olan, bir at yarışı ve kılıç dövüşü festivali düzenlenecek.
Yet, one night, sleepless as usual with grief at the fate of my dear mother and my dear brothers... I decided, come what might... that I would be avenged, at last, upon their murderer.
Yine, her zamanki gibi, sevgili annemin ve sevgili kardeşlerimin acı kaderlerinin kahrından uykusuz kaldığım bir gece karar verdim, ne olursa olsun sonunda, onların katilinden öcümü alacaktım.
Why would my dear mother be here?
Annem neden burada olsun ki?
Goodbye, my little home, goodbye, my dear mother, and father.
Hoşçakal minik yuvam, hoşçakal... sevgili annem ve babam.
My dear mother, my dear brother, lords and ladies of the Court.
Sevgili annem, sevgili kardeşim, sarayın muhterem lordları ve leydileri.
" I tenderly embrace you all, especially my dear mother.
Hepinizi şefkatle kucaklıyorum, özellikle de annemi.
I hope? My father my dear mother and especially I.
Babam sevgili annem ve özellikle de ben.
My dear Mother and Father, I have an announcement to make.
Değerli annem ve babam, size önemli bir kararımı bildirmek istiyorum.
My dear François, tell Jean his mother is gravely ill.
" Sevgili François, Jean'a annesinin çok hasta olduğunu söyle.
His family may be as old as the Coliseum, but when I saw his mother... my dear, the most awful, old country frump.
Ailesi bir amfiteatr kadar eski olabilir, ama annesini gördüğümde tanrım, rüküş bir taşralının tekiydi.
My dear father and mother, who are still alive... and enjoying good health, drink it and so I follow their footsteps.
Sevgili annem ve babam, ki halen hayattalar... ve sıhhatleri gayet yerinde, bunu içiyorlar ben de onların izinden gidiyorum.
- Sister? - Yes, dear? Can I show this dress to my mother?
Efendim, elbiseyi alıp anneme gösterebilir miyim?
That is why I love you so Mother Russia, my dear fate!
Bu yüzden Ana Rusya'yı çok seviyorum, sevgili kaderimizi!
My mother's really a dear.
Annem çok tatlıdır.
At my house, with your dear mother and me, you had the very best o all possible worlds
Evimizde, değerli annen ve benimle, Mümkün olan en iyi hayatı yaşadın.
It belonged to my mother and is very dear to me.
Anneme aitti ve benim için çok değerli.
Another one of my surprises, dear Mother.
Sürprizlerimden biri, sevgili Anneciğim.
My dear Larry, your mother has been dead for over two years.
Sevgili Larry, annen öleli iki yıldan fazla oluyor.
To him alone, dear Mother, shall I entrust the treasure of my maidenhood.
Anneciğim, yalnızca ona, bekaret hazinemi emanet edebilirim.
And inside each of yours, my dear sons, this water among with mother's milk!
Ve sizin içinizde sevgili oğullarım, anne sütü ile arasında bu su!
Dear Lady, Blessed Mother of God, comfort my wife and daughter... and forgive me for them.
Meryem Ana, Tanrı'nın kutsal annesi, karımı ve kızımı teselli et... ve onlar adına beni bağışla.
The boy's mother, that is, not my dear wife.
Yani çocuğun annesinin, benim hanımın değil.
Please, dear Buddha, perhaps I ask too often, and you may be tired of this, but please help my mother.
Lütfen, aziz Buda... Bunu ha bire istiyorum diye artık size gına gelmiş olabilir ama ne olur anneme yardım edin.
Oh, my dear poor Mother...
Oh, zavallı annem...
I understand that, my dear, Marcus, but my mother...
Bunu ben anlayabilirim sevgili Marcus ama annem...
And I shall be a mother to Britannicus and Octavia just as I am to my own dear Nero.
Britannicus ve Octavia'ya da annelik yapacağım. Kendi canım oğlum Nero'ya yaptığım gibi.
Dear Virgin of Guadalupe, who appeared here be / ow, ease, dearest Mother, all my sorrow and woe.
Bizi gökyüzünden izleyen Guadaluplu kutsal bakire sevgili anneciğim, tüm kederimi ve acımı dindir.
My dear Karoli, her mother's death must have affected her badly.
Dostum Karoli, annesinin ölümü onu kötü etkilemiş olmalı.
Dear Monsieur. I learned that my mother has asked you to...
Değerli Beyefendi, Annemin beni bulmak için sizi tuttuğunu öğrendim.
My dear Jinnah you and I are brothers born of the same mother India.
Sevgili Cinnah sen ve ben kardeşiz. Aynı anadan doğduk, Hindistan'dan.
You didn't think I'd miss my greatest moment, did you, Mother dear?
Bu büyük anı kaçıracağımı düşünmedin, öyle değil mi, sevgili anneciğim?
" My dear sons. It's your mother, that from this weeping country, is writing to you, in your fair golden country.
Sevgili oğullarım bu, gözyaşlarıyla bezeli bu vadiden "Güzel Altın Ülke" nize annenizden bir mektup.
A nice, hot piece of cabbage, like my dear, old mother used to cook.
Anacığımın pişirdiği gibi nefis, sıcacık bir lahana yemeği olsa.
All dear friends of Maman's, of course. My mother's.
Hepsi de anneciğimin sevgili dostları elbette.
I was at the height of my fury, but I proudly observed that my mother did not blaspheme my dear hill.
Öfkem tepeme çıkmıştı, ama gururla fark ettim ki annem tepelerimi eleştirmiyordu.
Betty, my dear, tonight I'm taking Mother to the theatre.
Betty, canım benim, bu gece annemi tiyatroya götürüyorum.
My dear father, consult an expert if you wish... but I don't admit it is my mother's handwriting.
Sevgili babacığım, eğer istersen bir uzmana danış ama ben bunun annemin el yazısı olduğunu kabul etmiyorum.
Assumption, my dear Mitz, is the mother of all fuck-ups.
Zannetmek, bütün çuvallamaların anasıd ır Mitz.
My mother yells really loud in the restaurant, "Got any Sweet'N Low, dear?"
Annem restoranda bağırıyor. "Tatlandırıcı aldın mı canım?"
What's new? My old crow, my old mother's still prating on about her dear rights of women... one eye on the grave... the other one looking in her book for the secret of life. Hmm?
Yeni ne var?
" Dear Mark, I thought long and hard... over what we discussed at camp and talked about it with my mother.
'Sevgili Mark, kampta tartıştığımız konu üzerine Uzun uzun ve derinlemesine düşündüm... ve bununla ilgili annemle konuştuk.
- Please, my dear sweet mother?
- Lütfen, sevgili tatlı annem?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]