English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / The man is dead

The man is dead translate Turkish

378 parallel translation
- The man is dead, sir.
- Adam ölmüş efendim.
- The man is dead, Mr. Bligh.
- Adam ölmüş Bay Bligh.
The man is dead! No.
- Adamın düştüğünü gördüm.Adam öldü!
The man is dead, sire.
Adam ölmüş efendimiz.
There's no doubt that the man is dead.
Adam ölmüş, buna şüphe yok.
The man is dead.
Adam ölmüş.
The man is dead.
Ölmüş.
[man] The cowboy is dead?
Kovboy öldü mü?
Who is the dead man?
Ölen adam kimdi?
Keeping watch in the home of a dead man is not a job.
Ölü bir adamın evinde nöbet tutmak iş değildir.
- Why, the old man is dead.
- Yaşlı adam öldü.
- The only man who can tell me is dead.
- Cevap verebilecek tek kişi de öldü.
One night on the beach he saw a man he thought was dead, probably our friend big foot there and was rash enough to write Lestrade a note about it.
Bir gece sahilde ölü olduğunu sandığı bir adam gördü, muhtemelen dostumuz büyük ayak orada idi ve onun hakkında Lestrade'a bir not yazmakla akıIsızlık etti.
In a locked room at the top of this house, a room to which no one but myself has access, a dead man is lying across a table.
Evin üst katında yalnızca benim girebildiğim kilitli bir odada, masada ölü bir adam yatıyor.
Is the man - he's dead.
Adam... Ölmüş.
The man I love is dead.
Sevdiğim adam öldü.
The man who shot him is dead.
Onu vuran adam öldü.
"A man is lying dead on the floor."
" Bir adam yere düştü.
where violent sorrow seems a modern ecstasy ; the dead man's knell is there scarce ask'd for who ;
Ölüm çanları çaldığı zaman kilisede... kimin için çaldıkları sorulmuyor bile.
The white man is leaving and the red man is left with a bitter memory of dead and wounded.
"Beyaz adamlar buradan ayrılıyor, Kızılderililer de burada kalıp... Ölü ve yaralılarının acı hatıralarıyla yaşamaya devam ediyor."
Not when the man you loved is dead, Monsieur Lautrec.
Sevdiğiniz adam ölürse bilirsiniz Mösyö.
- The old man is dead.
- İhtiyar ölmüş.
The man you know, is dead.
Tanıdığın bu adam, öldü!
He told me any police officer can bring in a dead man, the trick is to bring him in alive.
Aranan birinin cesedi para etmez derdi, önemli olan onu diri getirmek.
I ain't educated in fancy art... but I do know the face of a dead man when I see one, and this is it.
Ama gördüğüm an ölü bir adamı yüzünden tanırım. Bunun gibi.
Thinkin of the dead man's money is making you sweat.
Ölü insanların parasının hayali bile seni terletiyor.
- And the man, he is dead.
- Ve adam düşüp ölür.
They dig a grave in the sand and they keep the drums going till the sick man is dead.
Kuma bir mezar kazmışlar ve hasta adam ölene kadar davul çalmaya devam edecekler.
A dead man lying face down in the mud of a field is no answer to peace.
Cephede çamura batmış ölü adamlarla barış sağlanmaz.
A dead man... A saint is invincible, even for the Tsar!
Ölü bir adam, çar karşısında bile yenilmezdir!
Now the man responsible for it is dead.
Bunun sorumlusu olan adam şimdi ölmüş bulunuyor.
The man you fear is dead!
Korktuğunuz adam öldü!
Yet the man who was closest to me on earth is dead, and the man who swore to destroy us lives.
Şimdiye kadar bu dünyada bana en yakın olan adam öldü. Bizi yok etmeye yemin eden adam ise yaşıyor.
You see, the only man that's not afraid to die... is the man that's dead already.
Ölmekten korkmayan yegane adam zaten ölmüş olandır.
The private life is dead... for a man with any manhood.
Özel hayat öldü. Erkekliği olan her erkek için.
But here, above the monster Amensit, who, as you can see, is part crocodile, part lion and part hippo, and who waits to devour the heart of the dead man is the glyph for a house.
Ama burada, görebileceğiniz üzere ölü adamın kalbini yemek için bekleyen yarı timsah, yarı aslan ve yarı hipopotam olan canavar Amensit'in üzerinde bir ev şekli var.
Consider first the silence of a man when he is dead.
Öncelikle ölmüs bir adamın sessizliğini düşünün.
One man is dead, I've lost contact with the other.
Bir adamım öldü, ötekiyle irtibat kaybettim.
- One man has a chance for survival, the other is dead.
Sadece iki saatlik havamız var. Bir adamın yaşama şansı var, diğeri ölü.
- Kill it! The first man that fires is dead.
İlk ateş açan ölür.
- In the empty town? - Yes, Colonel. Either they hand over Cuchillo and the gringo or they evacuate the city because at midnight, when we come, whoever is left is a dead man.
Ya bıçak ve yabancıyı teslim edecekler yada kasabayı tahliye edecekler çünkü biz gece yarısı geldiğimizde geride kalan herkes ölecek.
The only thing I'm sure of, he is a dead man.
Emin olduğum tek şey ölü bir adam olduğu.
The most cooperative man in this world is a dead man.
Dünyadaki en iş birlikçi adam ölü bir adamdır.
" ln the midnight of November, when the dead man's fair is nigh,
" Kasımın gece yarısı, ölünün adaleti yakınken,
Now that the son is dead, she has no other man.
Şimdi oğlu öldü, onun erkeği yok.
Could it be that Doctor Forrest has been attacked by highwaymen and left for dead and this is the man they've telegraphed
Belki eşkıyalar Doktor Forrest'a saldırmışlardır. Bu adam da onun öldüğünü haber vermek için...
And this is the movie found in the dead man's house?
Ölü adamın evinde bulunan film bu mu?
Milan has gone mad and the violinist is a dead man.
Milan çıldırdı. - Kemancı artık ölü sayılır!
God! As the life of a man is filled with dead.
Ölenler unutulmuyor.
The man's probably dying if he's not dead already, so I think the best thing to do is to get up there.
Adam muhtemelen ölmek üzeredir, henüz ölmediyse tabii. O yüzden en iyisi oraya gitmek.
Unless the killer of the dead man is found, the crew of Enterprise won't leave our planet.
Ölen adamın katili bulunmadıkça, Atılgan ekibi gezegenimizden gitmez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]