Old one translate Turkish
5,919 parallel translation
- I loved the old one.
- Eskisini seviyordum.
Philip : It's 12 times more powerful than your old one.
Eskisinden on iki kat daha güçlü.
Let's hope the new year is better than the old one.
Yeni yılın bir öncekinden daha iyi olacağını umalım.
Your new hand, it's nicer than the old one.
Yeni elin, eskisinden daha güzel olmuş.
An old one's better than nothing at all. Just send it through.
Eski şema olması hiç olmamasından iyidir.
- What's wrong with the old one?
- Eskisinin nesi vardı?
He was asking how the new one was different than the old one.
Yenisinin eskisine göre ne farkı olduğunu soruyordu.
This is the old one.
Bunu okudum zaten.
- What was wrong with the old one?
Eskisinin nesi vardı ki?
Building the new age is much harder work than destroying the old one.
Yeni bir dönem kurmak, mahvetmekten daha zor.
You don't want my old face in one of these.
Benim yaşlı yüzümü onlarda görmek istemezsin.
We figured Joey's so old school, he'd be the last one to give it up.
Düşündük ki Joey eski kafalıdır, en son vaz geçen o olur.
" I met the one true love of my life when I was 22 years old and I was too scared
" 22 yaşımda hayatımın gerçek aşkı ile tanıştım ama evlenmeyi teklif...
With the old timers dying, one by one, and the Feds and the rats and the chinks and the fucking Albanians up my ass,
Eski topraklar teker teker ölüyor,... With the old timers dying, one by one,... federaller, muhbirler, para peşinde koşanlar ve soktuğum Arnavutlar'ı hepsi beni bitirmek istiyor.
I just didn't want to end up like one of those 15-year-old spinsters, you know?
15 yaşındaki kız kurularından olmak istemedim, tamam mı?
And this... is 18-year-old dudes with one leg.
Bu da tek bacağı olan 18 yaşındaki çocukların dairesi.
But music, Entering one 94-Year-Old man,
Ama müzik, 94 yaşında yaşlı bir adama dokundu,
The one about the old high-school friend who shows up at the diner.
Yemekte karşılaşan eski lise arkadaşları hakkında olan.
She's just a little worried that you are one of the old boys.
Senin şu bizim eski topraklardan olduğun konusunda endişeleniyor.
She's just some old slag, who had you on a one-night stand and then threw you into care. When she realised what a little bastard you really were.
Bir gecelik ilişki sonrası seni dünyaya getirdikten sonra aslında senin gerçekte nasıl bir pislik olduğunu anladığında kimsesizler yurduna şutlayan posası çıkmış bir orta malıymış.
I had to use one of the old bugs that uses FM signal.
FM sinyal kullanan eski cihazlardan kullanmak zorunda kaldım.
Someone killed this girl, made a big show of it... left a painting of the crime scene on one of your old churches.
Birisi bu kızı öldürdü ve bununla övünüyor. Eski kiliselerinizden birinin duvarında suç mahalinin resmini bırakmış.
One of my old CI's tipped me off to the location of his cook house.
Eski muhbirlerimden biri bana onun pişirdiği yeri söyledi.
Baby, I'm looking at two sets of plans here... the old casino and the new one... and I got no fucking clue what's real and what ain't been built yet.
- Bebeğim, burada iki farklı planı inceliyorum ; hem eski hem de yeni kumarhaneyi. Ayrıca neyin gerçek neyin henüz inşaat aşamasında olduğunu bilmiyorum.
For a 40-year-old knight with one hand?
Tek eli kalan 40 yaşında bir şövalye için?
For a 40-year-old knight with one hand?
Tek eli kalan 40 yaşında bir şövalye.
It's like one of those things that's so old, it's back in style now.
O kadar eski ki yeniden moda olan, şeylere benziyor.
Some are still in the valley, one's off fighting in the war, but when old Willy died, the house became the property of the bank.
Bazıları hala vadide, biri savaşta ama yaşlı Willy öldüğünde, ev bankanın malı oldu.
We don't want anything else out of this cranky-ass old man, not one cent, not one concession, you hear me?
O yaşlı ayyaşın hiçbir şeyine muhtaç değiliz, tamam mı? Tek bir sent yardımına bile, duydun mu beni?
By the time I came into the family all that was left was a house, ten acres of dirt, one rig, a nine-year-old girl, and one indomitable spirit named Jonas Morehouse.
Ben aileye girdiğimde ellerinde sadece bir ev, 4 hektarlık çöp yığını, bir adet kuyu 9 yaşında bir kız ve ismi Jonas Morehouse olan inatçı bir ruh kalmıştı.
The old lady across the street says she sees one man carry another one out, dump him in a car, drive off.
Sokağın karşısındaki yaşlı kadın bir adamın başka birini taşıdığını, arabaya atıp gittiğini söyledi.
One of them would come down from the hills, starts flirting with some old lady's shih tzu, and... lures it back up the hill and bye-bye, shih tzu.
Biri dağdan şehre inip finonun biriyle flörtleşmeye başladı ve onu dağa kaldırmak için kandırdı ve finoya elveda dedik.
It's a future you can't even imagine right now, especially with one of your bullets lodged in old Charlie.
Şu anda hayalini bile kuramadığın bir gelecek özellikle kurşunlarından biri ihtiyar Charlie'nin içindeyken.
We had one foot out of Chatswin. And you agreed to rent our old place from Sheila?
Bir ayağımız Chatswin'in dışında iken sen evimizi Sheila'dan kiralamaya razı geldin, öyle mi?
No one will listen to your nonsense. You old fool.
Saçmalıklarını dinlemeyeceğim!
The guitar player, who was about 70 or something, picked up his amp, put it under his arm and walked off, like this old amp he must have had since day one, you know, and it was like, that's what it was like about, you know.
Gitarcı yetmiş yaşında falandı, amfisini kaldırdı kollarının altına koyup gitti. Eskiden beri onu kullanıyordu herhalde. Buydu işte.
Hey, look : no one wants to be the 40-year-old guy who goes to the bar alone, and you don't have to be that, Danny.
Hiç kimse 40 yaşında bara yalnız giden biri olmak istemez sen de olmak zorunda değilsin Danny.
I am 30-something-year-old divorced woman, so when a nice guy walks up to me with nice things to say, and I have my one good thong on, my thong and I are gonna listen.
30 civarı yaşlarda boşanmış bir kadınım bu yüzden hoş laflar eden kibar biri yanıma geldiğinde ve tek iyi tangamı giyiyorsam, tangam ve ben dinleriz.
I'm one hundred and twenty years old.
Ben 120 yaşındayım.
Sixteen-year-old Ronnie Martin was killed by the NYPD. For only one reason. He was black.
16 yaşındaki Ronnie Martin New York Polis Departmanı tarafından sadece siyahi olduğu için öldürüldü.
See, the old Angie probably would have just cracked me one just for suggesting that.
Gördün mü, eski Angie. Böyle davrandığına göre bana bir gün bira falan ısmarlamak istersin belki.
One of the old brigade, Cpt. Ange Mariette.
- Eski ekipten Yüzbaşı Ange Mariette.
The line on Maddox is one more old man has gone off to play chess in the park.
Maddox hakkında tek bilinen bir yaşlının daha parkta satranç oynamaya gittiği.
So that's when, like an, old law applies to existing situations but then a new one applies to all the future ones?
Şey gibi yani, eski kanun halihazırdaki durumları kapsarken yeni çıkarılanın sadece ileri tarihteki durumları kapsaması.
Just give me one for old time's sake.
Eski zamanların hatırına bana bir olay ver.
'Is that weird to imagine that one day'this will all be old to us? '
Bunların bir gün bizim için eski hatıralar olacağını hayal etmek garip mi?
Good morning, I'm looking for one of your old people.
Günaydın, yaşlı bir insanı arıyordum ben.
He's as strong as 10 queers or one really strong 11-year-old girl.
On ibne kadar güçlü ya da on bir yaşında ki bir genç kız kadar.
You and your pal had a rare old time at the expense of one of mine.
Senle yanındaki benimkilerden birine sataşmışsınız.
The legend is as old as the school, handed down from one generation to the next.
Efsane okul kadar eskiye dayanıyor. Nesilden nesile aktarıldı.
- My old man fought a war for people like you. - He never got one?
Benim peder savaşta senin gibiler için savaştı.
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one's missing 20
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one's missing 20