Red one translate Turkish
1,898 parallel translation
Little red one.
Küçük kırmızı olan.
Oh, and, mademoiselle, please to take care... when eating the red one, hein?
Lütfen, kırmızıyı yerken dikkat et.
Do you have a red one?
Kırmızısı var mı?
A red one for Maria, my sister, and a blue one for me.
Kirmizi olan kizkardesim Maria'ya, mavisi de bana.
- The red one?
- Kırmızı mı?
Red one.
Kırmızı olanı.
Always the red one.
Hep bir kırmızı tel vardır.
The red one and that black one...
Kırmızı olan ve şu siyah olan...
The red one, with the straps, the low neckline and the short skirt.
Düşük yakalı, beyaz çizgili, kırmızı ve kısa etekli olan.
Do you have any roses? I'm looking for a red one.
Mümkünse, kırmızı olanı istiyorum.
The bike was black and red one of those fast asian models.
Kırmızı-siyah renkli bir motosiklet,... hızlı Asya modellerinden biri.
yeah, a red one.
Evet, kırmızıydı.
Giant one and the red one.
Devasa ve kırmızı olan.
You're pretty sure you're gonna get one, but why the red one?
Bir araba alacağınızdan eminsinizdir, ama neden kırmızı?
- A red one.
- Kırmızı.
A red one.
Kırmızı.
- No, it's a red one's sound.
- Hayır, kırmızının sesi.
It's a red one!
Kırmızıymış!
- A program to cancel the red one.
Onları bizim gibi yapan bir dönüşüm programı.
The most distant galaxy in the Ultra-Deep Field is a red one that's right over here.
Ultra-Deep Field deki en uzak galaksi buradaki kırmızı olan.
One of our mesh Bags, the red one, has Been pulled out.
İşleme paketlerimizden biri, kırmızı olanı çekildi.
A red one.
Hem de kırmızı.
- I'm taking the red one.
- Kırmızı olanı ben alıyorum.
The truth is I couldn't make my mind between this one and a Caprile * red dress I saw this morning...
Bununla Caprile'de gördüğüm kırmızı elbise arasında karar veremedim
It has all the colors one thinks of when one thinks of the White House red and white and blue and gold.
Beyaz Saray deyince akla gelen... bütün renklere sahip. Kırmızı, beyaz, mavi ve altın rengi.
Ever since I was a littlgirl, you know, I'd look at these famous guys, and I'd want to be that girl, you know, the one with them walking down the red carpet and the one fighting with them at the airport?
Küçüklüğümden beri hep ünlü erkeklere bakardım ve o kız olmak isterdim. Bilirsin, onunla kırmızı halıda yürüyen ve hava alanında kavga eden kız.
Hey, hey, hey. One more thing, where did you send Big Red?
Hey, hey, hey. 1 şey daha, büyük redi nereye yolladın?
He must have run a red light. They have one of those automatic cameras.
Kırmızı ışıkta geçmek zorunda kalmış.Otomotik kameraya yakalanmış.
And now, passing one hand round his minion's hips, he got hold of his red-topped ivory toy, that stood perfectly stiff.
Ve bir elini kölesinin kalçasına uzatırken onun kırmızı tepeli, fildişi oyuncağını tuttu,... mükemmel bir şekilde sert duruyordu.
Now one person from Group Red will be paired with one person from Group Green.
Şimdi kırmızı gruptan bir kişi ile yeşil gruptan bir kişi eşleşecek.
I know Taekwondo, one pocket of my jeans has red chillies and..
Ben tekvando biliyorum, Kotumun bir cebinde kırmızı pul biber var..
Basically, we conducted a stake out to catch the smugglers red-handed, but when we opened the cargo container to seize the evidence, we discovered we had the wrong one.
Temel olarak, kaçakçılara suç üstü yapıyorduk. Ama delilleri toplamak için kargo konteynerini açtığımızda, Yanlış olanı açtığımızı fark ettik.
And this one has red and black so I guess thats a kingsnake.
Bu birinde kırmızı ve siyah var. Yani sanırım bu bir kral yılanı.
I think I'd prefer the red silk one with the crew neck.
Sanırım kırmızı ipek olanı, yakası yuvarlak onu giyeceğim.
He runs through the secondary, puts his shoulder down, and Riggins has smashed his way through the secondary and the Dillon Panthers are in the red zone, play one.
He runs through the secondary, puts his shoulder down, and Riggins has smashed his way through the secondary and the Dillon Panthers are in the red zone, play one.
Tomorrow... I get my red dress, like the one in the film.
Yarın kırmızı elbisemi alacağım, aynı filmdeki gibi.
Red-crowned cranes are one of the world's most endangered species.
Kızıl tepeli turnalar, yeryüzünde soyu en fazla tehlikede olan türlerden biri.
Poirot has one more red herring left to fry.
Poirot'nun kızartacağı bir tane daha kırmızı ringa kaldı.
So which one of the scientists is the red herring?
Dikkati başka yöne çeken, bu bilim adamlarından hangisi peki?
From the Big Bang to the dinosaur. The thickness of the red line next to the dinosaur equals one million years.
Bing bangden dinazorlara dinazorların yanındaki kırmızı çizginin kalınlığı
One thing I've learned from that sack of conspiracy theories you call a head? The Wagenbach freak meter points to red, you listen.
Komplo teorilerinin çuvallamasından sonra öğrendiğim tek şey,... Wagenbach'ın ucube göstergelerinin kırmızıyı göstermesi.
Mike, Red-con One in five.
Mike, Kırmızı-Bir Beşte!
You've 5 min to get right, then we're red-con one.
Beş dakikanız var. Sonra, alarm durumuna geçiyoruz.
We are red-con one in 5 mikes.
Beş dakikaya alarma geçiyoruz.
The one about the woman who took you away with the green and red lights and...
Özellikle bir kadının seni yeşil ve kırmızı ışıklarla kaçırması ile ilgili olanı.
And, uh, one of my classmates at Princeton was this, uh, annoyingly button-down history major from Boston.
Ve Princeton'daki sınıf arkadaşlarımdan biri insanı sinir edecek şekilde bir Red Sox hayranıydı.
One could say you apprehended the culprit red-handed.
Birisi çıkıp senin eli kanlı suçluyu tutukladığını söyleyebilir.
Red Dog, this is Mustache One.
Kırmızı köpek, ben bıyık-1.
And this is one billion years after the Big Bang, very red, a little tail, very small.
Big Bang den bir milyar yıl sonra kırmızı, küçük bir kuyruk ve küçük bir galaksi.
Boiler one, red line.
Birinci kazan, kırmızı çizgide.
- Yellow, red or green one?
- Sarı, kırmızı veya yeşil?
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one hundred 76
one more chance 34
one more minute 37
one step at a time 173
one moment 967
one more thing 865
one more round 22
one more drink 18
one more hour 17
one hundred 76
one more chance 34
one more minute 37
one step at a time 173
one moment 967
one more thing 865
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one's missing 20
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one's missing 20