English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / My decision

My decision translate Turkish

2,713 parallel translation
This is my decision, let go!
Bırak beni!
I invited them. It was my decision.
Ben davet ettim.
I've made my decision.
Kararımdan dönmem.
Aren't you interested in my decision?
Ne karar verdiğimi merak etmiyor musun?
I didn't know. So this is my decision...
Bilemiyorum... peki ben neyi seçsem?
Miss Taggart, I assure you um, no person, matter or event connected to my job has anything to do with my decision to leave.
Bayan Taggart, temin ederim ki.. ... her hangi bir kişisel ya da işimle ilgili problemin ayrılmak istememle alakası yok.
Whether I go or not is my decision.
Gideceğim yer benim bileceğim iş.
This is my decision.
Bu benim kararım.
I've made my decision on who my new partner is.
Yeni ortağımın kim olacağına karar verdim.
Sir, if this is about the blocking position, I stand behind my decision and I accept full responsibility for all of my actions...
Efendim bu engelleme pozisyonuydu ve hala kararımın arkasındayım
It's my life. And whether I eat with chopsticks a fork or my damn hands, it's my decision.
Bu benim hayatım, ister çubukla yerim, ister çatalla yerim istersem de elimle yerim.
- It's my decision.
- Canım isterse yaparım.
My decision is final.
Kararım kesindir.
MY DECISION'S FINAL.
Kararım kesin.
You know, listen, John, it wasn't all my decision.
John, tek başıma karar vermedim.
I always made my decision with my head, not my heart.
Kararlarımı daima kafamla veririm, kalbimle değil.
It wasn't my decision, but...
Benim kararım değildi, ama...
You know, I haven't made up my mind yet, because I wanted you to be involved with my decision.
Daha kafamı toparlayamadığımı biliyorsun. Senin de vereceğim kararda pay sahibi olmanı istiyorum.
It's my decision and I've just made it.
Kararı ben veririm ve az önce de verdim.
You just made my decision for us to spend some time apart that much easier.
Az önce biraz ayrı kalma kararı vermemi kolaylaştırdın.
It hasn't been my decision... Captain Meyer.
Çünkü ben öyle yapmak istiyorum, Yüzbaşı Meyer.
On the status of the defendant, you'll have my decision in a few days.
Savunma tarafına, bir kaç gün içinde kararımı bildireceğim.
But I've made my decision, and it is one of hope.
Ancak kararımı verdim, ve bu bir umut kararıdır.
You'll have my decision in the morning.
Kararımı sabah öğrenirsiniz.
Would you like to hear my decision?
Kararımı duymak ister misin? Aklından ne geçiyor bunun?
I'm going to reserve my decision until tomorrow morning.
Kararımı yarın sabah açıklayacağım.
- I've made my decision, Counsel.
- Kararımı verdim Avukat.
Yeah, well, that's my decision!
- Evet, ama bu benim tercihim!
Then I'll make my decision.
- Ondan sonra kararımı vereceğim.
I'm sorry, Mitch, but I've made my decision.
Üzgünüm, Mitch, ama kararımı verdim.
I noticed that, which is why I've reconsidered my decision to redact the crew.
Bunu fark ettim, ki bu da mürettebatın kısıtlanması kararımı gözden geçirme sebebim.
I've made peace with my decision, and so should everyone else.
Kararımı kafama koydum ve herkes aynını yapmalı.
I know what's out there, it's my decision to stay, but I cannot have Nate on the firing line.
Ben Dışarıda Neler Olduğunu Biliyorum, Burada Kendi İsteğimle Kalıyorum, Ama Nate'i Bu Şekilde Ateş Hattına Atamam..
I will listen to your proposal, Frank, and make my decision, as we agreed.
Anlaştığımız gibi teklifini dinleyip bir karara varacağım Frank.
You've made my decision easier! Yes!
Kararımı kolaylaştırdın!
Because that's my decision.
Çünkü benim kararım bu şekilde.
My lion made the right decision inviting you to the court.
Aslanım, sizi saraya davet etmekle çok yerinde bir karar almış.
I want to apologize for being such a moron outside that bar six years ago and outside the Jetty last week where I made the worst decision of my life.
Ve 6 yıl önce o gece barda öyle aptalca davrandığım için ve geçen hafta İskele'de hayatımın en kötü kararını verdiğim için özür dilemek istiyorum.
The Queen and I put the decision to you, my lords.
Kraliçe ve ben kararı sizlere bırakıyoruz lordlarım.
THE FIRST DECISION I MADE ON MY OWN, AND I THINK I MADE A MISTAKE.
Kendi başıma aldığım ilk kararda sanırım hata yaptım.
Leaving law enforcement was a well-thought-out decision on my part, ambassador.
Yasal görevimi bırakmam.. .. düşünüp taşınıp karar verdiğim bir konudur, sayın büyükelçim.
Please consider your decision one more time, my Sultan.
Bu kararınızı bir daha gözden geçirin sultanım.
My life hangs on your decision.
Hayatım senin vereceğin karara bağlı.
you made your decision, now let me take my.
Sen kararını verdin, şimdi bırak ben de kendiminkini vereyim.
Although, I'd like to think your decision to support my mission wasn't entirely a business move.
Yine de, görevime destek veren bu kararının bir iş hamlesinden ibaret olmadığını düşünüyorum.
I made the decision to spend the rest of my life with you months before I even thought of asking.
Sana evlenme teklif etmeden aylar önce hayatımı seninle geçirmeye kararını vermiştim.
I've never been more sure of any decision my entire life.
Hayatımda hiçbir karar için bu kadar emin olmamıştım.
It's a decision that I'll make with my wife's and, uh...
Karımla birlikte alacağım bir karar...
Over spring break, I made the courageous decision to remove my nodes.
İlkbahar tatilinde, cesurca bir kararla bezelerimi aldırdım.
I did help with their decision by smacking my sergeant in the face, but they were quite nice about it.
Çavuşa yumruk atmakla işlerini kolaylaştırdım ama, bu konuda bana iyi davrandılar.
♪ I made a decision to play my position ♪
Kendi pozisyonumda oynamaya karar verdim

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]