Something's bothering you translate Turkish
310 parallel translation
You look like something's bothering you.
Seni rahatsız eden bir şey var gibi görünüyor.
You look like something's bothering you.
Sanki bir şey seni rahatsız etmiş gibi.
Something bothering you?
Canını sıkan bir şey mi var?
Something bothering you, Joe?
Canını sıkan bir şey mi var, Joe?
There's something bothering you.
Senin canını sıkan bir şey var.
Do you think something's bothering Steve? Why?
- Sence Steve'in canı sıkkın mı?
I sense something's bothering you and I'm getting clobbered for it. You're a darned attractive girl.
Sizi rahatsız eden bir şey var ve acısını sanki benden çıkartıyorsunuz gibi geldi.
What's the matter, is something bothering you?
Ne oldu, canını sıkan bir şey mi var?
Something bothering you, mister?
Canınızı sıkan birşey mi oldu, Bayım?
Something's bothering you, isn't it?
Canını sıkan bir şey mi var?
Something else bothering you?
Canını sıkan başka bir şey var mı?
Let me teach you something... to stop you from being scared when someone's bothering you.
Gel de sana birisi canını..... sıktığı zaman korkmaman için bir şey öğreteyim.
Something's definitely bothering you
Canını sıkan birşeyler olmalı!
Is something bothering you, kid?
Canını sıkan bir şey mi var evlat?
Something's bothering you.
Bir şey seni rahatsız ediyor.
From now on, if something's bothering you, come tell me about it.
Şu andan itibaren, canınızı sıkan bir şey varsa gelin bana anlatın.
- Something's bothering you.
Hayır, yok. - Kafanızı bir şey kurcalıyor.
Something's been bothering you.
Bir sıkıntın var.
- Something bothering you, Beef?
- Bir şey canını mı sıkıyor, Beef?
Something bothering you?
- Canını sıkan bir şey mi var?
Something bothering you?
Bir şey canını mı sıkıyor?
Is something bothering you?
Canını sıkan bir şey mi var?
michael, I sense something is bothering you.
Michael, canını sıkan bir şey olduğunu hissediyorum.
Is something bothering you, Michael?
Canını sıkan bir şey mi var Michael?
I don't know, I just get the feeling that something's bothering you. Something other than your birthday.
Doğum gününün dışında seni rahatsız eden bir şey varmış hissine kapıldım.
I know there's something bothering you, but you never tell me.
Canını sıkan bir şey olduğunu biliyorum! ama bana söylemiyorsun!
I know, but something's bothering you.
Biliyorum, ama seni rahatsız eden birşeyler var.
Scott, if you ever need someone to talk to, if something is bothering you, I'll understand.
Scott, eğer konuşacak birine ihtiyacın varsa bir şey canını sıkıyorsa anlarım.
Something's bothering you.
- Seni rahatsız eden bir şey var.
And when something's bothering you, I want to know about it.
Canını sıkan bir şey olduğunda bilmek istiyorum.
Something's bothering you.
Bir şeyler canını sıkıyor.
The reason I wanted to go to dinner was because I could tell something was bothering you.
Yemeğe gitmek istememin sebebi bir şeylerin senin canını sıkmasıydı.
That you tell me when something's bothering you.
Neyin olduğunu bana söylemeni dilerdim.
This is just a wild stab, but is something bothering you?
Saldırganca davranıyorsun Frank. Canını sıkan bir şey mi var?
If something's bothering you, tell me!
Bak. Canını sıkan bir şey varsa, ne olduğunu söyle bana!
- Something's bothering you.
- Seni rahatsız eden birşeyler var.
Something's bothering you.
Senin var.
You told me when something's bothering you... and you're too damn stupid to know what to do, just keep your fool mouth shut.
Bana bir şeylerin seni rahatsız ettiği zamanlar, ne yapacağı bilmeyecek kadar aptalsan, sadece ağzını kapatman gerektiğini söylemiştin.
Obviously something is bothering you.
Belli ki canını sıkan bir şey var.
So it sounded like something was kind of bothering you. On the phone.
Telefonda iken seni rahatsız eden bir şeyler varmış gibi geldi sesin.
You're doing that biting-your-lower-lip thing that you do when something's bothering you.
Canini sikkin oldugunda yaptigin dudagini isirma seyini yapiyorsun.
I can tell something's bothering you... but if you come out of that car... I promise to do whatever it takes... to make it better.
Canını sıkacak birşeyler söylemiş olabilirim... ama eğer arabadan çıkarsan... mesele her ne ise... çözmeye çalışacağıma söz veririm.
Something bothering you, something inside, right?
Canını sıkan bir şey mi var? İçindeki bir şeyler, doğru mu?
- Is something bothering you?
- Canını sıkan bir şey mi var?
'Cause if something was bothering you... I got a little present here to cheer you up.
Çünkü canını sıkan bir şey varsa... seni mutlu edicek küçük bir sürprizim var.
If something's bothering you, Odo, tell it to Mr O'Brien.
Eğer bir şey seni rahatsız ediyorsa, Odo, Bay O'Brien'a söyle.
If something's bothering you, I want to hear it.
Canını sıkan bir şey varsa Binbaşı, dinlemek isterim.
Your mother says there's a little something that's bothering you.
Seni rahatsız eden bazı ufak tefek şeyler olduğunu söyledi.
If something's bothering you that much... I wish you could just be man enough to talk to me about it.
Seni geren bir şey varsa keşke konuşacak kadar erkek olsan.
Something's been bothering me ever since you got here.
Geldiğinden beri bir şey aklımı kurcalıyor.
- Nothing. - Is something bothering you?
- Bir şey varsa anlatmalısın.
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you got this 563
you will be 199
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
you know what 23733
you see 13602
you got this 563
you will be 199
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
your hat 64
yourself 387
your own 34
yours 1007
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
your hat 64
yourself 387
your own 34
yours 1007
youn 21
you know that 5741
you tell 24
younger 104
you are 6060
you're welcome 5601
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
youth 73
you know that 5741
you tell 24
younger 104
you are 6060
you're welcome 5601
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
youth 73