She loves you translate Turkish
1,359 parallel translation
She loves you so much.
Pişman olduğun şeyleri yapmasaydın seni bu kadar çok sevmezdim.
... during this honeymoon period while she tries to prove she loves you.
Balayınızda, o seni sevdiğini kanıtlamaya çalışırken, sen aranıza engeller koyuyorsun.
She loves you.
Seni seviyor.
I thought Phoebe was running away because she hated you, but now I think it's because she loves you.
Phoebe'nin senden nefret ettiği için kaçtığını düşünüyordum, ama şimdi seni sevdiği için kaçtığını düşünüyorum.
I guess she loves you more than either of us realized.
Sanırım seni tahmin ettiğimizden daha çok seviyor.
God, she loves you.
Felicity seni seviyor.
She did this because she loves you.
Lütfen, bunu sizi sevdiği için yaptı.
I bet she loves you both the same.
Eminim ikinizi de aynı derecede seviyordur.
BECAUSE SHE LOVES YOU.
Çünkü seni seviyor.
She loves you, Meadow.
Seni seviyor, Meadow.
She loves you.
O da seni seviyor.
She loves you, she loves you not.
Seni seviyor veya sevmiyor.
She loves you, but she recognizes you're a neurotic mess.
Seni seviyor ama senin nevrotik olduğunun farkında.
You go and you see her, and if she loves you... she will leave her husband and she will go with you. "
Git ve onu gör, ve seni seviyorsa... kocasını bırakıp, seninle gelecektir. "
Your Mom says she loves you and misses you.
Annen seni sevdiğini ve özlediğini söyledi.
You love her, she loves you, and yet you know nothing of her, there's an abyss between you.
Onu seviyorsun, o da seni seviyor ve ama onun hakkında hiçbir şey bilmiyorsun. Aranızda bir uçurum var.
She loves you, only you.
Sizi seviyor, yalnızca sizi!
She loves you.
Seni umursuyor.
The reason she loves you makes you her father.
Seni bu kadar sevmesi bile seni onun babası yapmaya yeter.
She says she loves you.
Seni sevdiğini söylüyor.
She loves you.
O seni seviyor.
It's pretty obvious that you love her and she loves you.
Sen onu seviyorsun ve o da seni seviyor, bu aşikâr.
Your mother says she loves you and she's sorry about the hockey.
Annen seni sevdiğini söylüyor. Hokey konusunda da üzgünmüş.
You love Phoebe, and she loves you.
Sen Phoebe'yi seviyorsun, o da seni.
SHE LOVES YOU, AND SHE WANTS TO STAY MARRIED.
Seni seviyor ve evli kalmak istiyor.
But do you know how much she loves you, and would appreciate a call once in a while?
Ama seni ne kadar sevdiğini ve arada bir aramanı istediğini biliyor musun?
- She loves you.
- Seni seviyor.
She loves you, and you know that, and that's why you saved her life.
Seni seviyor, ve bunu biliyorsun, bu yüzden de hayatını kurtardın.
You think she loves you?
Seni sevdiğini mi?
"She loves you, yeah yeah yeah"
She loves you, yeah yeah yeah
- She loves you!
- Seni seviyor!
I know she loves you.
Seni seviyor biliyorum.
She told you that she loves you.
Sana seni sevdiğini söyledi.
You have to believe me She, she loves you
Bana inanmak zorundasın, o seni seviyor.
She loves you more than she'll ever admit.
Seni kabul edemeyeceği kadar çok seviyor.
- She just loves you, that's all.
- Seni daha çok seviyor, hepsi bu.
Jack, from what I could see, she really loves you and wants to work it out.
Jack, gördüğüm kadarıyla, seni gerçekten seviyor ve uğraşıyor.
Why don't you try being the one who has to wonder why all the people that she loves don't love her back.
Bir de bütün sevdiklerinin neden kendisini sevmediğini merak eden kız olmayı dene.
She really loves you.
Seni gerçekten seviyor.
- She just loves you.
Kendi erkeğimi bulabilirim.
She loves being with you. I've never seen her happier.
Onu hiç bu kadar mutlu görmedim!
"Your mother wants you to know that she loves you and..."
Tamam, aklıma bir fikir geldi.
AND SHE SURE AS HELL LOVES YOU.
Ne olursan ol seni seveceği belli.
No. You know how she loves this outdoor stuff.
Hayır, biliyorsun, bu açık hava şeylerini seviyor.
Like you're burning in envy... "she too will burn, if she really loves you"
Tıpkı senin kıskançlıktan yandığın gibi gerçekten o da seviyorsa, o da yanacaktır.
She might not want to give you the satisfaction of knowing this but you're one of the great loves of Joey Potter's life, which, doesn't suck.
Kitaplara Joey Potter'ın hayatının en büyük aşklarından biri olarak geçeceksin ki bu da kötü bir şey sayılmaz.
She loves you, Walt.
Seni seviyor Walt.
She loves you, too.
Seni de seviyor.
You know what? She loves architecture.
Mimari yapıları çok sever.
- But you're not. That's not the point. She's about to go off and marry some jerk just because he loves her and wants to settle down.
Sırf onu seviyor ve ev bark sahibi olmak istiyor diye gidip serserinin tekiyle evlenecek.
- No. If you're gonna be dull, I'm going to plunge back into Mrs Dalloway, and you know how she loves that.
Sıkıcı olacaksan, Bayan Dalloway'e dalarım, bunu nasıl sever bilirsin.
she loves me 159
she loves me not 17
she loves him 66
she loves it 79
loves you 16
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
she loves me not 17
she loves him 66
she loves it 79
loves you 16
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
your own 34
your hat 64
yours 1007
you tell 24
you know that 5741
younger 104
youn 21
you're welcome 5601
yourself 387
your own 34
your hat 64
yours 1007
you tell 24
you know that 5741
younger 104
youn 21
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
youth 73
you don't want to talk to me 24
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
youth 73
you don't want to talk to me 24