English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Pray you

Pray you translate Turkish

3,483 parallel translation
I pray you hang...
Asılmanız için dua edeceğim.
One day I pray you love someone.
Günün birinde birini sevmen için dua edeceğim.
I pray you love her so much, when you close your eyes, you see her face.
Onu o kadar çok sev ki gözlerini kapadığında onun yüzünü gör.
I pray you, is Signior Mountanto returned from the wars or no?
Lütfen söyleyin, Sinyor Farfarelli savaştan döndü mü acaba?
I pray you, how many hath he killed and eaten in these wars?
Söyleyin bana, savaşta kaç tanesini öldürüp yedi?
But, I pray you, who is his companion?
Ama söyleyin, kim onun arkadaşı?
I pray you, what is he?
Söyleyin lütfen, kim bu adam?
I pray you, dissuade him from her.
Lütfen onu bu sevdadan vazgeçirin.
I pray you, leave me.
Yalvarırım beni rahat bırak.
I pray you, tell Benedick of it, and hear what he will say.
Lütfen Benedick'e bu konuyu açın, bakalım ne diyecek.
If there be any impediment, I pray you, discover it.
Eğer ortada bir engel varsa lütfen söyleyin.
Brief, I pray you, for you see, it is a busy time with me.
Kısa kes lütfen, gördüğün gibi şu an meşgulüm.
- Nay, I pray you, let me go.
- Lütfen bırak gideyim.
But, I pray you both, possess the people in Messina here how innocent she died,
Ama ikinizden de ricam Messina halkına masum olarak öldüğünü söylemenizdir.
I pray you can forgive me.
Umarım beni affedebilirsin.
These choices... they're up to all of you now, and I pray you make them with the same ethic I've tried to live by.
Bu seçenekleri... ve konumumuzu biz seçeriz, ve ben konumumu seçtim, Yaşayabilmek için çok çabaladım.
Oh, really? So with this book from the 1800s, you can pray away paralysis or terminal illness?
Yani 1800'lerden kalma bu kitapla felç ya da ölümcül hastalığı olan biri için dua edebilir misiniz?
Well, you can, Lois. Stay and pray with us.
Kalıp bizimle beraber dua et.
I mean, wouldn't it be cool if you could pray really hard for something, and it actually happened?
Bir şey için çok istekle dua etsen ve gerçek olsa çok havalı olmaz mıydı?
And I pray, too, if you want to know.
Bilmek istiyorsan, dua da ediyorum.
Please, God, I pray that you will forgive these people for their blindness.
Lütfen Tanrım, bu insanları gafletlerinden kurtarman için yalvarıyorum.
I pray that you will show them the truth.
Onlara doğru yolu göster Tanrım.
While you're at it, you might want to also pray for a Judge who doesn't believe in the death penalty.
Hazır elin değmişken bir de idam cezasına inanmayan bir yargıçla karşılaşmayı da dilemelisin bence.
I just came from a prayer meeting. You know how my people like to pray.
Biraz önce ayinden geldim.
Will you pray with me?
Benimle dua eder misin?
We pray that you will hear us, forgive us and save us.
Bizi duyup, bağışlaman ve bizi kurtarman için dua ediyoruz.
I'm not mocking you, but I've seen men pray to every god there is, pray for wind, pray for rain, pray for home.
Seninle alay etmiyorum ama insanların her tanrıya dua ettiğini gördüm. Rüzgara, yağmura, ülkelerine dua ediyorlar.
Pray I haven't kept you waiting long.
Umarım çok bekletmemişimdir.
"I only pray for you."
Sadece senin için dua ediyorum.
Your Grace, I pray I serve you well.
Majesteleri size iyi hizmet etmek için dua ediyorum.
" and then you pray to catch a glimpse of,
" torunlarınıza anlatabilin diye...
I'll pray for you.
Senin için dua edeceğim.
If you are still alive, dear husband I pray that you come home to us soon.
Hâlâ hayattaysan sevgili kocacığım, en kısa sürede yuvana dönmen için dua edeceğim.
I ain't gonna pray for you. I ain't gonna pray for you.
Seninle aynı masada içmeyeceğim artık.
The rest of you kneel down there next to your brother and pray as if your lives depend on it, on account they do.
Geri kalanınız kardeşininizin yanına diz çökün ve hayatınız bu duruma bağlıymış gibi dua edin.
And I pray only to God, not you.
Ve sadece Tanrı'ya dua ederim. Sana değil.
Why, pray tell, are you in such a hurry to get this?
Tamam. Ne bu acelen yahu?
It's Charcot... you must pray to here.
- Burada Charcot'a dua etmen gerek.
I pray every day that you never lose sight of what you committed to do in Issa's name.
Issa için yaptıklarını unutmaman için her gün dua ediyorum.
- I hope you pray down there in Florida. - Pray hard-core.
- Umarım Florida'da da dua etmeye devam edersin.
You pray a lot?
Çok dua eder misin?
You pray for your friends over here?
Bu arkadaşların için dua ediyor musun?
Spare us and we'll pray for you.
Arkamızdan gelme, Senin için dua edeceğiz.
So what did you pray for?
Peki, ne için dua ettin?
You know who I see in my head every time I pray at night?
Her gece dua ederken zihnimde kimi görüyorum, biliyor musun?
So what do you... What do you pray about?
Ne için dua ediyorsun mesela?
I pray the conclusion of this day brings you comfort.
Bu günün sonucunun seni rahatlatmasını dilerim.
So, now you never pray before a test?
Artık sınavdan önce dua etmiyor musun?
♪ I pray that you don't forget me ♪
♪ Beni unutmamanız için dua ediyorum ♪
♪ I pray that you don't forget me ♪
♪ Yalvarırım beni unutmayın. ♪
Can you pray for us?
Bizim için dua eder misin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]