English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / That feels nice

That feels nice translate Turkish

69 parallel translation
That feels nice and cool.
Sana iyi gelecek.
That feels nice.
Güzel geliyor.
Oh, that feels nice.
Öyleyse, Meliadda ki insanların babana sahip oldukları için çok şanslı olduğunu düşünüyorum.
That feels nice.
İyi geldi.
That feels nice.
Bu çok güzel.
That feels nice.
Bu çok iyi geldi.
Oh, that feels nice.
Bu iyi geldi.
Oh, that feels nice.
İyi hissettiriyor.
That feels nice, actually.
Bu hoşuma gidiyor.
"Oh, that feels nice"? Or does she get - biblical?
"Ha ha ha" bu güzel diyor ama ne yaparsan yap bir türlü susmuyordu.
That feels nice.
Güzel bir his.
- Yeah, that feels nice.
- Çok iyi geliyor.
That feels nice.
Bu çok hoşuma gidiyor.
That feels nice.
Çok iyi geliyor.
That feels nice.
Daha iyi hissediyorum.
Oh, that feels nice.
Oh, çok güzel.
Mmm. That feels nice.
İyi hissettiriyor.
Thanks, Jarod, that feels nice.
Sağol, Jarod, bu iyi geldi.
That feels nice.
Kendini iyi hissedeceksin.
That feels nice.
Bu iyi hissettiriyor.
That feels nice.
İyi geliyor.
Hmm... that feels nice.
Gayet hoş.
Oh, that feels nice.
- İyi geldi. - Öyle mi?
- That feels nice.
- İyi geldi.
THAT FEELS NICE WHEN YOU TOUCH ME LIKE THAT.
Bana öyle dokunman hoşuma gidiyor.
I'm injured, but even that feels nice.
Yaralandım ama, bu bile iyi hissettiriyor.
He gets over it because Shep is such a nice fella... that he feels like he's doing him dirt.
Üstünden gelirsin çünkü Shep o kadar iyi bir insan ki... ona kötülük yapıyormuş gibi hissedersin.
That's nice. She feels the same way about you.
O da senin için aynı şeyleri düşünüyor.
That feels very nice.
Çok güzel bir his bu.
That feels nice.
Bu iyi geldi.
Oh, that feels very nice.
Çok iyi hissettiriyor.
Feel that. Feels nice, huh?
Güzel kırmızı bir kazak Dokunsana.
Oh, that feels nice.
Hoş bir duygu.
Mm, that feels nice.
Bu iyi hissettirdi.
It's just that it would be nice to know what it feels like before either of us dies!
Sadece ikimizden biri ölmeden bunun nasıl bir his olduğunu öğrenmek iyi olurdu!
ACTUALLY, THAT FEELS KINDA NICE.
- Aslında hoş bir duygu.
That feels kind of nice.
Bu güzel hissettiriyor.
That always feels nice.
Halledince insan kendini iyi hisseder.
The only thing that's nice about this is even though it's a Tuesday, it feels kinda like it's a Friday.
Bunun en güzel tarafı günlerden Salı olduğu halde, Cuma'ymış gibi hissettirmesi.
Now that you're here, this hellhole feels more like a nice, regular hole.
Artık burada olduğuna göre bu çukur artık daha güzel ve düzgün bir çukur oldu.
Okay, so picture this... I'm in Africa, and everything's great, and the people are so nice, and the clinic is amazing, and I'm doing work that actually feels important.
Şunu hayal et Afrika'dayım, her şey harika insanlar çok iyi, klinik müthiş ve çok önemli işler yaptığımı hissediyorum.
Ahh... that feels nice.
- Bu hoşuma gitti.
Yeah, that feels quite nice. Yeah, that feels quite nice.
Bir şey yok gibi.
Oh, that feels kinda nice.
Çok hoş.
She was just nice to him because she feels bad for him, that's all.
Ona karşı kibar davranıyordu çünkü onun için üzülüyordu, hepsi bu.
And she was nice enough to put it on my head and I felt what that feels like.
Onu alnıma koyacak kadar kibardı ve bunun nasıl bir şey olduğunu hissettim.
That feels so nice.
Çok güzel.
But if he feels guilty and we're nice to him, that's bad too, right? That's why I'm gonna arrest him
Ama kendini suçlu hissederken ona iyi davranmamız daha kötü olmaz mı?
Oh. Oh, that feels, nice.
Bu çok hoş geldi.
I gotta say, I love that guinea pig so much, but I can't believe how nice it feels to give it to the doctor who fixed my heart.
Ben, ben o kadar ki kobay seviyorum, demek lazım ama nasıl hissettiğini güzel inanamıyorum Kalbimi sabitdoktora vermek.
That... feels nice.
Bu iyi geldi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]