English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Real cute

Real cute translate Turkish

223 parallel translation
Why, you're real cute.
Gerçekten çok şekersin.
You know, you're real cute. Oh. Well, uh, bottom's up.
Çok hoşsun.
You'd look real cute in a pair of water skis.
- Tabi ya, iki kayağın üstünde baya şirin gözükürsün.
That's a real cute one.
Bu çok şirin.
She's real cute, ain't she?
- Çok tatlı, değil mi?
I bet you're a real cute dancer.
Eminim, iyi bir dansçısınızdır.
You know, you're real cute.
Çok sevimlisin.
I just said you're real cute. Is anything wrong with that?
Sevimli olduğunu söyledim, o kadar.
You're real cute, you are.
Gerçekten çok hoşsun.
She made herself two real cute little knives.
Kendine iki tane çok şirin bıçak yapmış.
I used to be a blonde, real cute!
Bir zamanlar sarışındım, çok yakışmıştı!
Now, that's real cute.
Gerçekten çok şirin.
He's cute, real cute.
Çok şirin. Gerçekten şirin.
Real cute little baby
Ne şirin bir bebek.
- She thinks you're real cute.
- Sirin oIdugunu düsünüyor.
That's the real cute part.
- İşin hoş yanı da bu ya.
Look at him mincing around. Boy, thinks he's real cute.
Şuna bak, kendini pek şirin sanıyor olmalı!
A real cute sex object.
Gerçek yakışıklı bi seks objesi.
Cute, Bob. Real cute.
Biramı getirdin mi?
Yeah, it's real cute.
Evet, oldukça iyi.
Now that's real cute, real cute.
Bak bu güzel espriydi, çok güzel espriydi.
- Yeah, real cute.
- Evet, cok sirin.
- Real cute.
- Çok tatlı oldu.
Real cute, Lester.
Bayağı güzelmiş Lester.
Oh, that's real cute, Hannibal!
Bu gerçekten hoş Hannibal!
BURKE : That's real cute.
Gerçekten sevimlisin.
- Real cute girl.
- Tatlı kız.
They think they're real cute.
Kendilerini gerçekten akıllı sanıyorlar.
Real cute... but she'd been beaten.
Çok şirindi, ama dövülmüştü.
Look, you're both real cute, but we're afraid of the Revillas, honey.
Bakın, Her İkiniz de Tatlısınız Ama Revillas Yüzünden Korkuyorsunuz.. Tatlım..
My dad keeps on saying how he's real cute.
Babam, onun gerçekten şirin olduğunu söyleyip duruyor.
That's real cute.
Bu gerçekten çok şirin.
Real cute.
Çok sevimli.
YEAH, BEIN'REAL CUTE AND BEIN'A GIRL.
Evet, doğru. Hoş bir kız olduğun için.
SHE WAS REAL CUTE.
Çok güzel bir kızdı.
Real cute.
Çok şakacısın.
I have met someone else, and she is real cute, too.
Başka biriyle tanıştım, o da çok sevimli.
That trucker was a real cute dude for a trucker.
O kamyoncu bir kamyoncuya göre gerçekten sevimli.
Yeah, it's real cute, Peg. When he's done with the shoe, why don't you take him over to the cash register for dessert?
Ayakkabıyla işi bitince, neden onu kasaya götürüp tatlısını yedirmiyorsun?
- That's real cute.
- Gerçekten zekice.
God, I think you're real cute.
Oh Allah'ım, bence sen çok tatlısın.
That's a real cute sport.
Bu çok şirin bir oyundur.
- I bet you were real cute.
Çok tatlı olduğuna bahse girerim.
Real cute, Leigh.
Aman ne zekice Leigh.
Pink dresses, kittens, spending time in your bathroom... crying when something's real cute....
Pembe elbiseler, bütün zamanını banyoda geçirmek, çok şirin bir şey görünce ağlamak.
He's cute. " He's real educated.
" İyi eğitimli.
He was real cute.
Çok tatlıydı.
No cute! real, from the heart!
Çok sevimli!
He's real cute.
Gerçekten çok havalı bir çocuk.
Cute, ain't she? - She's real pretty.
- Evet, gerçekten çok güzel.
And I've got to tell you, the whole thing was going pretty cute until some real boys showed up.
Ve şunu söylemeliyim ki, herşey mükemmel gidiyordu gerçek polis gelene kadar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]