English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Our life

Our life translate Turkish

5,689 parallel translation
And we're staring our life as a married couple...
Evli bir çift olarak hayatımıza başlayabiliriz.
So, this is our life - - bong, bong, bong, clang, clang, clang!
Bizim hayatımız bu, çın, çın, çın, çın!
These atrocities are all that she now remembers of our life together.
Bir aradaki hayatımızdan artık hatırladığı tek şey bu vahşet.
So our little baby boy is ruining your life?
Yani bizim bebeğimiz senin hayatını berbat mı ediyor?
He's out of our life.
Hayatımızdan çıktı artık.
Okay, well, we have to talk about our taxes, and what we're gonna claim, and, no, you cannot claim I'm ruining your life.
Tamam ama vergilerimiz ve giderlerimiz hakkında konuşmalıyız ve olmaz, hayatını berbat ettiğimi gider olarak gösteremeyiz.
Let's begin our life away from here now.
Hayatımıza buradan uzakta başlayalım, hemen şimdi.
Rising, you restored our life.
Yükseliş, hayatımızı yeniledin.
I post whatever I can to bring our life to him.
Yanımızda hissetmesini sağlayacak her şeyi gönderirim.
Well, still, we always want you to be a part of our life.
Yine de, her zaman hayatımızın bir parçası olmanı istiyoruz.
But this is our life.
Ama bu bizim hayatımız.
This is our life now, Kenna.
Bu bizim hayatımız şimdi, Kenna.
"I give you my body that we two may be one." "I give you my spirit... " till our life shall be done. "
İkimiz bir olalım diye bedenimi ve hayatlarımız son bulana kadar ruhumu sana vereceğim.
From time when we met, right until this minute, A lot to remember in our life.
Tanıştığımız zamandan şu ana kadar hatırlamaya değer, o kadar çok şey yaşadık ki.
The shame of telling you the truth, of admitting that our life could only be funded by your family's money...
Sana gerçeği söylemenin utancı, sadece senin ailenin parasıyla, geçinebileceğimizi kabullenmek...
You know, time passes and... we live our life that way until... until we die, I guess.
Günler geçer. Sanırım ölene kadar da... Böyle yaşarız.
The real challenge in our life has been trying to get Rocky's attention.
Hayatımızdaki asıl sorun Rocky'nin dikkatini çekmeye çalışmak.
Whatever it is, I don't want him in our life, and I don't want him in our gym.
Ne olursa olsun, ben bizim hayatımızda onu istemiyorum, ve bizim salonumuzda da onu istemiyorum.
When will you finally understand that this is our life?
Bizim hayatımızın bu olduğunu ne zaman anlayacaksın?
- Mm-hmm. - And you're right. It's like, our life is here now, you know?
- Haklısın, artık hayatımız burada.
Join us as we wage our holy war and give this girl the salvation she so richly deserves so that her blood can serve as a message to your father that life is sacrifice.
Savaşımızı ve bu kızın çok istediği kurtuluşu verirken bize katıl ki, onun kanı hayatın fedakarlık olduğu mesajını babana versin.
I started analyzing Frankie's life, and I started analyzing my life, and I started realizing that, you know what, our lives run on these crazy parallels.
Sonra kendi hayatımı ve... Fark ettim ki, hayatlarımız çok benziyormuş.
Nostradamus is willing to risk his life to save our king, My husband and your son.
Nostradamus kralımızı kurtarmak adına hayatını riske atmaya istekli, kocamı ve oğlunu.
Because the minute that any of us put our own interests ahead of our job, that's the minute that my daughter's life really is in jeopardy.
Çünkü, kendi çıkarlarımızı işimizden ön plana alırsak işte o zaman kızımın hayatı gerçekten tehlikeye girer.
One of the worst things in life is watching our parents fade.
En kötü şeylerden biri, büyüklerimizin hafızalarını kaybetmesidir.
About your concerns about Vincent being in my life, in our lives.
Vincent'in hayatımızda olması konusundaki endişelerin hakkında.
- He-he threatened our daughter's life.
- Beni kızımızı öldürmekle tehdit etti.
What it is to take a life for our cause.
Amacımız uğruna, bir hayat almanın ne olduğunu.
- And that was when we came to life To serve our delicious master.
- Ve işte o zaman lezzetli ustamıza hizmet etmek için hayata döndük.
No, my gut says that whoever ran away is our killer and that Lily Greene is a completely innocent schoolteacher who just had the worst night of her life.
Hayır, bence kaçan kişi katil ve Lily Greene hayatının en kötü gecesini yaşayan tamamen masum bir öğretmen
I mean, our quality of life was what we made it.
Yaşam kalitemiz bizim elimizden geldiği kadardı.
Anyway, we just want you to know that if you do choose us, we will do everything we can to give your baby a great life and love him or her with all of our hearts.
Her neyse, eğer bizi seçtiyseniz, bebeğinizin güzel bir hayatı olması için herşeyi yapacağımızı ve erkek yada kız onu tüm kalbimizle seveceğimizi bilmenizi isteriz.
Then you could stay in my life, we could find our friendship again.
Böylece hala hayatımızda olabilirsin Arkadaşlığımızı kurtarabiliriz.
our beloved sheriff, Linda Esquivel, and now an innocent young woman with her whole life ahead of her, snatched away from us.
Sevgili Şerif'imiz Linda Esquivel ve şimdi de önünde uzun bir hayatı olan genç masum bir kız aramızdan ayrıldı.
No sign of life or S.H.I.E.L.D. base or anything making it even remotely worthwhile freezing our butts off.
Yaşam veya S.H.I.E.L.D. üssü ya da burada kıçımızın donmasına değecek herhangi bir şey bulamadı.
This is where all life began on our planet, anyway...
Gezegenimizdeki tüm yaşamın başladığı yer burası zaten...
pack and get dressed? When the whole world is watched, filed, indexed, numbered, the only way to disappear is to appear, hiding our true identities inside a seemingly ordinary life.
Tüm dünya izlenip, dosyalanıp, numaralandırıldığında kaybolmanın tek yolu, gerçek kimliklerimizi gizleyerek sıradan hayatlara sahip kişiler gibi dışarıda olmaktı.
♪ We're always happy ♪ ♪ Life's for living, yeah, that's our philosophy... ♪ We're just totally different people.
Tamamen farklı insanlarız.
You can't keep me locked up in our house for the rest of my life.
Hayatım boyunca beni evde kilitli tutamazsın.
About our sex life?
Seks hayatımız mı?
I must do this to protect our King and preserve our way of life.
Kralımızı korumak ve yaşam tarzımızı muhafaza etmek için bunu yapmalıyım.
To our way of life!
Yaşam tarzımıza!
Things have been going really well with Will and I, but the other day, life kind of threw me a curveball, something I wasn't expecting, at least not this soon in our relationship.
Will ile her şey gerçekten çok iyi gidiyor. Ama geçen gün, hayat bana bir nevi hiç ummadığım bir kör talih gönderdi. En azından, ilişkimiz bu kadar erkenken değil.
I've been late to work a couple of times, and Jordan is using our sex life... our magnificent, gravity-defying, why-aren't-they-filming-that-in-3D sex life to get back at me.
Birkaç kez işe geç gittim bu yüzden Jordan fevkalade, yerçekimine karşı koyan 3D kamerayla film çekilesi seks hayatımızı, öç almak için kullanıyor.
"I'm prepared to sacrifice my life on this earth " for the good of our noble jihad until our way is is the way of life for all people. "
Bütün insanlar bizim yolumuzu seçene dek kutsal cihat adına bu dünyadaki hayatımı feda etmeye hazırım. "
We better, because that organ has an 18-hour shelf life, and our recipient, Jason Helani, is running out of time.
Umarım çünkü organın ömrü 18 saat ve alıcımız Jason Helani'nin zamanı azalıyor.
I believed you when you said you wanted us to have a life together, but this is our future : you breaking your word and abandoning me to an empty home so you can run off
Birlikte bir hayat istediğini söylediğinde sana inanmıştım. Ama geleceğimiz bu : Sözünden cayıp beni boş evde yüz üstü bırakıyorsun ki,
Our history lies on one branch of this tree of life and we can trace our ancestry back.
Bizim tarihimiz, bu yaşam ağacının tek bir dalında yer alır ve soyumuzun izini sürebilirsiniz.
Each one of us walking around in this lab today carries the history of life within us and the evidence is seen in every part of our bodies.
Bugün bu laboratuvarda dolaşan her birimiz yaşamın tarihçesini vücutlarımızda taşıyoruz. Buna dair kanıtlar da, vücudumuzun her parçasında mevcut.
Fundamental portions of our own bodies originally came about in fish living in water and the great transition from life in water to life on land set the stage for a whole new set of anatomical inventions that were themselves to form the core for our own humanity.
Kendi vücudumuzun temel parçaları ilk olarak suda yaşayan balıklarda ortaya çıkmıştır. Sudaki yaşamdan karadaki yaşama geçiş süreci de insanlığımızın özü olan yepyeni anatomik icatların önünü açmıştır.
Start our own life.
Beraber yeni bir hayata başlarız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]