Pick up translate Turkish
34,417 parallel translation
I wouldn't want you to have to pick up Lottie and ruin all that you're doing.
Lottie'yi alıp, çok önemli işlerini bölmeni istemem.
The winner of this competition has to pick up trash?
Bu yarışmanın galibi çöp toplamak zorunda mı kalacak?
If you want to come pick up the pieces, here's the address.
Gelmek istiyorsan, topla kendini, işte adres.
This is someone wanting people to pick up on it.
İnsanların fark etmesini isteyen biri.
Huh, then we'll stop by the house and pick up the car.
O zaman evin oraya uğrayıp arabayı alırız.
You knew you had to make the delivery before I pick up Lion tomorrow.
Yarın Aslan'ı almadan önce teslimatı yapacağını biliyordun.
All we had to do was call him, hope he was in the area, pray he picked up, and then keep him on the line long enough for our triangulation to pick up the ping.
Tek yapmamız gereken onu aramak, bölgede olmasını ummak açması için dua etmek ve sinyali yakalamaya yetecek kadar onu hatta tutmak.
What did you pick up?
Siz ne aldınız?
I thought I'd pick up a new language.
Yeni bir dil öğreneyim dedim.
Oh, you pick up a battalion command, now suddenly I got to announce myself?
Tabur komutanı koltuğunu kapan sen, haber verecek olan kişi ben miyim?
When you go to the store tomorrow, don't forget to pick up some blueberries.
Yarın markete gittiğinde, yaban mersini almayı unutma.
Pick up the phone.
Aç şu telefonu.
Is it or is it not Taco Tuesday, and your turn to pick up said tacos?
Bugün Taco Salısı mı değil mi, ve taco alma sırası sende değil mi?
You must have needed sugar to go pick up honey so early in the morning.
Sabahın köründe bal almaya gittiğine göre canın tatlı çekmişti galiba.
Why pick up cards that have been discarded?
Bir köşeye atılmış bir kartı ne diye yeniden kullanalım ki?
We're going to Tiffany's first to pick up Jacob.
Jacob'u almak için ilk önce Tiffany'e gidiyoruz.
I love you, you know that, but this is the second time in two weeks I've had to pick up Jacob from the authorities.
Seni seviyorum, bunu biliyorsun fakat Jacob'u iki haftada iki kez yetkililerden almak zorunda kaldım.
Hey! I make my own hours, and I'm there to pick up Jacob after school, so...
Kendi saatimi kendim yaratırım, okuldan sonra Jacob'u almak için oradayım, bu yüzden.
Hey, you can take my Jeep to pick up Jacob.
Jacob'ı almaya benim Jeep'imle gidebilirsin.
We can pick up some breakfast on the drive over.
Arabayla bir yerde kahvaltıya girebiliriz. - Buna mecbur değilsin.
- Can we pick up the drop?
- Damlasını alabilir miyiz?
I thought you were gonna pick her up today, right?
Bugün sen almayacak mıydın zaten?
W-Where the baby's staying, so then we can pick her up and...
Bebeğin kaldığı yeri, böylece onu alabiliriz ve siz...
I had to crawl out of bed, and if I wanted to pick something up off the floor, I had to get down on my hands and knees.
Yataktan sürünerek çıkmak zorundaydım, yerden bir şey almak istediğimde ellerimin ve dizlerimin üstüne çökmek zorunda kalıyordum.
Yeah, and I'll pick you up at the airport day after tomorrow, okay?
Ertesi gün seni havaalanından alırım tamam mı?
I found your wallet on the ground, And i must have spilled the drink When i leaned down to pick it up.
Cüzdanınızı yerde buldum, onu almak için eğildiğimde de içkiyi dökmüş olmalıyım.
- The car pick you up okay?
- Araç gelip seni aldı değil mi?
It's me, come pick me up.
Benim, gel beni al.
It's cool, we'll pick something up.
Bir şeyler ayarlarım.
Pepper wanted to pick Duke up.
Pepper, Duke'u almamızı istedi.
But I need you to come pick her up.
Ama gelip onu alman gerekiyor.
Pick her up?
Almam mı gerekiyor?
I can't get an Uber to pick me up.
Bir türlü beni alması için bir Uber şoförünü ikna edemiyorum.
Apparently, they don't like it when you call multiple companies and make them race to pick you up.
Anlaşılan birden fazla kişiyi arayıp senin için yarıştırmanı hoş bulmuyorlarmış.
I will go on my own, but will you come to pick me up?
Tek başıma gideceğim ama beni almaya gel olur mu?
Sister, would you please pick him up for me?
Hemşire, benim için onu alır mısın?
I will go on my own, but will you come to pick me up?
Kendim giderim, peki beni almaya gelecek misin?
Once those signals went up, we could pick them up, get a fix and get a location of each one.
Sinyaller arttıkça, onları yakalayabiliyor ve her birinin yerini tespit edebiliyorduk.
Don't forget to pick me and Peña up some cigars on the way.
Dönüşte bana ve Peña'ya puro getirmeyi unutma.
Pick-up.
- Pikap.
Can you please pick her up at my house, please, before six?
Onu altıdan önce benden alabilir misin? Olur mu?
If you want me to take Duke home, you could pick her up later.
Duke'u götürmemi istersen akşama gelip alabilirsin.
Mom, please come pick me up.
Anne lütfen beni almaya gel.
I would rush to pick him up, as if I had hum myself.
Hemen onu kaldırırdım, sanki kendi canım yanmış gibi.
I'll come, pick you up.
Gelip seni alırım.
We should be able to pick him up at New York Avenue.
New York Bulvarı'nda onları yakalayabiliriz.
The pick-up line, for one.
Tavlama cümlesi mesela.
Well, when the officers at the airfield need a couple of extra hands, this is where they pick'em up.
Havaalanındaki memurların bir kaç ekstra işçiye ihtiyacı olduğunda gelip buradan alıyorlar.
- Hello? - The car's turning around to pick you up, we need you back here now.
- Araba seni almak için geri geliyor... sana burada ihtiyacımız var.
You can pick him up in the morning.
Sabah alabilirsin onu.
She's gonna come pick me up at the end of camp.
Kampın sonunda beni almaya gelecek.
pick up the phone 243
pick up the pace 53
up here 454
update 59
upper 104
upon 29
upset 163
uptown 38
upstairs 739
upright 26
pick up the pace 53
up here 454
update 59
upper 104
upon 29
upset 163
uptown 38
upstairs 739
upright 26
upside 40
uptight 38
upsy 47
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
uptight 38
upsy 47
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up and at' em 72
up guy 119
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up and at' em 72
up guy 119
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50